Şehir Planlama Öğrencileri, piyasacı ve rantçı planlama anlayışına karşı, sermaye taleplerini değil kamu yararını gözetmek için örgütlendi.
TMMOB’a bağlı Şehir Plancıları Odası (ŞPO) bünyesinde Şehir Planlama Öğrencileri için “Öğrenci Komisyonu” kuruldu.
Kuruluş deklarasyonunda, öğrenciler piyasacı ve rantçı planlama anlayışına karşı, sermaye taleplerini değil kamu yararını gözetmek ve demokratik bir üniversite kurmak için örgütlendiklerini açıkladı.
Kent mekanların yapılan her müdahalenin toplumu ve kentin ruhunu etkilediği belirtilen deklarasyonda, “şehir plancıları olarak bu bedenden sorumluyuz” dendi.
“Mevcut sistemin dayattığı piyasacı planlama anlayışına, yalnızca kentlerin pazarlanması için planlama yapılmasına, planlamanın adaletsiz kaynak aktarım aracı olmasına, ‘planlı’ bir şekilde doğanın tahrip edilmesine karşıyız.”
“Doğal kaynaklar ne tüketilecek sonsuz metalardır ne de hükmedilecek düşmanlardır. Planlama kararları ile bu anlayış meşrulaştırmamalı. Kentler doğaya karşı oluşumlar olarak değerlendirilmemeli, mekânsal planlamada alınacak kararlarla doğa ile kent arasındaki duvarlar kaldırılarak insanın doğanın bir parçası olduğu anlayışı benimsenmeli.
“Kentler yalnızca üst gelir gruplarına yönelik olarak tasarlanan mekânlar değil. Kenti pazarlanabilen obje olarak gören mevcut anlayış; kent yoksullarının yaşadığı mekânları, kentin gizlenmesi, dönüştürülmesi, ‘soylulaştırılması’ gereken ‘kusurlu’ alanlar olarak görmekte. Kentler içinde yaşayan tüm insanlar için tasarlanır ve planlama, toplumun bütününü kapsamalı. Bu bağlamda kent yoksulluğu ve yoksunluğu dikkate alınarak, kamusal hizmet sunumu adil bir şekilde sağlanmalı.
“Planlama, mülkiyetin nasıl özelleştirileceğini düzenleyen ve rantı muktedirlerin hizmetine sunmak aracıyla barınma hakkını gasp eden bir araç değil. Günümüzde hemen her kentte konut stoğu fazlası olmasına rağmen birçok insanın temel insani bir hak olan barınma hakkından mahrum bırakılması bu anlayışın bir sonucu. Biz plancıların rolü temel hakların sağlanması sürecinde sosyal adalet dengesini gözetmek.”
Şehir plancılarının günümüzde önceden hazırlanmış planlara imza atan memurlar olarak kullanıldıkları belirtilen deklarasyonda şöyle dendi: “Bürokraside niteliksiz ve aciz bir teknokrat olmamalıyız, akademide toplumdan kopuk pasifist bir tavırla bilgi birikimimizi yalnızca rekabet aracı olarak görülen makalelere dökmemeliyiz, piyasada ise rantı muktedirlere dağıtan piyasanın kirli bir eli olmamalıyız.”
Deklarasyonda, bilimsel üretim mekânları üniversitelerin rekabetçi bir anlayışla piyasaya açılmasına karşı da öğrenciler olarak örgütlü bir tavır geliştirmenin gerekliliği vurgulandı.