Cenevre'nin tarihi merkezindeki son inşa edilebilir alanlardan birinde yer alan blok 10 sosyal konut biriminden oluşuyor.
Kantona ait olan arsa, finans bölgesinin kalbindeki bu istisnai konumda sosyal konutlar geliştirmek amacıyla Fondation Nicolas Bogueret’e devredilmiş.
Atelier Archiplein tasarlanan proje Proje, Rhone Nehri kıyısında koruma altındaki doğal bir alanda yer alıyor ve tescilli bir binanın hemen bitişiğinde bulunuyor. Malzeme seçimi, geniş camlı bölmeleri tanımlayan yapısal bir ızgara üzerinden yapılmış. İlk bakışta, mekanın endüstriyel ruhu ile örtüşen bir imgenin uzaktan üstünkörü bir okumasını sunuyor. Sokakla, suyla ve açık kamusal alanla olan ilişki, koruyucu önlükleri, çerçeveleri ve ızgaradaki varyasyonları entegre etmek için fırsatlar sunuyor.
Kullanılan doğal malzemeler, çevresel ve iklimsel konularla ilgili olarak mevcut inşaat biçimlerini sorgulama fırsatı sunuyor. Proje, taş ve ahşabı birleştiren basit ve rasyonel bir mimari dil geliştiriyor ve tüm dikey yapı masif taştan oluşuyor.
İki farklı kireçtaşı türü, doğru yerde doğru taş ilkesine göre, teknik özellikleri dikkate alınarak kullanılmış. Taşın öne çıktığı durumlarda da yine açıklık, işçilik ve kilitlerden oluşan tutarlı bir bütün sunuluyor. Modern üretimden endüstriyel malzemeler ele alınırken aynı zamanda klasik düzenlemeler de yeniden üretiliyor.
Bina, akıllıca ve verimli bir şekilde dağıtılmış küçük daireleri bir araya getiriyor. Bu amaçla cadde kenarı boyunca bir dış galeri uzanıyor. Bu alan, hem sirkülasyon hem de balkon görevi görerek paylaşım, ortak yaşam ve potansiyel mülk edinme olanakları sunuyor.
Küçük de olsa her dairede güneye bakan bir dış mekan ve Rhone’a bakan büyük resimli pencereler bulunuyor. Bu düzenleme, iç mekanı daha geniş bir manzaraya doğru uzatırken mahremiyeti de garanti ediyor.
Taş ve ahşabın sıkı kombinasyonunun, betonarmeye gerek kalmadan yapısal ve sismik sorunların çözümüne katkıda bulunduğu gerçeği vurgulanıyor. Bu, taşın birincil özelliği olan, sıkıştırmaya karşı direnci için kullanılarak normatif sismik sorunların çözümünü ele alan iddialı bir mühendislik yaklaşımı sayesinde gerçekleşmiş.