Studio Gang, California College of the Arts (CCA) çin modern bir kampüs tasarladı. Proje, eski bir endüstriyel alanı yeniden işlevlendirerek yaratıcılığın ve eğitimin merkezi haline getiriyor.
Fotoğraf: Jason O Rear
Studio Gang, California College of the Arts (CCA) kampüsüne yeni bir bina ekledi. San Francisco’daki mevcut ana akademik yapıya fiziksel olarak bağlanan bu yeni bina, çeşitli insanlar, fikirler ve yaratıcı pratikler arasındaki ilişkileri güçlendirerek öğrenme ve yaratma için canlı bir iç-dış ortamı yaratıyor.
Projenin temelinde, öğrencilerin ve topluluğun bir araya gelerek ortak yaratım yapabilecekleri esnek ve fonksiyonel alanlar bulunuyor. Studio Gang, tasarım sürecinde sürdürülebilirlik ilkesine öncelik vermiş. Yeniden kullanılan malzemeler ve enerji verimliliğini artıran pasif stratejiler projeye entegre edilmiş.
Yeni kampüs, sadece bir eğitim merkezi olmakla kalmayıp aynı zamanda bir topluluk alanı olarak öne çıkıyor.
Betonarme zemin kat, daha fiziksel olarak yoğun yaratıcı pratikler ve büyük ölçekli üretim için kapalı-açık atölyelerin merkezi oluyor. Ortak malzemeler ve ekipmanlar etrafında organize edilen bu açık, esnek plan, farklı programları birbirine görünür ve erişilebilir kılarak disiplinlerarası etkileşimi teşvik ediyor.
Betonarme alt seviyeden oyularak oluşturulan iki büyük yapıcı alan, ek iş alanları sağlarken, doğal havanın ve güneş ışığının içeriye derinlemesine girmesini mümkün kılıyor. İç mekânlarda ve dış mekanlarda doğal ışığın etkili bir şekilde kullanılması, kampüs genelinde canlı bir atmosfer yaratıyor.
Binanın temelinden yükselen iki ahşap kütle, sınıfları, sanat stüdyoları ve CCA Wattis Institute for Contemporary Artsın yeni evini barındırıyor. Her iki yapı da, alt ve üst seviyeleri birleştiren yeşil, teraslanmış bir peyzaj alanına açılıyor.
Derin balkonları, hem dış mekanda dolaşımı hem de gayriresmi öğrenme, çalışma ve sosyal alanları mümkün kılıyor. Kaliforniya’daki ilk açık ahşap yapılardan biri olan bu kütlelerin yapıları, malzemelerin doğal yapısını ve yanal ile dikey yüklerini görünür kılıyor
Hibrid ahşap yapı ve minimal kaplama malzemeleri, binanın karbon ayak izini tipik bir bina standardının neredeyse yarısına düşürüyor.
Pasif tasarım stratejileri, kendi kendini gölgeleyen cepheler ve gece havalandırması gibi özellikler, binayı doğal olarak soğutarak mekanik sistemlerin boyutunu ve enerji talebini azaltıyor.