Aydın’ın Söke ilçesinde yaşayan Roman yurttaşlar, yılardır yaşadıkları mahallenin Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında yıkılarak şehir dışında yapılacak olan TOKİ konutlarına yerleşmeye zorlanıyorlar.
Sabit işleri olmadığı için kent dışına çıkmak istemediklerini belirten Romanlar, kültürlerini yaşatmak için bir arada yaşamak zorunda olduklarını kaydediyor. Yüksek binalarda yaşayamayacaklarını ifade eden Romanlar, “Roman açılımı mağduriyet getirdi. Bizi kentlerin dışına çıkarmasınlar, gelip bizim mahallemizde açılım yapsınlar. Kültürümüzün yok olmaması için ana dilimizde eğitim de verilebilir” diyor.Yunanistan ile Türkiye arasında 1924 yılında yapılan nüfus mübadelesi sonucu Selanik’ten getirilen Romanlar, Söke’de Rumlara ait evlere yerleştirildi. Romanlar, o tarihten bu yana burada yaşamaya devam ettiler. Söke’de bulunan 4 bin Roman, Kemalpaşa, Müzisyenler ve Atatürk Mahallelerinde oturuyor. Bu mahallelerde bulunan evlerin çoğu tarihi yapı olduğu için mahalleler SİT alanı kapsamına alınmış durumda. Bu durumdan şikayetçi olan Romanlar, yerlerini terk etmeleri için bu kararın alındığını belirtiyor.
Romanların yaşadığı Kemalpaşa Mahallesi hakkında belediye 10 yıl önce yıkım kararı aldı, ancak bugüne kadar bu kararını uygulamadı. Romanlar, belediyenin kararı uygulamamasını “Romanlar nasıl olsa bir gün buradan çıkarılacaklar” ifadesine bağlıyorlar. Romanlar, kendilerine dönük açılım adı altında kentlerin dışına itilmek istendiklerini düşünüyor.
GÖRÜŞMELER SÜRÜYOR
Söke’deki Romanların da, yapılacak olan TOKİ konutlarına yerleştirilmesi için bir süre önce karar alındı. Bu duruma tepki gösteren Romanlar, mahallelerinde taşınma projesinin kültürlerini yok etme projesi olduğunun altını çiziyor. Bu durumu önlemek için Söke Romanlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Suat Orman, TOKİ ile yapılan görüşmelerle anlaşmaya çalıştıklarını belirterek, belediye ile yapılan görüşmeler sonucunda 242 dönümlük bir arazi tespit ettiklerini söyledi. Romanların toplu olarak buraya yerleşmesi için TOKİ ile görüşmelerin devam ettiğini belirten Orman, “TOKİ Roman konutlarının metropol ve kent merkezlerinden uzakta olmaması için çalışıyoruz. Romanları şehir dışına atmasınlar. İstanbul Sulukule projesinde ortaya çıkan sorunları buradaki Romanlar da yaşamak istemiyor. TOKİ’nin yapacağı konutların kararlarına Roman dernekleri de dahil olsun” dedi. Orman, Roman kültürünün asimile olmaması için toplu olarak bir yerde yaşamasından yana olduklarını dile getirerek, bunun için devlet yetkilileriyle sık sık görüştüklerinin altını çizdi.
‘ROMANLAR YÜKSEK BİNALARDA YAŞAYAMAZ’
Romanların genelde Söke’de düzenli bir işte çalışamadığına değinen Orman, şehir dışında yaşamın ciddi bir mağduriyet getireceğini söyledi. Bunu önlemek için yoğun çalıştıklarını belirten Orman, şehre yakın bir yerde belediye tarafından bir arazinin kendilerine tahsis edildiğini söyledi. Orman, bu arazide romanların yaşamlarına uygun bir yapılaşma için TOKİ ile anlaşmaya çalıştıklarını dile getirerek, “Çünkü Romanlar yüksek binalarda yaşayamaz. Romanların kültürlerini fiziki yaşamlarını hayata geçirecek ve unutmayacak yapıların yapılması çok önemlidir. Romanlar genelde sabit bir işte çalışmıyor. Bunun için şehir merkezlerine yakınlığı da son derece önemlidir” dedi.
‘AÇILIM MAĞDURİYET GETİRDİ’
Söke’de uzun yıllardan beri Kemalpaşa Mahallesi’ne yerleştirilen Romanlar, genelde hamallık ve ayakkabı boyacılığı yaparak geçimlerini sürdürüyor. Sabit bir işte çalışmayan Roman vatandaşlar, açılımın kendileri için büyük bir mağduriyeti de beraberinde getireceği düşünüyor. Romanların yüzyıllardır bohçacılık ve tezgahçılık yaparak geçimlerini sağladığına dikkat çeken Sabri Canbaz, “Şehirden uzak bir yerde nasıl yaşayacağız. Nasıl geçineceğiz. Biz burada günü birlik işlerle yaşıyoruz. Eğer Romanları düşünüyorlarsa, Roman mahallelerinde bir açılım yapsınlar. Mahalleler daha yaşanır hale getirilsin. Daha genişletilsin. Niye illa şehir dışına beton arasına bizi sıkıştırmak istiyorlar” dedi.
‘ANA DİLİMİZDE EĞİTİM VERİLEBİLİR’
Söke Romanları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Sekreteri Yadigar Acar ise, Roman açılımının sadece Romanların taşınması olarak değil de, yaşamlarında bir kolaylık olarak ele alınmasının daha doğru olacağını belirtti. Acar, mahallelerinde yaşamaktan yana olduklarını, ancak eğer taşınacaklarsa da toplu bir yerde yaşamayı tercih ettiklerinin altını çiziyor. Acar, “Bu açılım Romanları asimile yerine daha da pekiştirecekse biz de yaşamın koşullarına göre değişime hazırız. Örneğin kültürümüzün yok olmaması için ana dilimizde eğitim de verilebilir. Ya da kültürümüzü genişletmek için bir takım imkanlar sağlanabilir. Açılımın sadece Romanların şehir dışına itilmesi ve fiziki olarak bir değişime zorlanması olarak algılanmaması gerektiğini düşünüyorum” dedi.