Stoneline'ın desteğiyle hazırladığımız "Sanatın Taş Hali" serisinde tasarımcı Mathieu Lehanneur'ün çalışmalarına yakından bakıyoruz. Uluslararası tasarım ortamının ön saflarında adını sıkça duyduğumuz Mathieu Lehanneur, yaratıcılığa çok disiplinli bir yaklaşım geliştiren kendi jenerasyonundaki birkaç tasarımcıdan birisi. Tasarımları ürün tasarımından mimarlığa, el sanatından zanaate ve teknolojiye kadar çok geniş bir alana yayılıyor.
Lehanneur’ün tasarımın, bilimin ve sanatın geleneksel kalıplarına kafa tutuyor. Wallpaper’ın “100 World Top Designers and Influencers” listesinde kendine yer bulan sanatçı, MoMA’nın Mimarlık Bölümü Senior küratörü Paola Antonelli tarafından “çağdaş sanat alanında entelektüel denemelerin şampiyonu” olarak değerlendiriliyor.
Mathieu Lehanneur’ın ofisi çeşitli sektörlerden, Nike, Veuve Clicquot, Audemars Piguet, Poltrona Frau, Pullman Hotels, Cartier, Air France, Schneider Electric, JCDecaux, Becton Dickinson ve Sony gibi, geniş kitlelere ulaşan markalarla çalışıyor. Lehanneur’un teknoloji, kozmetoloji ve kentsel hareketlilik alanlarından da sayılı şirketin ortaklığında üretimi var. Mathieu Lehanneur’ün işleri Centre Pompidou, Museum of Decorative, MoMA-NY ve MoMA- San Francisco gibi en ünlü kamusal sanat mekanlarının koleksiyonlarda bulunabiliyor.
Mathieu Lehanneur Paris Şehri tarafından yaratıcılık için verilen “Grand Prix” ödülü gibi prestijli ödüllerin de yer aldığı birçok ödül kazanmış. NASA tarafından geliştirilen çalışmalara dayanan Harvard Üniversitesi ortaklığında yarattığı “ev havasını filtreleyen bitkisel bir sistem”le Amerika’daki Popular Science for ‘Andrea Dergisi’nin “En İyi Buluş Ödülü”nün de sahibi olmuş.
Mathieu Lehanneur, Ocean Memories Koleksiyonu’nda okyanus yüzeyine benzeyen masalar, banklar ve tabureler oluşturmak için mermer blokları yontmuş. Tasarımcı, Ocean Memories adlı koleksiyonu, Paris’teki Carpenters Workshop Gallery’de geçtiğimiz yıllarda açılan bir sergi için tasarlanmış.
Eserler, okyanus akıntılarını dijital biçimlere dönüştürmek için genellikle film endüstrisi tarafından kullanılan 3D özel efekt yazılımı kullanılarak oluşturulmuş. Taş bloklar daha sonra, parlak, akışkan bir yüzey oluşturmak için elle cilalanmadan önce dijital olarak oluşturulan formları kopyalamak için makinede kesilmiş.
Eserler, Fransız tasarımcının 2013 yılında Milano Tasarım Haftasında Turkish Stones ile lansmanını yaptığı Liquid Marble serisinden yola çıkıyor.
2016 yılındaki London Design Festival kapsamında V&A Müzesi’nin gösterişli Norfolk House Müzik Odası’na yerleştirilen Liquid Marble masa, Lehanneur’un mermerin maddiliğini araştırdığı serisinden bir parça. Liquid Marble, hareket halindeki denizin gerçeküstü ve somutlaşmış görüntüsü şeklinde. Masa, tamamen cilalı siyah mermerden yapılmış.
Okyanus, Lehanneur’un çalışmaları boyunca tekrar eden bir tema halinde.
“Okyanusun güçlü etkisine her zaman hayran kalmışımdır. Önündeyken konuşmanıza gerek yok, sadece izliyor ve düşünüyorsunuz.”
Tasarımcı, denizin dalgalanan etkisini taklit etmek için karmaşık bir 3D yazılım kullanmış. Daha sonra su izlenimi vermek için elle cilalanmadan önce bir makine ile dört mermer parçası yontulup oyulmuş. Siyah mermer tabla 30 cm yüksekliğinde bir kaide üzerinde duruyor.
Tasarımcı, 2016 yılındaki Uluslararası Bahçe Festivali için yarattığı Petite Loire enstalasyonu için mermerden yontulmuş, inandırıcı bir görünüme sahip dalgalı bir havuz tasarlamıştı. 7,5 metre uzunluğundaki eser, elle parlatılmış yeşil mermerden tek bir parça halinde yapılmış ve 3D yazılım kullanılarak tasarlanmıştı.
Eser, enstalasyonun sergilendiği Domaine de Chaumont-sur-Loire Centre D’Arts et de Nature’ın avlusunun yakınından akan Loire nehrinin gizli varlığını yansıtıyordu. Havuz, ilk bölümü 2013 yılında Milano Tasarım Haftası’nda görücüye çıkan, tasarımcının Liquid Marble serisinin devamı niteliğinde.
“Şatonun aşağısında, daha görmeden varlığını hissettiğimiz su, kesintisiz denize akar. Bazıları Loire’nin Fransa’nın son vahşi nehri olduğunu söylüyor; yol boyunca hiç duraklamadan içinden geçtiği manzaraları şekillendirir ve besler.”
Lehanneur, Milano Tasarım Haftası kapsamında 9-14 Nisan 2013 tarihleri arasında İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) sahipliğinde ve Demirden Design’ın küratörlüğünde düzenlenen “Bathing in Light / Işıkla Yıkanmak” isimli sergide Türk mermerini endüstriyel tasarım gözüyle yeniden yorumlamıştı.
“Liquid Marble” isimli eseriyle sergide yer alan Mathieu Lehanneur, mermere endüstriyel tasarım gözüyle yeniden hayat vermişti. Uçup giden anları gösterme fikrini taşıyan, “Liquid Marble”, 3D modellemenin sınırlarını keşfederek, gündelik hayatta sıradan gibi gözüken ve gözden kaçan anları somutlaştırıp, dondurarak, sonsuza dek yok olup gitmelerini engellemeye çalışıyordu.
Lehanneur bu eser ile ziyaretçilerin mekana adım attıkları andan itibaren, Alice Harikalar Diyarı ya da büyülü bir geçitten geçerek yasak bir mekana ulaşan sayısız masal kahramanının başına gelen benzer bir deneyimi yaşamalarını amaçlıyordu.