Londra'nın merkezinde yer alan ve 138 hektarlık geniş bir alana sahip olan kraliyet bahçelerinden Hyde Park, parkları, tarihi yapıları, heykelleri, yapay gölü ve düzenli yollarıyla ziyaretçilere büyüleyici bir atmosfer sunuyor. Ayrıca, tarih boyunca politik olaylara ve ulusal kutlamalara ev sahipliği yaparak sembolik bir öneme sahip.
Londra’nın Westminster bölgesinde yer alan Hyde Park, Londra’da bulunan 8 kraliyet bahçesinden bir tanesi.
Park, yemyeşil doğası, çeşmeleri, heykelleri ve hatta tarihi yapıları ile tüm ziyaretçilerine büyüleyici bir atmosfer sunuyor. Londra’nın en güzel parklarından bir tanesi olan Hyde Park, 138 hektarlık büyük bir alana sahip.
Hyde Park kendi içerisinde birçok farklı bölüme ayrılıyor.
Bu bölümlerin başında Gül Bahçesi anlamına gelen Rose Garden gelmekte. Rose Garden, Hyde Park’ın güneydoğu köşesinde yer alıyor. Colvin ve Moggridge adındaki peyzaj mimarları tarafından tasarlanan bahçe, 1994 yılında açılmış.
Tarihi Apsley Kapısı, Hyde Park’a erişim için kullanılan önemli geçitlerden biri ve Decimus Burton tarafından tasarlanmış olan bu görkemli taş geçit, 1826’da inşa edilmiş.
Portland taşı kullanılarak yapılan bu ihtişamlı kapı, günümüzde hala Hyde Park’a giriş yapmak için kullanılıyor.
Kraliçe Elizabeth Kapısı ise parkın diğer tarihi girişlerinden biri ve paslanmaz çelik kullanılarak 1993’te yapılmış.
Charles Dickens bu parkı “mükemmel park” ilan etmiş ve buradan sonsuz ilham almış.
“Hyde Park Corner’dan hiç geçmiyorum ama bir atlı ordusunun hayaletleri benimle birlikte geçiyor. Eğer Hyde Park’ta ata binmiş ya da araba kullanmış olan herkesin hayaletleri görülebilseydi, bu Britanya tarihinin en büyük gösterisini oluştururdu.”
1536’da VIII Henry’nin özel avlanma alanı olarak kurulan Londra Hyde Park, o zamandan bu yana uzun bir yol kat etmiş, ulusu etkileyen en önemli tarihi olaylardan bazılarına tanıklık etmiş ve nesiller boyu ziyaretçilerine şehrin gürültüsünden uzak bir soluklanma imkanı sağlamış.
İşaretli ve sınırları net bir şekilde çizilmiş bakımlı yolları ve kendilerine ayrılmış alanlarda yaşayan muhabbet kuşları ve kazları düşünüldüğünde, Hyde Park’ın bir zamanlar Londra’nın tamamının dış kenarlarında yer alan uçsuz bucaksız bir çöl olduğu düşünülebilir.
On sekizinci yüzyılın başında, III William sarayını Kensington Sarayı’na taşıdı.
Atlı haydutların potansiyel varlığı nedeniyle geceleri St. James’e giden tehlikeli bir güzergah olarak görülen yoldan yürümek için, yolun bu kısmına yağ lambaları yerleştirtti ve böylece İngiltere’deki ilk yapay olarak aydınlatılmış otoyol doğdu.
Başlangıçta Kral Yolu anlamına gelen “Route de Roi” olarak adlandırılan bu isim daha sonra “Rotten Row” olarak değiştirildi.
Birkaç yıl sonra, parkta yenilemeler yapıldı ve 1830’larda Serpentine Gölü oluşturuldu. O dönemde yapay göller genellikle uzun ve düz (görkemli malikanelerin önündeki türden) iken, bu ilk doğal görünümlü yapay göllerden biriydi. Halk tarafından sevildi ve bu tarz daha sonra ülkenin dört bir yanındaki parklarda tekrarlandı.
Takip eden yüzyılda Hyde Park giderek sembolik ulusal kutlamalar için önemli bir alan haline geldi. 1814 yılında Prens Naibi George IV, Napolyon Savaşlarının sona ermesini kutlamak için havai fişek gösterileri düzenledi.
1851 yılında, Kraliçe Victoria döneminde ünlü Great Exhibition düzenlendi ve bu etkinlik için mimar Joseph Paxton tarafından tasarlanan Crystal Palace inşa edildi.
Dünyanın dört bir yanından gelen 14.000’den fazla katılımcı, Sanayi Devrimi sırasında geliştirilen icatları sergilemek üzere ünlü demir ve cam kaplı yapıda bir araya geldi.
Hyde Park’ın, etkinliklere ve gösterilere ev sahipliği yaparak tarihin önemli anlarının bir anıtı olarak daimi niteliği küçümsenemez.
Küresel bir salgın çağında, diğer mücadele zamanlarında olduğu gibi, parklar hayatlarımızda başkalarıyla bir araya geldiğimiz bir sığınak kaynağı olarak yeniden önem kazandı. Her yıl çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan Hyde Park bu olanağı sağlayan, Londra’nın en güzel parklarından biri.
Farklı kategorilerde düzenlenen yürüyüş turları sayesinde Hyde Park’ın tarihi mekanları ve doğal güzellikleri keşfedilebilir.
Özellikle aileler için doğada keşif günleri ve yürüyüş gibi çeşitli etkinlikler önerilir. Doğa keşfi turları genellikle pazartesi, salı ve çarşamba günleri düzenlenir.
Doğa aktivitelerinin merkezi olan Hyde Park, at biniciliği, bot turları, tenis, futbol ve yüzme gibi seçenekleri ziyaretçilerine sunar. Bu çeşitlilik sayesinde park, ziyaretçilerinin keyifli ve eğlenceli vakit geçirmelerine imkan tanır.
Kaynaklar: