RMJM Milano, Türkiye'nin en eski şirketler grubundan biri olan Sanko Holding’in İstanbul Genel Merkezi tasarımı için düzenlenen yarışmayı kazandı. Sürdürülebilir ve yenilikçi özellikleriyle ön plana çıkan yapının inşaatının 2023 yılına kadar tamamlanması hedefleniyor.
Tasarımlarında sürdürülebilirliği uygulamak için yaratıcı ve yenilikçi yollar geliştirmeyi kendine amaç edinen RMJM Milano ekibi, Kapadokya’nın mağaralarından ilham alarak tüm binayı, oyulmuş ve yerden yükselen bir monolite benzetmiş. Cephedeki açıklıkları ile birlikte doğanın güçleri tarafından şekillendirilmiş izlenimini veren yapının çevre ile diyaloğunu en üst düzeye çıkarma isteği, formu oluşturan ana etken olmuş.
Merkezi boşluk, zeminden bina çatısına kadar uzanarak doğal ışığın her kata rahatça ulaşmasına imkân veriyor. Fotovoltaik paneller yardımıyla çoğu yenilenebilir olan elektrik kullanımı en aza indirgeniyor. Yeşili de bünyesine dahil eden tasarım, her katta yer alan farklı bitki türleri ile ortam havasının kalitesini artırırken binanın içini daha serin hale getiriyor ve klimaya olan ihtiyacı azaltarak sürdürülebilir bir tutum sergiliyor.
Binanın alt katlarında ağırlıklı olarak ofisler, toplantı odaları, oditoryum ve restoran yer alıyor. Servis ve park alanları, bitkileri sulamak gibi içilemez kullanımlar için yeniden kullanılmak üzere yağmur suyunu depolayan yenilikçi bir sistem içeriyor. Evsel gri su, tuvalet sifonu ve sulama için geri dönüştürülürken yerel su kütlesinin kirliliğini azaltıyor.
Sürdürülebilirlik odaklı bu tasarımla Sanko ve RMJM Milano, İstanbul’un manzarası üzerinde olumlu bir etki yaratma konusundaki isteklerini vurguluyor. Simgesel yapının inşaatının 2023 yılına kadar tamamlanması bekleniyor.
“Zorluk, görmeye alışık olduğumuzdan farklı bir ofis kulesi hayal etmekti. Bu binaya girdiğinizde ilk aklınıza gelen saygı duymak, konuşmak yerine fısıldamak, acele etmek yerine sürüklenmek ve ziyaretinizin keyfini çıkarmak oluyor.”