Denizen Works'ün İskoçya'da Loch Awe'ye bakan bir arazide tasarladığı yedi yatak odalı Hundred Acre Wood Evi'nin cephelerini geri dönüştürülmüş TV ekranları kaplıyor.
Hundred Acre Wood adlı kaleye benzeyen konut, kendine özel küçük bir gölü olan arazide altı çocuklu bir çift için tasarlanmış.
Denizen Works, evi arazide daha düşük bir kota indirerek kuzey ve güney cephelerde yapıya yerden yüksek bir görünüm kazandırmış. Tasarımcıya göre bu, İspanyol heykeltıraş Eduardo Chillida’nın çalışmalarına atıfta bulunan anıtsal görünümün etkisiyle eve sağlamlık kazandırmayı amaçlıyor.
Proje mimarı Andrew Ingham, “İşverenlerimiz, altı çocukları ve artan sayıda torunları için onların kişiliklerini yansıtacak ve aile için kalıcı bir miras sağlayacak bir aile evi tasarlamamızı istedi. Kavramsal olarak, koruyucu kabuk hissini artırmak için Eduardo Chillida’nın çalışmasına atıfta bulunarak peyzajda güçlü bir nesne olarak görünen yapı, yontulmuş katı bir kütle olarak tasarlandı.”
Chillida’nın çalışmalarına atıfta bulunurken, Hundred Acre Wood’un formu da evin çevresel bağlamına yanıt olarak geliştirilmiş. Kütlenin yerleşimi, yol üzerindeki görsel etkinin en az olmasını amaçlamış.
Hundred Acre Wood’un en sıra dışı özelliklerinden biri, az bakım gerektiren, çakıl taşı benzeri bir yüzey elde etmek için geri dönüştürülmüş ve ezilmiş TV ekranlarıyla kaplı cephesi. Bu uygulama, Denizen Works tarafından geleneksel bir kireç ve agregadan yapılmış kaba bir duvar kaplama yönteminden ilhamla geliştirilmiş.
Ingham, “İskoçya’da toplanan ve hoş bir mavi-gri tonlarında gelen geri dönüştürülmüş TV ekranlarından oluşturulan dekoratif camı kullandık ve bunun kasvetli İskoç gökyüzüne uygun olduğunu düşündük.”
Bu malzeme daha önce herhangi bir yapıda kullanılmadığı için mimarlık ofisi, performansını test etmek için bir inşaat malzemeleri şirketi ile prototipler geliştirmek zorunda kalmış. Ingham, “Müşteri onayı için ve planlamacıları sistemin başarılı olacağına ikna etmeye yardımcı olmak için büyük örnek paneller üretildi.” diye belirtmiş.
İç mekanda, evin odak noktası, tavandaki bir göz ile aydınlatılan iki kat yüksekliğindeki bir antreymiş. Bu, işverenin Denizen Works için ana taleplerinden biriymiş çünkü aile, mekana beş metre yüksekliğinde bir noel ağacı yerleştirmek istiyormuş.
Antrenin çevresinde, gün boyunca körfez ve güneş manzarasından en iyi şekilde yararlanabilmek için düzenlenmiş ana yaşam alanları ve yedi adet yatak odası bulunuyor.
İşverenin mobilya koleksiyonuna odaklanmak için iç mekanın büyük bir kısmı kasıtlı olarak sadeleştirilmiş bir kaplamaya sahip ancak antre daha dramatik bir his yaratacak şekilde tasarlanmış. Antre tasarımına atıfta bulunan Ingham, “Bir drama duygusu yaratmak için bitişleri kullanmak istedik. Salon, geri dönüştürülmüş bir kağıt tavana, altın mika benekli kil duvarlara ve açık ayna agregalı şaplı bir zemine sahiptir. Noel ağacı çukurunun üzerinde büyük, altın kurşunla kaplı bir göz bulunur ve boşluğa sıcak bir ışıltı yayar.” diye belirtiyor.
Evin kalın duvarları, derin pencere pervazlarında görülebiliyor ve heykelsi dış cephenin koruma hissini iç mekana taşıyor.
Evin bitiş detayları arasında ısıtma ve sıcak su sağlayan bir toprak kaynaklı ısı pompası ile, tüm eve tatlı su sağlayan özel bir sondaj deliği de bulunuyor. Peyzaj tasarımının bir parçası olarak ise atık su ve yağmur sularını arıtmak için gider yuvası olarak sazlıklar kullanılmış.