Rizvi Hassan tarafından, yurdundan edilmiş toplulukların kültürlerini, değerlerini, sanatlarını ve hikayelerini bir araya toplamak için tasarladığı Rohingya Kültürel Hafıza Merkezi, mülteci kampının ortasındaki bir tepenin en üst noktasında bulunuyor.
Yerli toplulukların barınak yapmaya ilişkin bilgilerinin, sayısız tasarım tartışmaları ve uygulamalı atölye çalışmaları yoluyla paylaşıldığı, katılımcı bir yaklaşım izlenmiş.
Çatı, strüktürün ve malzemelerin yerel iklim koşullarına göre işlendiği tipik bir Rohingya tekniği kullanılarak Mangrov Palmiyesi yaprakları adı verilen doğal bir malzemeden yapılmış. Çatı, rüzgarlara dayanacak ve gerektiğinde yağmur suyu toplayacak şekilde tasarlanmış olup topluluğun doğayla arasındaki simbiyotik ilişkisinin bir dışavurumu biçiminde.
Her salon, ışık kaynağı olarak hizmet veren ve içinde sakin bir atmosfer yaratan merkezi bir avludan oluşuyor. Salonu kaplayan delikli bambu perde, alanın nefes alabilmesini sağlayıp görsel bağlantı kurarken salonun mahremiyeti koruyor.
Rohingya topluluğunun doğal malzemeleri kullanma becerilerine saygı gösterilmiş ve merkezin tasarımında bu yansıtılmış. Yerel işçilik, bambu dokuma teknikleri, geleneksel pencere ve kapı desenleri ve yapım yöntemleri, topluluğun düşünce özgürlüğünü geri kazandıran kesintisiz bir süreçle beraber sonuçlanmış.
Yapının strüktürünün geçici doğası sayesinde, sökülebilir prekast kolonlarla, parçalara ayrılmış karolarla, somun ve cıvata doğramalarıyla beraber tasarımın esnek ve kolayca sökülebilir olması sağlanmış. Yerel zanaatkarlarla mimarlar arasında bir diyalog ve teknik alışverişi olarak inşa edilen merkez, topluluğun kimlik ve kültür duygusunun sanatsal bir dışavurumu.