Alexander Dawe ve Maureen Freely tarafından İngilizce'ye çevrilen Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanının kapağı Jim Tierney tarafından tasarlandı.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Tanpınar’ın cumhuriyet dönemi batılılaşmasını ironik bir şekilde kaleme aldığı romanı. Hemen hemen herkesin kıyısından köşesinden kesin hatırlayacağı roman, İstanbul’daki tüm saatlerin saniyesi saniyesine aynı zamanı göstermesi için kurulmuş olan bir enstitü etrafında şekilleniyor. Yenilikçi olan yazar, mizahi diliyle batı-doğu karşıtlığını kullanıyor belki ama daha çok yenilik adına aşırıya kaçabilecek anlamsız noktalara gönderme yapıyor. Klişe geliyor durun: güldürüyor, güldürürken düşündürüyor.
Bildiğimiz roman, evet, çok keyifli. Daha ilk sayfasından itibaren yüzünüzde bir gülümseme beliriyor ve geçmek bilmiyor. Peki ya kapağı? Hatırlayan var mı? Kedili bir Tanpınar, kolları sarmal olan elinde saatli adam, ya da sarkan saatler?
Tam da bu noktada, Hüseyin Rahmi Gürpınar geliyor aklıma. Ne de üzülürdüm kitapçılarda kitaplarına bakarken. Mizaha bu kadar doygun tüm kitaplarının kapakları öyle demode, öyle tektipti ki. Sanki insanlar yanından yürüyüp geçiyor, göremiyor Gürpınar’ı gibi hissederdim. Sanki sadece yaş haddinden bilenler, okuyanlar görüyor gibiydi.
Evet, gün geçtikçe görsellik daha çok önem kazanıyor. O kadar gözümüzün zevkine düştük ki, yazılar bile okunmaz, göz gezdirilir oldu. Sadece bakmak değil ama elbet, okuyanlar olarak da tatmin olmak istiyoruz. İçerik edebi sanatı ilgilendiren bir mevzu, ama neden bu sanatı çevreleyen kabı da aynı derinlikte olmasın? Bir sanatı hazmederken neden diğerini de özümsemeyelim?
Tasarım sahip olması gerektiği değeri yavaş yavaş kazanıyor günümüzde. Grafik tasarımın da yerinde saydığını söylemek mümkün değil. Yaşlanmayan edebi eserlere de göz kırpmayı unutmayalım derim ben.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü bu noktada ne de güzel bir örnek olarak ortaya çıktı. Jim Tierney uzun tasarım sürecini kendi bloğunda, hikayesiyle paylaştı. Beğenip beğenmemek size kalmış, önemli olan değere değer katmak bence. İşte Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün kapağının çizgisel hikayesi…