Medeni ülkeler, olimpiyatlara ev sahipliği yapmadan önce etkinlik analizi yaptırıyor. Meseleyi sadece politikacıların ve müteahhitlerin iyimser tahmin ve niyet beyanlarına bırakmıyor.
Olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmak büyük bir bütçe gerektiriyor. Bu bütçe, kente sağlayacağı uzun vadeli kazanımlara, kent için altyapı ve yenileme projelerine, uluslararası tanınırlığının yükselmesine, kenti ziyarete eden turist sayısının artmasına ve bu artışın getireceği uzun vadedeki kazançlara vurgu yapılarak rasyonalize ediliyor.
Maliyet ve kazançların tahminiyle ilgili çalışmalar “etkinlik öncesi” (ex-ante) ve “etkinlik sonrası” (ex-post) olmak üzere iki zaman dilimi itibariyle yapılıyor.
Misal, olimpiyatlar nedeniyle gelecek ziyaretçi sayısı, beklenen ziyaretçilerin ortalama konaklama süreleri ve her ziyaretçinin günlük ortalama harcayacağı para miktarı tahmin ediliyor. Buradan yola çıkılarak kısa ve uzun vadeli turizm kazançlarıyla ilgili bir rakama varılıyor. Elbette bunun bir de çarpan ve hızlandıran etkileri var. Bunun da hesaba katılması lazım.
Bilimsel çalışmalarda kullanılan yöntem Girdi-Çıktı Analizi ve Genel Denge Modeli. Her iki yöntem de de planlama yaparken kullanılan araçlardan. Bu arada ülkemizin çok değerli iktisatçılarından birisi olan ve babasının rahatsızlığı nedeniyle Dünya Bankası’ndaki görevinden 1975 yılında istifa ederek ayrılmak zorunda kalmasaydı, adı Genel Denge Modeliyle anılacak olan rahmetli hocam Prof. Dr. Merih Celasun’u da burada rahmetle anıyorum.
Hülasa, kısa ve uzun vadeli kazanımların tahmin edilen tutarı, olimpiyat bütçesiyle karşılaştırılarak ev sahipliğine adaylığın rasyonel olup olmayacağına karar veriliyor. Yapılan fayda maliyet analizinden amaç, etkinliğin kamu refahına olumlu ve olumsuz etkilerini doğru bir şekilde ölçerek kamu kaynaklarının yanlış kullanımını olabildiğince önlemek.
Olabildiğince diyoruz, farklı analiz yöntemleri nadiren yaklaşık sonuç veriyor.
Kimi devletler fayda – maliyet analizini uluslararası danışmanlık ve denetim firmalarına da yaptırabiliyor. Mesela, 2004 yılında Güney Afrika’da yapılan Dünya Kupası öncesinde Grant Thornton adlı danışmanlık firmasına yaptırılan bir çalışmaya göre toplam maliyet 287 milyon dolar olarak tahmin edilmişti. Güney Afrika tarafından hazırlanarak FIFA’ya sunulan başvuru kitapçığına da bu rakam yazılmıştı. Aynı danışmalık firması 2010 yılı sonunda toplam maliyetin 6,6 milyar dolar olduğunu hesapladı. Çünkü Dünya Kupası için ulusal kaynaklardan yapılan harcama 4,3 milyar doları, yerel yönetimler tarafından yapılan harcamalar yaklaşık 1,3 milyar doları bulmuştu. Bunun yanında organizasyon giderleri için yaklaşık 1 milyar dolar para harcanmıştı. Yetkililer sorulduğunda aradaki fark, çelik ve beton yapı malzemelerinin fiyatlarının artmasına bağlanmış ve hesap verme mekanizmalarının daha fazla çalışmasına imkan verilmemişti.
Uluslararası statüde bir kent olma arzusu büyük ölçekli etkinliklere ev sahibi olmaktaki temel motivasyonlardan birisi. Temel tartışma konularından biri de büyük ölçekli etkinliklere tahis edilen hacimli bütçelerin fırsat maliyetidir.
Mevzuyla bağlantılı olarak fırsat maliyeti, olimpiyat bütçesinin alternatif alanalara harcanması halinde kamuya sağlanacak fayda olarak tanımlanabilir. Örnek, etkinliklerin yapılacağı yerlere o kadar para harcamak yerine parklara, toplu taşım araçlarına, hastanelere, üniversitelere ve çocuk yuvalarına harcanması halinde elde edilecek kamusal fayda, işin fırsat maliyetidir.
