29 Eylül 2012 tarihinde Kalebodur sponsorluğunda 21. kez düzenlenen ARKİV Buluşması, Doluca Şarapçılık'ta gerçekleşti.
Şanal Mimarlık ortağı Murat Şanal önderliğinde gerçekleşen buluşmaya Cemal Mutlu, Ali Eray, Mehmet Emin Çakırkaya, Pınar Gökbayrak, Aylin Ayvaz, Defne Önen, Dilgün Saklar, Elif Özdemir, Oral Göktaş, Sevince Bayrak Yekta İpek, Cibeles Sanchez Llupart, Balin Özcan, Mehmet Alpertong, Ayber Gulfer, Carlos Valderrama Lozano, Ahmet Turan Köksal, Murat Er, Emlakwebtv adına Işılay Çolak, Bilal Balaoğlu, Kalebodur’dan Ayşe Çamcı, Arkitera Mimarlık Merkezi’nden Ömer Yılmaz, Aslı Uzunkaya, Arzu Eralp, Bahar Bayhan, Barış Göğüş, Burcu Şenparlak, Burcu Göncüoğlu, Damla Özgü Yıldız, Derya Gürsel, Derya Yazman ve Selin Biçer katıldı. Düzenlediğimiz sosyal medya kampanyası sonucunda da Deniz Güre Emek, Ayşegül Özlem Bayraktar, Nihat Sarı ve Umut Koç buluşmada yerini aldı.
Çerkezköy’de fabrikaya ulaştığımızda organize sanayi bölgesi girişinde durup binanın cephesi ve kütle etkisi uzaktan izlendi. Bu sırada Murat Şanal, fabrika ve henüz yapılmamış olan fakat tasarlanan vadi ve ziyaretçi merkezinin konumlanışı hakkında bilgi verdi.
Fabrika idari bölümündeki camekan toplantı odasında Murat Şanal sunumunda tasarım ve inşa boyunca nasıl bir süreç geçirdiklerini anlattı.Sunuma şarap üretimi ve dünyada üretilebilen konumlardan bahsederek başlayan Şanal bunun tamamen doğaya bağımlı bir üretim olduğundan, topoğrafik eğrilerin kullanımının, güneş açısının ne denli önemli olduğundan bahsetti. Tasarımda iklimsel verileri sonuna kadar taşımaya gayret ettiklerini söyledi. Şarabın herkesçe romantik olarak düşünüldüğünü fakat üretimin ironik bir şekilde endüstriyel bir bölgede yapıldığını söyledi.
2007 yılında proje üzerinde çalışmaya başladıklarını söyleyen Şanal, tasarım süreci başlangıcında ne tür malzeme kullanmaları gerektiği, nelerin vurgulanacağı gibi konularda işveren ile uzun süre kavramsal bilgi alışverişinde bulunduklarını aktardı. Doluca’nın geldiği yere ve tarihine yönelik öğelerden bahsetti ve tasarımda bu tarihçeden esinlendikleri kısımları anlattı.
Grafik üzerinden yaptığı anlatımla Şanal, projeyi kültür&coğrafya&bilgi birikimi olmak üzere 3 bölümde algıladıklarını aktardı. “Kültür” ziyaretçi merkezini, “coğrafya” deneysel bağ ile yapay vadiden fabrikaya geçişteki yaya sirkülasyonunu, “bilgi birikimi” ise projenin en ağır tarafı olan bilgi birikimini oluşturduğunu söyledi. Kurguda ziyaretçinin şarap tadıp, coğrafyayı ve üzümleri algılayıp sonra da seçimine göre üretimin içinden ya da sadece know-how kısmından geçerek tüm aşamaları deneyimleyebileceğini söyledi.
Tesisin içinde şarap üretimi ile ilgili temel değişmezlerin olduğu bölüm geniş yer kaplıyor. Fermantasyon, tank, fıçı alanı, şişeleme ve son mamül.
Drum olarak adlandırdıkları bölüm fabrikanın en can alıcı noktası. Binanın mimarları en değerli nokta fıçı odası diyerek, herkes bu bölümü deneyimlemeli diye düşünüp, tüm tasarımı bu kurgu etrafında oluşturmuş. Giriş kısmında bulunan, asansöre ulaşılan, toplantı odasına çıkılan ve fıçı alanının izleme platformu bulunan atriyumun mümkün olduğunca sık kullanılması planlanmış. Rampa ve merdivenle katlar arası dolaşırken fıçıların yanı sıra, laboratuvar gibi en teknik bölümlerin de algılandığı bu alanda da güneşin gün içindeki farklı etkisi oldukça hissediliyor. Bu alanın yapımı yüklenici firma için oldukça zorlayıcı olmuş.
