Ödemiş Belediyesi Kent Merkezi Yarışması İlan Edildi!

Ödemiş Belediyesi tarafından "Ödemiş Belediyesi Kent Merkezi ve Yakın Çevresi Ulusal Mimarlık ve Kentsel Tasarım Fikir Proje Yarışması" ilan edildi.

“Ödemiş Belediyesi Kent Merkezi ve Yakın Çevresi Ulusal Mimarlık ve Kentsel Tasarım Fikir Proje Yarışması” 17 Şubat 2012 tarihi itibari ile ilan edilerek başladı. Yarışma hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Yarışma ile ilgili Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin’in sunuş yazısı şu şekilde:

“Bir şehir orada yaşayanların alışkanlıklarını, geleneklerini, doğal çevreleriyle uyumunu ve kentsel kamu hizmetleri ile toplumsal işlev ve devinimlerini de karşılamalıdır. İnsanın yaşadığı kent ile kendisi arasında hoşnut olduğu, kendisini rahat hissettiği bir ilişki olmalıdır. Bu doğrultuda belediyemiz hizmetlerine bir yeni halka eklediğimiz için heyecanlıyız.Kentler, kendilerine özgü kişiliği olan yolları, bilindik yerlere çıkan sokakları, çekici kimliği olan mahalleler ister. Toplum hayatının bütün yönleriyle ortaya çıktığı; toplanılan, rastlanılan bir kent meydanı toplum hayatının adeta bir sahnesidir. Meydanların; buluşma, toplanma, merasim, temaşa imkânlarını vermesi gerekir.

Toplumun gelecekteki yapısı farklı olacaktır. Bugünkü ihtiyaçlar kadar gelecek yılların da göz önüne alınması gereklidir. Ödemiş Belediyesi olarak bir fedakârlık yaparak hizmet binamızı yıkıp, ondan kalan boşluğu Ödemişlilere bir kent meydanı olarak armağan etmek istiyoruz. Yeni belediye binasını da, şehrin merkezinde kalmış olan otogar alanına yaparak, yeni belediye binası önünü de yeşil alan olarak bırakıyoruz.

Yerel yönetimler, insanların rahat bir kentte daha mutlu yaşamaları için gelecekteki ihtiyaçları bugünden plânlamalılar. İnsanlar, kalabalık caddeler arasında nefes alabilecekleri, yürüyebilecekleri ve seçtiği yaşam tarzı ile kültürel kimliğini tamamlayan sanat ve kültür abideleri ile ağaçların bir arada bulunduğu uyumlu meydanlara ihtiyaç duyuyorlar.

Meydandaki anıtların etrafında, görkemi ile orantılı bir mekân bulunduğu takdirde meydanın o kente özgü değerlerinin belirebileceği açıktır. Anıt yakın döneme ait kültürel belleğin tazelendiği ve kent hafızasının taşıyıcısı olarak o kentin simgesi olmalıdır.

Ödemiş ve çevresi kültürünü, topraklarının verimini, ürününün kalitesini Küçükmenderes Irmağı’na borçludur. Ödemiş’in kasaba boyutunda gelişmesi, İzmir Limanı’nın Avrupa’ya ihracat yapılan bir Levanten kenti haline gelmesiyle birlikte olmuştur. Sanayi devrimi ile birlikte Osmanlı Devleti’nin dış ticaret ilişkilerinin yönünü büyük ölçüde sanayileşen Avrupa Devletleri belirlediğinden, İzmir bölgesi bir hammadde ve yarı-mamul ürün işlenen bir pazar ve liman olarak öne çıktı.

1888 yılında demiryolu hattının Tire’den Ödemiş’e uzatılması yöreyi dış merkezlere bağladığında önemli bir açılım olanağı yaratarak, İzmir ile ticari faaliyetleri kolaylaştırdı. Bu durum nüfus artışına da yansımış, hatta vergi miktarları dahi kentsel gelişim ile birlikte artmıştır. Demiryolunun Ödemiş’e ulaşmasının yanı sıra, bölge yerleşimlerini birbirine bağlayan şose karayolu yapılması, Beydağ ve Kaymakçı madenlerinin kapasitesinin arttırılarak Ödemiş üstünden mal sevkinin hızlandırılması ve birçok han, mağaza ve askeri bir kışlanın kurulması Ödemiş’in bölgesel merkez olmasına neden oldu. Tanzimat ilanından (1876) sonra toplanan ilk Osmanlı parlamentosu öncelikli olarak Dersaâdet Belediye Kanunu ve Vilâyât Belediye Kanunu isimli yasal düzenleme ile belediyeler için yeni bir dönemi başlatmıştır. 1881 yılında kurulan Ödemiş Belediyesi, dışarıdan aldığı göçlerle birlikte sonraki 20 yıl içinde 11 bin kişiye hizmet veren bir kurum haline geldi.

1900 yılında İzmir Sancağı’na bağlı kazaların en yüklü gelir kalemlerini ‘aşar’ ve ’emlak vergisi’ oluşturmaktaydı. Aşar vergisini devlet, emlak vergisini ise belediye topluyordu. 4.168.274 kuruş ile Ödemiş, İzmir kazaları arasında vergi geliri en yüksek olan kazaydı.

