Orta Avrupa’da Bir Harabe: Uhrovec Kalesi

Orta Avrupa’da Bir Harabe: Uhrovec Kalesi

Uhrovec Kalesi'ndeki işletme binasının Slovak Technical University tarafından yürütülen kapsamlı restorasyonu, yapının beşik çatısını onarmayı ve ayağa kaldırmayı amaçlıyor.

Geleneksel malzemeler ile inşaat ve zanaat yöntemlerini kullanılması, bölgedeki tüm diğer anıtların restorasyonu için çıtayı yükseltiyor. Strážovské Vrchy’nin tepelerinde, tüm ticaret yollarından gizlenmiş bir konumda bulunan Uhrovec Kalesi, Slovakya’daki en iyi korunmuş kale kalıntılarından biri. Kalenin alt katında bulunan avlusundaki Geç Rönesans dönemine ait işletme binasının yenilenmesi, binanın gelecekteki yenileme çalışmaları için bir mihenk taşı oluştururken aynı zamanda bölgedeki diğer anıtsal restorasyon potansiyelleri için de yeni kriterler belirliyor.

Karma bir işleve sahip üç katlı binada, ziyaretçilerin ve yenileme çalışmalarına katılan kişiler için konaklama tesisleri, ortak bir oda ve sergi alanları bulunuyor. Geleneksel yapı malzemeleri, klasik işçilik ve kaybolmuş gibi görünen birçok detay, terk edilmiş komplekste yeniden hayat buluyor.

Erişilmez arazisi sayesinde, tarih boyu soyluların değerli eşyaları için bir sığınak ve “kasa” görevi gören Uhrovec kalesi 1241 yılı civarında inşa edilmiş. Temmuz 1848’de çıkan yangında tahrip olan kale harabeye döndüğünde kalan son işlevsel yapı işletme binası olmuş. Hazırlık ve proje çalışmalarının temeli, binanın tarihi değerlerinin karmaşık bir şekilde tanımlanmasına odaklanan hassas bir araştırmaya dayanıyor. Sonuçların değerlendirilmesi, kültürel miras uzmanları, araştırmacılar, mimarlar ve profesyonel restorasyon çalışmaları yürüten kişilerden oluşan disiplinler arası bir ekip tarafından gerçekleştirilmiş. Öncelikle orijinal yapıların, malzemelerin ve inşaat yöntemlerinin tam olarak belirlenmesine odaklanılmış. Korunan birçok dönem detayı, izi ve buluntusu sayesinde kaleyi yeniden işlevsel bir yapıya dönüştürmek mümkün olmuş.

Kalenin restorasyonu, Avrupa kültürel mirasının değerlerine yönelik sosyal yönelimi temsil ediyor. Statü, kültür ve eğitim açısından çeşitlilik gösteren gönüllüler ve profesyonellerden oluşan bir ekibin tüm süreç boyunca birlikte çalıştığı proje uygulamasının örnek bir unsurunu da katılımcı niteliği taşıması oluşturuyor.

İnşaat sürecinde birçok geleneksel zanaat tekniği uygulanmış. Taşıyıcı duvarlar rehabilite edilmiş ve tuğla işçiliğinin eksik kısımları tamamlanmış. Tüm yatay yük taşıyıcı elemanlar, elle kesilmiş ahşap kirişlerden yapılarak orijinal yuvalarına yerleştirilmiş. Ahşap kiremit çatının şekli, kuzey beşik duvarındaki izden türetilmiş. Çatı katının zemini, alt katları olası yangınlardan koruyan seramik karolardan yapılmış.

Pencereler, ağır meşe çerçevelere hafif çam ağacından kanatlar takılarak üst kaledeki kalıntılardan elde edilmiş. Elle dökülmüş “kusurlu” ve eğri camlardan geçen ışık eşsiz bir atmosfer yaratıyor. İç mekanda 2. katta yer alan kiremitli soba bulunan orijinal parçalarla, korunmuş sıvalar da kireç el sıvası ile tamamlanmış.

Restorasyondaki zorlayıcı görev, üç katlı binanın her bir katının birbirine bağlanması olmuş. Orijinal dış kaplama sadece parçalı restorasyonda bir anlam ifade etmeyeceğinden, yeni ahşap merdiven top tabyasının bitişiğindeki binanın kütlesine yerleştirilmiş.

 

Etiketler

Bir yanıt yazın