Aylardır ayakta kalabilmek için direnen Beyoğlu esnafı içinde bir tanesinin yardım çığlığı içimi ayrı cız ettiriyor. O da şehrin en güzel kitabevi olan Robinson Crusoe 389.
Tam 19 yıl olmuş açılalı… Öğrencilik yıllarımdan beri yalanarak girdiğim, sadece mimari olarak bile İstanbul’un vazgeçemeyeceğim ilk 5 mekanından biridir, Robinson Crusoe 389… Motto’su “duvarlar boyunca kitap”mış, bilmezdim. Hep bu dükkana benzeyen bir evim olsun istedim. Bazen “Evde okumadığım kitaplar sıra sıra, sadece bakıp çıkayım” desem de, burada bir kitabın başlığının cazibesine kapılmamak hiç mümkün olmamıştır. Bir de şu an şehrin dört bir yanını sarmış zincir kitapçı-kasetçi bozması yerlerde satılan çöp kitaplara da asla yer vermez, Robinson… Gençler! Şimdi her köşede bulabildiğiniz avangard dergileri bu şehre ilk Robinson, hem de üzerine kâr payı eklemeden getirip satmıştır. İstanbul’un fahri amazon.com’u yıllar evvelinden beri bu kitapçıdır. Hâlâ da yurt dışından istediği kitapları internet yerine Robinson’dan ısmarlayanlar vardır. Nefis mimarisinin altında ünlü mimarımız Han Tümertekin’in; o önünde kimbilir kaç fotoğraf çekilmiş logosunda ise Türkiye’nin en önde gelen grafik tasarımcısı Bülent Erkmen’in imzası bulunur.
Zamanında tüm bu isimleri bir araya getirme zevkine ve birikimine sahip, nüfusu hababam artsa da kitap okuyanlarının sayısı mütemadiyen azalan bu ülkeye bu “hediye”yi veren kurucu ortaklar Deniz Kunkut ve Uğur Eruzun’a bence Kültür Bakanlığı bizde şövalyelik nişanının muadili neyse onu takmalı. Kızkardeşim üniversite yıllarında hem Robinson’da çalıştı hem okudu… Geriye bakınca onun adına böyle keyifli bir gençlik deneyimi yaşayabildiği için hep mutlu oluyorum. Robinson İstanbul için bir diğer kitap satan mağaza değil; Markiz ve Emek Sineması’yla eş değerde bir kültür varlığıdır. İkisinin de katline hep beraber izleyici kaldık; Markiz’in önünden geçerken başımı öte yana çeviriyorum; eskiden Emek’in yer aldığı taraftan ise hiç geçmiyorum.
Beyoğlu’nun krizi Gezi’den çok evvel inşaatlarla başladı ama mülk sahiplerinin kira beklentilerinde, belediyeye ödenen giderlerde hiç azalma olmadı. Bu manada şikayeti olan tüm Beyoğlu esnafı mutlaka haklı; yalnız ben bu sefer aralarından Robinson Crusoe 389’u parmakla gösteriyorum ve burası da nakit sıkıntısından kapanırsa arkasından ağlamayalım diye sizi eyleme davet ediyorum. Ticari bir işletme olmasına rağmen yıllardır vakıf gibi çalışan Robinson Crusoe’da şimdi bir kitap kampanyası başlatılmış. “Önce öde sonra al” adlı kampanyayla kart sahibinin tutarını kendi belirleyeceği -50 TL’den az olmamak kaydıyla- RobKart’lar hazırlanmış. Bu kartları kitabevinin www.rob389.com adlı, nefis kitapların alışverişini de yapabildiğiniz sitesinden almanız mümkün. Artık sadece ortaklarının sahipliğiyle açıklanamayacak, İstanbul’un zenginliklerinden biri olan bu kült mekanı ayakta tutmayı hep beraberce becerebilmemiz lazım…