Yapım yöntemi olarak precast beton ve sandviç panel tercih edilmiş, sebebi ise iklim koşullarına uygun olması, izolasyonun iyi olması, hız ve ekonomi. Bu aşamada malzemelerin sıradanlıktan nasıl çıkıp, özelleşeceği üzerine uzunca süre çalışılmış. Alt katta fabrikanın en değerli parçaları fıçılar bulunurken üst katta beyin gücünün bulunduğunu aktaran Şanal, altta ahşap içinde saklanan ürün mantığını üst kata ahşap cephe kaplamalı bir kütle içindeki insanlar olarak taşıdıklarını söyledi. Kütlelerde ve iç mekan bölümlenmelerinde renk değişikliğine gidildiğini ve ziraatten etkilenen renkler kullanıldığını da sözlerine ekledi.
Verandanın sosyal alan olarak tasarlandığını belirten Şanal, sanayi bölgesinde oldukları için dışa açılmayı pek tercih etmediklerini, fakat kendi tasarımları olan bağ, bahçe bölümüne açılım olduğunu söyledi. Güneye bakan cephe boyunca güneşin saatlerine göre farklı uzunluklarda gölge atan bir bezeme bulunuyor. Fıçı alanının tüm şarap fabrikalarında süsleme alanı olduğunu ve zenginliği gösterdiğinden bahseden Şanal burada sade bir tasarım yapılarak fıçıya odaklanma sağlandığını ve tüm fıçıların ön plana çıkarıldığını ve derin, büyük şarap mahzeni algısının vurgulandığını anlattı. Bu bölümde küçük pencerelerle ışık dramatik bir şekilde içeriye alınıyor ve gün içinde farklı ışık hüzmeleri oluşuyor. Yapay aydınlatmalarda ise birkaç senaryo bulunuyor, çalışma zamanı ve ziyaretçi senaryoları.
Planlar üzerinden anlatıma geçen Şanal, fabrikanın tüm bölümlerini tek tek anlatıp, henüz inşa edilmemiş olan ziyaretçi merkezi bölümüne geçti. Şarap tadım odası, restoran gibi bölümleri barındıran ziyaretçi merkezi fabrikanın organize sanayi bölgesinde bulunması nedeniyle dışarıdan izole edilmek amacıyla toplamda 3-4 m kadar aşağıda kalıyor. Ziyaretçiler böylelikle kontrol edilebilen alanda tanımlı bağ ve bahçeyi algılayabiliyor.
Şanal, işveren ve yüklenici firma ile beraber bu işe inanarak, tüm aşamalarda beraber çalışıp, bu projeye inandıklarını ve bir adım daha ileri götürdüklerini söyledi. “Mümkün de… Mümkün Olabileceğine İnan…ve Mümkün Kıl” anlayışını benimsediklerini aktardı.
Bu bilgilendirmelerden sonra soru-cevap kısmına geçildi. “Organize sanayi bölgesinde hava ve su koşullarına karşı nasıl bir önlem alındı?” sorusuna Murat Şanal ve Doluca Şarapçılık yetkilileri ” Organize sanayide bulunmak aslında işi kolaylaştırıyor. Su kaygısı, elektrik kesintisi ve atık problemi burada bulunmuyor ve ulaşım da rahat. Şarap üretiminde hava koşulları izolasyon yapıldığı sürece etkili değil. İzolasyona dikkat edildi ve dış cephe standart sonlandırma değil, endüstriyel üretim, bakım zamanını da uzatmak amacıyla bölgeye uygun ahşap kullanıldı,” cevabını verdiler.
“Şarap fabrikasının endüstriyel olduğu kadar artık turistik bir yer, turistik kısımla ilgili farklı düşünceleriniz var mı?” sorusuna “İlerisi için, gece kalınabilecek ve gerçek bağların ziyaret edilebileceği bir tesisin vizyona eklenmesi hala geçerli bir düşünce,” cevabını verdi. Sunum, şarap ve peynir tadımıyla gerçekleşirken, bu sürecin sonunda yine şarap tadımıyla beraber tüm fabrika gezildi. Gezi esnasında tesis çalışanları tarafından şarabın tüm imalat süreci detaylı bir biçimde anlatıldı.
Kapalı oturumlar halinde belli periyodlarda düzenlenen buluşmalarda her oturumda farklı bir proje geziliyor ve tartışılıyor. Buluşmaların kaydedildiği videolar, ARKİV’de ilgili projelerin başlıkları altında yayınlanıyor.