Philippe Starck, Endülüs'teki LA Almaraza zeytinyağı değirmeni, müzesi ve restoranına ev sahipliği yapmak için bölgenin kültürel mirasına gönderme yapan sembollerle süslenmiş kırmızı küp biçiminde bir yapı tasarladı.
Rona yakınlarındaki 25 hektarlık bir arazide, koruyla çevrili olan bina, bölgede zeytinyağı üretimine dayalı turizmi canlandırmayı amaçlayan daha geniş kapsamlı bir projenin parçası olarak, yağ üreticisi LA Organic için tasarlamış.
Starck, sade yapıyı bölgenin “büyüsünü ve şiirini” kutlayan büyük sembollerle tamamlamış. Bunlar arasında Corten çelikten yapılmış bir boğa boynuzu ve bölgenin sürrealist hareketle olan tarihi bağlantısına gönderme yapan oyulmuş bir göz yer alıyor.
LA Almaraza’nın iç mekanı, dış cephede bulunan büyük boyutlu, heykelsi sembollerin devamı niteliğinde, “yaşanabilir bir sanat eseri” olarak tasarlanmış.
Restoran bölümü, yağ üretimine gönderme yapan asılı metal bir boru ve huninin altında yer alıyor ve kanat benzeri bir form, uçan ilk insan olduğu düşünülen Endülüslü bilim adamına gönderme yapıyor.
Duvara yaslanmış büyük bir boğa güreşi kılıcının altında şöminenin etrafındaki küçük oturma alanı yer alırken dış taraftaki boynuz ve yarım zeytin formları da tüm tavanı kaplayan büyük bir duvar resminin altında içeriye doğru çıkıntı yapıyor.
Duvara yaslanmış büyük boy bir boğa güreşi kılıcının altında şömine etrafında küçük bir oturma alanı konumlandırılırken, dış cephedeki boynuz ve yarı zeytin formları da tavanın tamamını kaplayan büyük bir duvar resminin altından içeriye doğru çıkıntı yapıyor.
Bu alan, binanın bir tarafından dışarı doğru uzanan ve büyük metal zincirlerle destekleniyormuş gibi görünen bir terasa açılıyor. LA Almaraza’nın karanlık iç mekanına dramatik bir kontrast sağlayan manzaraya sahip.
Merkezin diğer iki katında bir müze alanı ve sızma zeytinyağı üretim tesisleri bulunuyor. Dışarıda, bina daha geniş bir yürüyüş parkurları programı, Starck’ın heykelleri ve diğer ziyaretçi tesisleri ile çevrili.