PUPA 6.0 Atölye Yürütücülerini Arıyor

Gebze Teknik Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Kulübü (MİTA)'nün Gebze Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde 8-9-10 Eylül tarihlerinde bu yıl altıncısını düzenlediği atölye serisi PUPA 6.0 için atölye yürütücüleri aranıyor. Son başvuru tarihi 2 Ağustos 2023.

Atölyelerin bu yılki teması EŞİK, tema çağrı metni ise şu şekilde:

EŞİK
Mimarlığın otonomi ve multidisiplinerlik ya da başka bir deyişle dünya meselelerine müdahil olma arasında salınıp durduğunu söyleriz. İklimden, barınmaya, eşitlik ve adalete kadar dünya çapında yaşanan krizler karşısında mimarlığın belki de en zor meselesi bu disipliner sınırları sadece kendi retorik bağlamı içinde çizmeye çalışmasıydı.

Eşiği aşmanın önemine yani sonuca odaklanırken farklı kimliklerin varlığını ve bakış açısını dahil etmekten gittikçe uzaklaşarak mimarlığın kıyısını kendi bağlamı içerisine belki isteyerek belki de istemeyerek hapsettik ve aşındırıp durduk.

Bu durum, bizlere eşiği aşabilmek için önce eşikte yavaşlamayı ve müşterekliğin ne olduğunu anlamayı öğretmeliydi.

Nedir bu “EŞİK”?
Mimari bir terim olan kapı boşluğunun alt tarafını tanımlayan fakat pek çok mecaz anlamı ile biz mimarlar tarafından defalarca kez aşındırılmış bir kavramdır kendisi. Bir başlangıç zamanı, geçiş yeri, giriş sınırını temsil eder. (1) İçlemi sınırsızca genişletilen her terimin anlamsız hale gelmesi gibi “eşik” sözcüğü de çok şeyi imleyen, ama belirli bir anlamla ilişkilendirilemeyen bir terim haline gelmiştir.

Fakat eşikte yavaşlayan için var olan söylemler veya oluşabilecek söylemler eski ile yeninin arasında başkalaşıma uğrar, katmanlaşır ve devinim halinde ilişki kurar. Zaman içinde bazen kendine yeni bir kimlik bulur bazen de aynı kimlikte farklı bir söylem yaratır. Bu da demektir ki sadece başlangıç zamanı değil tüm zaman dilimleri söylemi anlamlandırmak için önemlidir. Böylelikle eşikte gerekli koşullar sağlandığında anlam bulunur.

Nerededir bu “EŞİK”?
O halde ikisi arası ne burası ne başka bir yer olan özel bir coğrafya yaratır. Ne kökleşmiş ne atopik kendine has bir tarih, ne sabit ne kavranılamaz olan yeni bir mekan, ne ölçülebilir ne kaygan olan başka bir zaman, ne durağan ne süreğen olan yeni bir ortaklık doğurur. Kesişimlerin yeri, sınır ötelerinin yüzeyi olan ikisi-arası çürümeye yazgılı gelişi, güzel takımadalar oluşturan anlam adacıklarında (eşikte) bulunmaya neden olur. (2) Bir istisna yaratır. Eşikte geçici olarak yavaşlarken söylemlerimizle belleklerde kalıcılığı sağlamaya çalışırız. Tüm disiplinlerin kıyısından oluşan eşiğin tam olarak nerede olduğu bilinmez. Eşikte soluklanıp her kıyıya göz gezdirmeliyiz ki eşik her disiplin için anlamlı bir yere dönüşsün. Sadece mimarlığın eşiği olmaktan kurtulsun, tüm disiplinlerin eşiğini oluştursun.
Eşikte yavaşlamak, bize unuttuğumuz neyi hatırlatır?

Bu dinamizm, doğanın kendini yenileme mekanizmaları sayesinde doğada halihazırda vardır. Antroposen çağında insanlığın ise kendi oluşturduğu vitrinlerin içinde bilinçsizce tüketmeye ve olumsuz etkilemeye devam ettiğini deneyimliyoruz. İyileşmek ve iyileştirmek için yavaşlamalıyız! Daha sonrasında adımlar atabiliriz! Çevremizi ve farklı bakış açılarını ne kadar iyi hatırlarsak zihinlerimizdeki eşiği aşabiliriz.

Oğuz Atay’ın da hislerimize tercüme olmasıyla insanlık eşiği aşabilmek için eşikte adeta şöyle haykırır: “Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. “(4) Kılını kıpırdatmak için de hep ötekinin adım atmasını bekliyor. Veya işine geldiği gibi gözünü yumuyor.