Ancak, şehrin görünümü Osmanlılardan kalan haliyle diğer Anadolu kasabalarından farklı değildi. Müslüman ve Rum mahalleleri farklı yapılanmış iki ayrı köy gibiydi. Müslüman mahallelerinin geri kalmışlığına karşın, Rum mahallesindeki evler taş yapıydı, sokaklar daha temiz ve bakımlıydı.

Cumhuriyetin ilanıyla beraber tüm ülkede olduğu gibi Ödemiş’te de geçmişin izleri üzerinde çağdaş bir kent yaratılmak istendi. Şehrin imarı çalışmalarında Kuvay-ı Milliye inancının başarıya ulaşmış olmasının verdiği güven duygusuyla cesur ve kararlı hamleler öne çıkmış, bu çabalar Ödemiş’in Türkiye’nin büyük ve düzenli ilçelerinden biri haline gelmesinin başlangıcı olmuştur.

Ödemiş’te cumhuriyetin ilk yıllarında, şehircilik açısından sokak ve caddelerin ortasında kalan yıkık dökük binaların temizlenerek yolların ortaya çıkarılması ve yeni caddeler oluşturulması ile işe başlanmıştır. Cumhuriyetin ilk belediyesi, öncelikle şehrin merkezi olan Küçük Camii önünün açılarak bir meydan oluşturulması, meydana açılan yolların genişletilerek Rum mahallesi ile Türklerin oturduğu bölgenin birbirine bağlanmasını sağlamıştır. Şehrin ortasında kalan mezarlık halkın dini duygularla itiraz etmesine karşın, şehircilik açısından kaldırılması gerekli olduğu için kaldırıldı.

25 Ekim 1935 tarihli Yeni Asır Gazetesindeki haberde belediyenin Ödemiş ile ilgili hedefleri özetlenmektedir; “Belediye Başkanı Bay Mithat, güzel Ödemiş’i süsleyen memleket dâhilindeki parklara lâzım gelen önemi veriyor. Mevcut parklar tevzi ve ıslah edilmektedir. Tayyare binasının bulunduğu tayyare parkı da belediye tarafından güzelleştirilmektedir. Bu iş için müteahhıs getirilmiştir. Postane binası yerinden kaldırılmakta olduğundan arsa haline gelecek olan bu boşluğa da park çehresi verilecek, memleketin güzel bir yeri daha fazla güzelleştirilecektir.”

1936 yılında Tayyare Cemiyeti’nin içinde bulunduğu alana bir Tayyare Parkı, hükümet binasının arkasına da Çukur Park yapıldı. Her iki park düzenlendikten sonra, 23 Nisan 1937 tarihinde Tayyare Parkı’nın köşesine çocuk bahçesi açıldı. Şehrin ortasında kalan mezarlık yerinin kaldırılmasının son hamlesi yapılarak, Ödemiş’e iki park ile birlikte geniş bir yeşil alan kazandırılmış oldu.

Ödemiş, 1945 yılında kent planı ulusal yarışma ile yapılan ve juri başkanlığını dönemin Başbakanının yürüttüğü ilk ilçedir. Bu planda Tayyare Parkı ve hükümet binası arasında herhangi bir yapı öngörülmemişti. 1960 sonrası yapılan belediye binası bu alanı ikiye ayırdı. 1980 sonrası ise meydanın diğer ucuna nüfus ve vergi dairesi ile kaymakamlık binası yapıldı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında kaldırılan mezarlığın yerine yapılan meydan ve parkın amacından uzaklaşma öyküsü, birçok Anadolu kentiyle benzerlik göstermektedir. Günümüzdeki haliyle belediye önündeki meydan Ödemişliler için sadece resmi törenlerin yapıldığı, diğer zamanlarda ise otopark olarak kullanılan bir kent mekânıdır. Belediye binası bu alanı bölmektedir. Bu kent mekânında yeşil alan, ağaçlar ve parklar rahat bir kullanıma yönelik değildir. Ayrıca, Küçükmenderes yöresinin merkezi konumunda olan Ödemiş ile anılacak bir anıt/anıtlar eksikliği de gözlemlenmektedir.

Yarışma konusu olan proje kent meydanı oluşturmanın yanı sıra, ‘rahat bir yaşama çevresi’nin oluşturulmasını da sağlamış olacaktır. Proje alanında “korunacak binalar ve çevreleri” dikkate alınarak yapılan tasarım Ödemiş’te bir buluşma noktası, bir aidiyet duygusu yerleştirmeyi de amaçlamaktadır.

Ödemiş’i diğer kentlerden ayıran bir meydanıyla fark edilebilir bir özelliği olmalıdır. Meydan bütününde yer alan semboller, kişiye anlam yüklü bir çevrede yaşama ayrıcalığına sahip olduğu hissini yaratmalıdır. Bu yarışmanın kentimizin kültürel değerlerini çağdaş şehircilik anlayışı ile ortaya çıkaracağını, yurttaşlarımızın huzur bulacakları bir mekân oluşturacağına inanıyorum.

İhtiyacımız olan sadece iyi düzenlenmiş değil, aynı zamanda şiirsel ve simgesel bir çevredir. Bu projeye katkısı olan ve olacak olan herkese şimdiden teşekkür ediyor, tüm katılımcılara başarılar diliyorum.

Ödemişli olmak insanı şereflendiren bir sözcük olmalıdır.”

Etiketler

Bir yanıt yazın