Bu kent nedir? Pek çok özelliğinin yanı sıra yarım kalmış yatırımlar, sahipsiz binalar cennetidir.
Basmane’deki dev çukur 13 yıldır durur.
Oysa, Dünya Ticaret Merkezi yükselecekti orada.
Ama birileri istemedi, şimdi çukur.
Bozyaka’da emniyet müdürlüğünün yeni hizmet binası da yıllardır durur.
Oysa, tüm emniyet birimleri oraya taşınacaktı.
İnşaat için ayrılan ödenek gıdım gıdım geldiğinden, bazen de hiç gelmediğinden kaplumbağa hızında ilerleyen ve duran inşaat, temel seviyesinden yukarı çıkamadı bir türlü.
Bornova’daki Paterson Köşkü mesela…
Yıllarca yıkılmaya bırakıldı. Kamu yararı denilerek sahiplerinden alındı ama Kültür Bakanlığı ellemedi. 3 yıl önce Büyükşehiir Belediyesi’ne devredildi. Restorasyonu için düğmeye basılabildi.
Sonunda işe yarayabilecek.
Mesela, elektrik fabrikası vardır liman arkasında.1905’te bu kent elektrikle aydınlatma sistemine geçtiğinde enerji üreten tesis.
Yıkılmak üzeredir.
Oysa restore edilse mükemmel bir sanat tarihi merkezi müzesi olabilir.
Mesela eski şarap fabrikası vardır kentin göbeğinde.
Tekel binaları durur öylece.
Kaderine terk edilmiş kamu binalarıdır onlar.
Hepsinin ortak özelliği, yıllardır sahipsiz kalmaları, öylece durmalarının yanı sıra kentin yüzkarası abideleri olmaları…
Artık kanıksadık, her gün önünden geçtiğimizden artık fark etmez olduk.
Kaçınız Kahramanlar’daki kaba inşaatları fark eder mesela.
Kaçımız 22 yıldır orada öylece neden durduklarını ve kime ait olduklarını bilir.
Çoğumuz bilmeyiz o binaların TRT’ye ait olduğunu ve 60 milyon lira harcanmasına rağmen bir tülü bitmeyen stüdyo binaları olduğunu.
O binalar tamamlanmış olsaydı içinde seslendirme de dahil 16 stüdyo olacaktı.
Ayrıca Türkiye’nin bin 500 kişilik en büyük stüdyolarından biri de yapılacaktı.
Ama olmadı.
Sonra 13 dönüm alanda 4 bloktan oluşan inşaatlar orduevi yapılmak üzere Milli Savunma Bakanlığı’na devredildi.
Tam İzmir bir çirkinlik abidesinden kurtuldu derken Milli Savunma Bakanlığı da o projeden vazgeçti.
Binalar yine ortada kaldı.
Üniversitelere teklif edildiler ama 50 milyon lira üzerinde bir rakamla ancak adam olacaklarından kimse yanaşmadı.
Çürüyorlar, içlerindeki tesisatlar birer birer çalınıyor.
Şimdilerde şarapçıların mekanı.
Şimdi de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın gündeminde o binalar.
Bakanlık işine yarayabileceğine kanaat getirirse Savunma Bakanlığı’ndan alacak.
Bu kentin vekillerine, yetkililerine, ilgililerine bir çağrı.
Lütfen çözüm bulun, sahip çıkın, kurtarın bu kenti şu çirkinlik abidelerinden.
Bitmeyen binalar bitsin, kente kazandırılsın, çukurların yerine ne yapılacaksa yapılsın ama öyle durmasın.
İnanın kente gelen konuklarımı Basmane’ye, Bornova’ya, Bozyaka’ya, Halkapınar’a Kahramanlar’a götüremiyorum.
Bu çirkinlikleri görüp de ‘nedir?’ diye soracaklarından korkuyorum.
Çünkü ne söyleyeceğimi bilmiyorum.