Olimpiyatlar ve benzeri büyük ölçekli etkinliklerin olumlu ve olumsuz etkilerini aşağıdaki şekilde toparlamak mümkün:
Olumlu
Ekonomik aktivite artışı
İstihdam oluşumu
Yaşam standardının yükselmesi
Yeni ticari ilişkiler
Yüksek güvenlik maliyetleri
Diğer yatırım türlerinde azalma
Olumsuz
Etkinlik süresince fiyat artışları
Gayrimenkul piyasasında spekülasyon
Turist çekiminde başarısızlık
Yerel vergilerde artış
Olumlu
Bölgenin bir turizm destinasyonu olarak tanınırlığının artması
Potansiyel yatırım ve ticari faaliyet için bölgenin tanınırlığının artması
Yeni konaklama yerlerinin ve turizm aktivitelerinin yaratılması
Ulaşılabilirliğin gelişmesi
Olumsuz
Yetersiz tesisler, suç oranları, aşırı yükseltilmiş fiyatlar gibi nedenlerle olumsuz izlenim yaratılması
Yerel iş gücü ve kamu sübvansiyonu alanında oluşan yeni rekabetten dolayı mevcut yatırımcıların olumsuz tepkileri
Olumlu
Yeni (çevresel olarak da sürdürülebilir) tesislerin inşası
Yerel altyapının geliştirilmesi
Kalıtların korunması
Çevresel konulara olan farkındalığın artırılması
Olumsuz
Ekolojik tahribat
Mimari kirlilik
Kalıtlara yapılan tahribat
Olumlu
Yerel halkın etkinlikle ilgili aktivitelere duyduğu ilgi ve katılımdaki artış
Ulusal ve yerel kimliğin, geleneklerin güçlenmesi
Spor aktivitelerine katılımdaki etkiler
Kültürler arası etkileşim
Toplumsal kimlik ve gururun güçlenmesi
Etkinlik boyunca oluşan festival atmosferi
Olumsuz
Fiziksel sıkışıklık yaratılması
Sürdürülebilir olmayan tesisler
Suç oranlarında potansiyel artış
Toplumsal yapıdaki değişim
Sosyal ayrılma (Yerel halkın yer değiştirmeye maruz bırakılması)
Kültürel şok
Yerel halkın ziyaretçilere ve birbirlerine karşı kötü tutumları
Aşırı kalabalık
Trafik sıkışıklığı
Etkinlik boyunca yerel halk için tesis kullanımlarının kısıtlanması
Olumlu
Bölgenin ve bölge değerlerinin uluslararası olarak tanınırlığının artması
Yeni politik açılımlar için fırsat oluşturulması
Planlamacıların yeteneklerinin gelişimi ve tecrübe edinmeleri
Farklı gruplar (kamu-özel sektör) arasındaki iletişimin ve işbirliğinin gelişmesi
Olumsuz
Etkinliğin doğru yönetilememesi ve amaçlara ulaşmada başarısızlık
Yönetimsel maliyetlerin artması
Etkinliğin geniş kamusal harcamaları için mazeret olarak kullanılması
Etkinliğin politik güçler tarafından kişisel amaçlar doğrultusunda kullanılması
Maliyet rakamı ve elde edilen faydayı analiz etmemize imkan veren bir bilimsel bir çalışma yok elimizde. Buna rağmen şunları söylemek mümkün:
Erzurum 2011 Universiade (Kış Oyunları) 1.593 sporcunun yarıştığı ve 8.500 görevlinin bulunduğu bir etkinlikti. Etkileşim ve iletişim unsuru olarak Oyunlar Köyü ve çeşitli sosyal etkinlik kullanılmıştı. Düzenlenen aktivitelere hem dışarıdan gelen turistler, hem sporcular, hem de yöre halkı önem vermiş, konserlerde hep birlikte eğlenilmişti.
Kış Oyunları kentin kış turizmi merkezi olarak imajına olumlu yönde etkilemiş ve bu alandaki özel yatırımları canlandırmıştı. Bu oyunlar vesilesiyle iklim ve coğrafi özellikler bakımından bölgenin kalkınması için çözüm yolunun kış turizmi olduğu idrak edilmiş ve bu konuda da Kültür ve Turizm Bakanlığı faaliyete geçerek kış turizmi konusunda çeşitli projeler hayata geçirmişti.
Ayrıca Erzurum iline gelen turist sayıları yıllar itibariyle incelendiğinde yabancı turist sayısının artmakta olduğu görüldü. Kriz etkisiyle 2009 yılındaki sert düşüşten sonra toparlanma sürecine giren yabancı turist sayısı, Kış Oyunları’nın da etkisi ile 2011 yılında bir önceki yıla nazaran yaklaşık yüzde 44’lük bir artış göstererek, Erzurum tarihindeki en yüksek değerine ulaştı.
Eminiz ki Erzurum, 2022 Kış Olimpiyatları adaylığı için destek görür ve ev sahipliğini alırsa daha başarılı bir organizasyona imza atacaktır.