Paris Olimpiyat Oyunları boyunca İtalya Takımı'nın sporcularını ve misafirlerini ağırlamak için tasarlanan Casa Italia'nın açılışı 27 Temmuz Cumartesi günü yapıldı.
Paris’te düzenlenen Olimpiyat Oyunları sırasında, Casa Italia’nın tarihinde ilk kez, halk binanın içine girip “Ensemble” olarak tanımlanan sanat, mimari ve tasarım odaklı deneyimi yaşayabilecekler. Bu etkinlikler 11 Ağustos 2024’e kadar devam edecek.
Casa Italia, Fransa ile hem sembolik hem de somut bir bağ kuruyor. Toplum ve demokratik ilkeler bilincine öncülük eden Fransa, “Liberté, Egalité, Fraternité” (Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik) sloganıyla karakterize edilen Fransız Devrimi’nin değerlerini taşıyor.
Casa Italia Paris 2024; Olimpik ruhun kurucu değerleriyle uyumlu olan ve yeni tehditleriyle sarsılan bu dönemde öne çıkan Fraternity (Kardeşlik) üzerine odaklanıyor. Kardeşlik, işbirliği, ortak inşa ve iş birliğini temsil eden terim, aynı zamanda diğer halklar ve kültürlerle karşılaşmalar ve sürekli katmanlaşmalar sonucu ortaya çıkan İtalyan kimliğinin de hikayesini anlatıyor.
Çok sayıdaki penceresi ve çevresini saran bahçesi sayesinde ışıkla dolup taşan bina, doğa, sanat, mimari, tasarım ve aydınlatmanın birbiriyle sıkı bir diyalog içinde olduğu bir mekana dönüştürüldü. İtalya’ya ait unsurların (sanat eserleri, oda düzenlemeleri, tasarım anlayışı) yapıya entegre edilmesi ile 20. yüzyıl İtalyan yaratıcılığını dünyaya tanıtan ve misafirperverlik anlayışını temsil eden bu özgün yapıya hayat verildi. Yapı içerisinde 19 İtalyan sanatçının eserlerine yer verildi.
Mimari projenin konsepti, yeni ile eski, yapay ile doğal arasındaki bağlantıya dayanıyor. “Ensemble” konseptinin de ilk biçimini, olimpiyat halkalarında var olan iç içe geçme olgusu oluşturuyor.
Sosyolog Tim Ingold’un yorumuna göre;
“Dünya – bu durumda Olimpiyat dünyası – birbirine düğümlenmiş çizgilerden oluşan bir ağ, bir kumaş olarak düşünülebilir ve düğümler ‘şeylerin’ merkezidir. Kumaş, ipliklerin iç içe geçtiğini, bağlar aracılığıyla birlikte inşa etme fikrini ortaya koyar ve Casa Italia yerleşiminin ana malzemesi de bu kumaştır.”
Yapının dönüşümü sırasında sürdürülebilirliğe de büyük önem verildi. Doğal ve geri dönüştürülmüş kumaşların ağırlıklı olarak kullanılması, montaj malzemelerinin taşınmasındaki toplam ağırlığı azaltarak CO2 emisyonlarını düşürdü ve böylece projeyi sürdürülebilir hale getirdi. Bu ekolojik duyarlılığı güçlü estetik ve maddi bileşenlerle ifade etmek için -ahşap mobilyalar, toprak kaplama, ham kumaşlar, selüloz ve geri dönüştürülmüş plastik gibi- birçok tasarım unsuru seçildi ve tasarlandı.