İşte disiplinler arası bilginin yorumlanarak kolektif ortam sağlanması için dijital dünyada doğru veya yanlış kolaylıkla ulaşabildiğimiz pek çok bilgi arasında kaybolmadan sıyrılmak oldukça emek isteyen bir uğraştır.

Buna göre mimarlık yapma pratiği, olağanüstü koşullara direnmek için kentsel günlük yaşamla birlikte eşikte nasıl desteklenir?
Yeniden yapılanmanın olağanüstü doğasıyla nasıl başa çıkılır?
Birtakım sorgulamalara cevaplar aradığımız, bazen cevap bulamasak da ortak akıl ile sorular üretmenin kıymetli olduğu bir yerdeyiz.
Eşik-deyiz sadece yapmak için değil aynı zamanda söylem oluşturmak için…
Bir yandan yeni bir gelecek hayal ederken öte yandan kendini geçmişin üzerine inşa edip aynı zamanda onu yeniden yorumlayarak değişime önayak olan ve böylelikle süreç içinde her ikisini de değişime uğratacak söylemler-kimlikler arıyoruz.
Bu söylemi sadece mimarlık değil tüm disiplinlerin kıyısında bir arada üretmeye davetlisiniz!
Peki, geri dönüşüm bu PUPA 6.0 ‘da nerede?

Tabii ki eşikte durması gereken bizlerde. En önemli geri dönüşüm insanın geri dönüşümü!

Bunun yanında atölyelerde geri dönüşümün yanı sıra, malzemeler söz konusu olduğunda ileri dönüşüm gerçekleştirdiğimizi söyleyebiliriz. İleri dönüşüm çöp haline gelmiş bir malzemenin işlevini değiştirip veya farklı bir malzeme ile birleştirip bir süre daha kullanılabilir halde kalmasını sağlamaktır. Mimarlık pratiğinde ise ileri dönüşüm daha çok atıl alanların ve yapıların yeniden işlevlendirilmesi için geçerlidir.

Araştırmalara göre, yeni enerji üretim tesisi inşa etmek yerine, mevcut binaların enerji verimliliği iyileştirmesinin daha uygulanabilir olduğunu göstermektedir. Enerji verimliliği uygulamaları ile elde edilecek enerji tasarrufu, yeni yapılacak enerji tesisi yatırımından 6,6 kat daha etkili olacaktır. Yine aynı şekilde eski binaların yıkılıp enerji etkin yenilerinin inşa edilmesi yerine, mevcut binaların iyileştirilmesinin de (yaşam döngüsü analizine girmeden dahi) çok daha mantıklı ve hesaplı olacağını ortaya koymaktadır. (5)

Karbondioksit gazının dünyadaki salımının yüzde 50’sinin binalara ait olduğunu, enerjinin yüzde 40’ının da binalarda kullanıldığını düşünecek olursak; mevcut binalarda sadece ısıtma verimliliğini artıracak uygulamalarla enerji tasarrufunda yüzde 25’lik bir iyileşme sağlanabilir. Verilere dayalı olarak, enerji verimliliğinin artırılmasıyla 2030’a kadar dünya genelinde karbon emisyonlarında yüzde 35 azalma sağlanabileceği tahmin edilmektedir. (6) Bu veriler, ileri dönüşümün, çevre dostu ve geleceğe uyumlu şehirlerin tasarımında kritik bir rol oynayacağını ve sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir araç olacağını göstermektedir. Pupa 6.0’da bu amaç doğrultusunda ölçekler arası geçişliliğe sahip üretimleri destekleyen kritik söylemler sayesinde mimarlık yapma pratiklerini diğer disiplinlerle birlikte sorgulama imkânı bulacağız. Üretimlere yansımasını da hep birlikte deneyimleyeceğiz. Farklı disiplinlerin bakış açısıyla iklime, dönüşüme, adalete ve kimliğe dair sorulara cevap aramak için eşikte nasıl buluşabileceğimizi tartışacağız.

Katılımcı başvuruları için: https://gtumita.wordpress.com/

KAYNAKLAR
(2) Yolculuğa Övgü, Coğrafyanın Poetikası-Michel Onfray, Türkçesi: Murat Erşen, Felsefe
(3) Yavaş Yavaş Aydınlanan- Ahmet Hamdi Tanpınar, Şiir
(4) Tehlikeli Oyunlar- Oğuz Atay, Roman

Ayrıca bakılabilecekler:
Amplifying_Nature_The_Planetary_Imagination_of_Architecture_in_the_Anthropocene_2018.pdf erişimi için tıklayın.
speculative-everything.pdf erişimi için tıklayın

Etiketler

Bir yanıt yazın