Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'un fethinden önce yaptırdığı ve günümüzde açık hava tiyatrosu olarak kullanılan Rumeli Hisarı'nın restorasyonu sırasında açığa çıkan 15. yy'dan kalma minare mescide dönüştü.
Sene başında haberlere konu olan Rumeli Hisarı’ndaki mescit inşaatında yapı ortaya çıktı.
Restorasyon çalışmaları sonrasında, İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ortaya çıkan minare gövdesi, duvar ve sarnıç kalıntılarının mevcut durumlarıyla muhafaza edilmesini onaylamış ve mescit 1. grup kültür varlığı olarak tescil edilmişti.
Kurulun 6 Temmuz 2009 tarihli kararında şu ifadelere yer verilmişti:
Rumelihisarı’nda tarihi Boğazkesen Mescidi yerinde bulunan platform ve tiyatro alanının 2009 yılı sonuna kadar haftada maksimum 1 (bir) faaliyet ile sınırlandırılarak ve hiçbir şekilde aşılmamak, izleyici sayısını en fazla 1000 (Bin) ile sınırlamak kaydıyla tiyatro, stand-up, konferans, seminer, oda müziği (klasik müzik ve Türk sanat müziği) gösterileri için; yüksek güçlü ses düzeni kullanılmamak, izleyici hareketlerinden oluşan titreşimi en aza indirgeyecek önlemleri almak, tiyatro alanı dışında burç ve duvarlar üzerinde hiçbir izleyicinin bulundurulmamasına dikkat etmek ve yapıda ve tarihsel kalıntılara zarar verebilecek veya görünüşü engelleyebilecek afiş vb. elemanların kullanılmaması kaydıyla yukarıda belirtilen kültürel faaliyetlerin Rumelihisarı’nın toplumsal açıdan tanıtımı ve benimsenmesini sağlamak amacı ile (sınırlı süre ve izleyici için) gerçekleştirebileceğine (…) karar verildi.
Fakat, kurul kararının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi 18. yüzyılda yıkılan tarihi mescidin tekrar inşası için çalışmalara başlamıştı. İbrahim Ethem Gören’in Dünya Bülteni’nde belirttiği üzere, 2013 yılında İBB ile İstanbul Kubbe Derneği arasında inşaat sözleşmesi yapıldı ve ardından çalışmalara başlandı:
Restorasyon projesi kapsamında Rumelihisarı’nda ilk olarak sarnıç duvarları ve derz yapımı tamamlandı. Ardından da sarnıç üzerindeki ahşap döşeme kirişleri yerleştirilerek, sarnıcın üst kotunda yer alan mescit ana duvarlarının inşasına başlandı. Mayıs 2015’te tamamlanması öngörülen mescit için açık hava tiyatrosunun olduğu alan saç levhalarla kapatıldı.
İBB’nin kendi sitesinde mevcut durum ile ilgili bir bilgi yer almasa da eski tarihli proje sayfasında rölöve, restitüsyon ve restorasyon projesi ile ilgili olarak, Koruma Kurulu kararında yeterli görsel bilgi sunulmadığından 2006 yılında onay işleminin gerçekleşmediği bilgisi yer alıyor. Geçtiğimiz Şubat ayında ise, şehir plancısı Ayşegül Başak Kutlu’nun Agos’a verdiği demeçte restitüsyon projesinin varolmadığı anlaşılıyor. Kültürel etkinlikler için kullanılan tarihi sit alanında hangi verilere dayanarak yapıldığı bilinmeyen mescit ile ilgili Uğur Tanyeli şöyle demişti:
Buradaki mesele kamusal bir sanat alanını yok ederek mahallesi ve cemaati olmayan bir yere mescit yapmaya çalışmaktır. Mimarlık üzerinden ideolojik bir inatlaşma yaşanıyor. Hisardaki tiyatro alanı 50 yılı aşkın süredir sanatsal etkinlikler için kullanılıyordu. Kapısında bilet kesilen bir müzeye insanlar ibadet için mi gidecek? Rumeli Hisarı’nın birkaç adım ilerisinde 18. yüzyıldan kalma bir mescit varken, tiyatro alanına dini eser yapmak alenen ideolojik bir davranıştır.
Son tahlilde, yine gizli olarak yürütülen bir projenin ürünü olan mescit hem fiziksel varlığının kriterleri hem de sahip ola(maya)cağı kamusallığı ile tartışmaların odak noktasında olmaya devam edecek. Ama inşaat neredeyse bitti.