Beyoğlu Belediye binası olarak kullanılan Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk belediye binasının restorasyonunda ek bina yapılmasına tepki gösteren mimar Yılmaztürk, "Hem cephesi kapanacak, hem de zarar görecek" diyor.
Günümüzde Beyoğlu Belediye binası olarak kullanılan Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk belediye binası nam-ı diğer “Altıncı Daire” restorasyona alındı.
Restorasyon kapsamında binanın yanına “çağdaş bir ek” bina için de temel atıldı.
Mimarlar Odası İstanbul Şube Sekreteri Sami Yılmaztürk, mimarlık tarihine geçmiş ve özenle korunması gereken bir binanın yanına ek bina yapılarak hem tarihi binanın cephesinin kapanacağı hem de zeminde sarsıntılar nedeniyle çatlamalara neden olabileceği konusunda uyarıyor.
Osmanlı İmparatorluğu’nun bu ilk belediye binasını, 1879-1883 yılları arasında İtalyan mimar Giovanni Battista Barborini inşa etti.Tanzimat döneminde, Batı’dan esinlenilerek çağdaş kent anlayışı doğrultusunda inşa edilen bina Neoklasik anlayışta düzenlenmiş cephe kurgusu ile dikkat çekiyor.
Binanın zaten zaman içinde dokusuna çok ciddi müdahaleler yapılmış; ahşap olan döşemeleri betonarmeye çevrilip ara kat ilaveleri yapılmış. 80’li yıllarda da çatı katı cephesi geriye çekilerek duvar ve tavanlarda bulunması olası iç mekân süslemeleri tamamen yok olmuş.
Beyoğlu Belediyesi, günümüzde binanın özgün karakterini kaybettiği ve çağdaş gereksinimlere cevap vermediği için İstanbul I Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla koruma çalışmaları başlattığını açıkladı.
Belediye, yapının niteliksiz eklerden ayıklanmasının hedeflendiğini, düşey ulaşım amaçlı çift asansör kullanımının öngörüldüğünü ayrıca çelik ve cam kullanılarak çok amaçlı, çağdaş bir ek oluşturulması hedeflendiğini belirtti.
Ancak Sami YılmazTürk, zaten zarar görmüş binanın “restorasyon” adı altındaki kötü müdahalelerle geri dönüşü olmayan bir hale getirilmesinden endişe ettiğini söyledi.
“Yığma tekniği ile inşa edilmiş bir binanın yanına, temel kazarak ek bir bina yapılması ile hem tarihi binanın bir cephesi kapanacak; hem de zeminde oluşacak sarsıntılar tarihi binada çatlaklara neden olacak.
Demirören binası yapılırken Ali Ağa Camii’de çatlakların oluştuğunu hatırlayalım. Şimdi onu restore etmek zorunda kaldılar. Bunda da aynı şey olacak; çatlaklar olacak sonra o çatlaklar için yeniden bir müdahale yapılacak.
“Ayrıca 130 yıl önce inşa edilen bir binayı çağdaş yaşama uyarlama her zaman mümkün değil. Mesela çift asansör konulması binaya ek bir yük getirecek; bu da binada tahribata yol açacak. Yani zaten önceden tahrip edilmiş binada ‘koruma’ adı altında geri dönüşü olmayan bir tahribat yaratılacak. Beyoğlu Belediyesi başka bir yere taşınabilir, bu bina müze işlevi de görebilir; çünkü tek ve çok değerli bir binadır.”