18. yüzyılın başında Osmanlı düşün hayatında başlayan değişim kentte oluşturulan mesire alanlarıyla sosyal hayatta da dönüşümü başlatmıştı.
Yirmisekiz Mehmed Çelebi’nin Fransa’ya seyahati sonrası başladığı kabul edilen Batılı anlamdaki saray bahçeleri, mesire alanı tasarımları kent içerisinde farklı sınıflardan kişilerin biraraya toplanmasını sağlamış, sosyal hayatta farklı bir dönemi başlatmıştı.
III. Selim döneminden kalma bu tasarımcısı ve detayları belli olmayan tasarım ise çini üzerine çizilmiş ve suluboya ile renklendirilmiş bir çizimi içeriyor. Buna göre küçük bir kasır (Tasarımda “Palais” ifadesi yer alıyor) ve yapının ön ve arka cepheleri paralelinde ilerleyen bir gezinti alanı bulunuyor. 1203 olarak tarihlendirilen çizimde tasarımın ana unsuru olan kasrın çevresinde bir avlu öngörülmekle birlikte dört cepheden de dış bahçeye açıla kapılar dikkat çekiyor. Havuzu, çağlayanı ve farklı geometrik biçimlerle düzenlenmiş bahçesi dönemin Fransız bahçe tasarımı anlayışını yansıtıyor.
Tasarımın mimarının yanı sıra hangi alanda ve kimin için yapılacağı da soru işareti olarak kalan noktalardan.
Kaynak: Şahin, T., 2012. Osmanlı’nın Çılgın Projeleri, Yitik Hazine Yayınları, İstanbul.