Radikal gazetesinden bir satırla başlayalım ''İstanbul'un 2020 Olimpiyatları'nı Tokyo'ya kaybetmesini değerlendiren Topbaş, Olimpiyat Komitesi'ne sunulan projelerin hayata geçirileceğini söyledi.''
Olimpiyat oyunlarına ev sahibi olarak seçilmemiş olmamız tabii ki İstanbul’a yapılacak 19,2 milyar dolarlık harcamayı engellemiyor. Hatta olimpiyat komitesi kendisini fes edip artık dünyada olimpiyatların düzenlenmeyeceğini açıklasa bile yapılacak inşaatlardan vazgeçilmez. Bunun sebebi ülkenin ekonomik yapısında yatıyor. AKP’nin gururla bahsettiği ekonomimiz dış ticaret dengesinde sürekli açık vermektedir. Temmuz 2013 için ihracatın ithalatı karşılama oranı ancak %57,2’dir. İyi giden ekonomi dışardan gelen parayla döndürülmektedir. Dışardan para gelmesi için gerekli olan ekonomik canlılık ise inşaat sektörü ile sağlanmaktadır. TOKİ ülke ekonomisinin lokomotifidir.
AKP iktidarı son 10 yılda TOKİ’nin yetkilerini sürekli arttırmıştır. Şu an itibariyle muhasebeyi-umumi, yapı denetimi, sayıştay kanunu, devlet ihale kanunu gibi kanuni denetimlerin dışındadır. Kendi kuruluş amacı olan az gelirli insanlara konut sağlamanın yanında, her türlü inşaat faaliyetini yapma yetkisi de getirilmiştir. Artık isterse stadyum isterse AVM yapabilir. Kaynak konusunda da çok cömert davranılmış, istediği kamu arazisini alabiliyor. Bu nasıl bir kaynağa tekabül ediyor derseniz 2008 yılında yazılmış bir makaleden alıntılayalım:
“Maliye Bakanlığı verilerine göre hükümetin, kullanıma açılmamış kamu arazilerinin satış ve kiralanması için yaptığı düzenlemelerle son beş yılda elde edilen gelir 4 milyar YTL. TOKİ’nin son üç yılda bedel ödemeden aldığı arazilerin değeri ise 3 milyar 65 milyon YTL. TOKİ’nin bugüne kadar kamu arazilerini kullanarak uyguladığı arsa satış karşılığı konut üretimi modeliyle elde ettiği gelir ise 6 milyar YTL civarında.”
TOKİ inşaat üretiminin %10’unu üretiyor. Fakat üretim kadar önemli bir işlevi daha var, o da elde edilen rantın paylaştırılması. Çünkü bu milyar dolarlık işleri kim yapacak, neredeki arsa alınacak, neredeki satılacak gibi kararlar TOKİ’den geçiyor. Kentsel rantın nasıl el değiştireceğini belirliyor. Kendi eline aldığı arsada plan yapma yetkisi var. Kendi planını kendisi yapıp kendisine arzu ettiği inşaat hakkını verebiliyor.
TOKİ’nin web sitesinde “İstanbul 2020 TOKİ ile yükselecek” diye bir bölüm var. Mesela şöyle bir şey yazıyor orada:
”Son on yılda üretilen konut birimi 594 bin’dir. Olimpiyat şehri bölgesi Yenişehir’de planlanan konut birimleri sayısı 170 bin’dir.”
Olimpiyatlardan milyarlarca dolar gelecek, İstanbul’un turizm potansiyeli iyice artacak, ülkenin imajı düzelecek, yepyeni spor tesislerimiz olacak, gençlere olimpiyat ruhu aşılanacak vb. olumlu olimpiyat güzellemeleri bir kenarda dursun. Olimpiyatların İstanbul’da yapılması, doygunluğa doğru ilerleyen inşaat sektörünü canlandıracak. AKP hükümetinin asıl endişesi ülkenin ekonomik gidişatının riske girmesi. Bu konuda da en pratik çözüm zaten mevcut olumlu durumu yaratan inşaat sektörünün devamlılığının sağlanması. Üstelik vitrine olimpiyatlara ev sahipliği yapmak gibi bir hedef koyulduktan sonra Haydarpaşa Garının dönüşümünden, yeni kentsel dönüşüm projelerine kadar çeşitli tartışmalı girişimlerde muhalif tarafları devre dışı bırakmaları daha kolay olacaktır.
Bir dönem daha (büyük oranda) inşaat sektörüne pompalayacak 19,2 milyar dolar istihdam azalmasını engelleyeceği gibi yandaşlarında keyiflerinin kaçmasını önleyecek. Aferin alan ekonomimiz istikrarlı kabul edilecek, ya sonra?
Ülkemizin spor hayatına ne kazandıracak İstanbul olimpiyatları? Gençlerin futbol veya güreşten başka branşlarla da ilgilenip ilgilenemeyeceğine veya izleyici durumunun nasıl olacağına, olimpiyat adaylığı sürecinde gençlerin spora özendirilip özendirilmediğine bu yazıda değinemedik. Zaten oraya değinen yok! 1. Lig takımları şikeden ceza almış, milli sporcuları dopingli çıkmış bir ülkenin gençlik ve spor bakanı olimpiyatların Tokyo’ya verilmesinden sonra ancak kınalı seviyesiz mesajlar attı. Oysa daha ciddi olan TOKİ başkanının daha önceden yaptığı açıklaması hala web sayfasında:
TOKİ, “Türkiye’nin AAA dereceli milyarlarca dolar değerindeki kalkınma kuruluşu ve ülkenin arsa bankasıdır. İstanbul 2020 oyunlarının yapılacağı yerlerin her birisinde bazı durumlarda 2018’e kadar erken bir zamanda sunumun gözetiminden sorumlu olacaktır. Tüm oyun yerlerini sağlamaya yeterli fona zaten sahiptir.”
Evet, maksat spor, kardeşlik, barış… Unutmadan ekleyelim bizim paramız çok, siz ne derseniz deyin o olimpiyat köyü buraya gelecek! Ama sakın yanlış anlaşılmasın biz gençlerimizi spor dallarına yönlendirmek için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. Misal daha yeni açıkladı başbakanımız olimpik yüzme havuzları yapacağını. (Ama kızlara ayrı erkeklere ayrı havuz!) Kız erkek meselesine girmeden bile şart zaten TOKİ’nin yapılacak işler listesine en az iki olimpik havuz eklemek. Harcanacak 19,2 milyar doların içinde devede kulak gibi bir yatırım kalemi…
Neyse, her ne kadar çoktan çalışmaya başlamış inşaat mekanizmasını durdurmayacak bile olsa olimpiyatların İstanbul’a verilmemesine sevindim (belki biraz yavaşlatır)… Ne de olsa üzülenlerin demeçlerinde bile spora yer yok!
2 yorum
Radikal’in haberidir. Bu sebeple başlığı değiştiremiyoruz.
Siyasi eleştirilerinizi dini terimlerle karıştırmayın lütfen..
Bu mecrayı herkesimden insan takip ediyor..
Başlığı değiştirmenizi öneririm.