Gebze Tarihi Kent Meydanı Kentsel Tasarım Projesi ile ArkiPARC 2013 Belediye Ödülü Finalisti olarak belirlenen Gebze Belediyesi Başkanı Adnan Köşker'den Gebze Tarihi Kent Meydanı Kentsel Tasarım Projesi'ni dinledik.
Özenle ve hevesle çalışılarak ortaya çıkarılmış bir proje olan Gebze Tarihi Kent Meydanı Kentsel Tasarım Projesi, hem yarışmayla yapılmış olması hem de sanayi alanı olarak bilinen bir bölgede kent sakinlerine yönelik, yaşanabilir alanlar oluşturan bir uygulama olması açısından oldukça değerli.
Projenin tasarımı, 2005 yılında “Gebze Tarihi Kent Merkezi Kentsel Tasarım Fikir Proje Yarışması” adıyla açılan yarışmada üçüncülük ödülünü kazanan Mimar Nimet Aydın’a ait. Projenin danışmanlığını ise Prof.Dr. Cengiz Giritlioğlu, Prof.Dr. Haluk Gerçek, Doç.Dr. Tülay Esin gibi önemli isimler üstlenmiş.
Projenin ana hedefi, Gebze’yi sanayi alanı baskısından kurtararak saklı kalmış tarihi kimliği ön plana çıkarmak. Toplam 64.000 m²’lik bir alanı kapsayan projede Çoban Musatafa Paşa Külliyesi, Malkoçoğlu Türbesi, Çarşı Hamamı ve Çarşı Çeşmesi gibi tarihi yapılar, çevresi düzenlenerek öne çıkarılmış; bunun yanı sıra Cumhuriyet Meydanı, Gölcüönü Meydanı, Çamlık Parkı gibi geniş kamusal alanlar yaratılmış. Aynı zamanda, 480 kişilik kültür merkezi, 250 ve 300’er kişilik 4 adet nikah salonu, kent müzesi, 4 adet sinema ve sergi salonunun yer aldığı bir kamusal bina tasarlanarak sosyal ve kültürel aktivitlerin gerçekleştirileceği mekanlar yaratılmış. Valilik ve belediye başkanlığı makamları ile belediye meclis salonunun da bu binada konumlandırılmasıyla bir halkla ilişkiler merkezinin oluşturulması ise kent sakinleri ile yerel yönetimler arasındaki sınırın hafifletildiğinin göstergesi. Projeyi yerinde inceleyerek detayları Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker’den dinledik.
Almanya’da Ruhr Bölgesi’ni dönüştürerek yaşanacak bölgeler haline getirdiler. Biz de Gebze’yi bu şekilde dönüştürebiliriz. Gebze sabah işe gelip akşam gidilecek bir yer olarak görülmesin. Gebze’nin konumu havaalanına, tren yoluna, denize, Marmaray’a yakın. 10 sene sonra Gebze büyük gelişim gösterecek. Bence Gebze’nin keşfedilmesi lazım, geç kalınıyor. Her yıl nüfusumuz ortalama 11.000 artıyor, hala göç alan bir ilçeyiz. Turizmi geliştirmemiz için Gebze’nin tarihi ve turistik değerlerini ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Fabrikalara Avrupa’dan teknisyenler, mühendisler geliyor, onların vakit geçirebilecekleri, konaklayabilecekleri alanlar yaratmaya çalıştık. Artık Gebze’ye gelip meydanımızı gören kişilerin Gebze hakkındaki fikirleri değişecek.
Fatih Sultan Mehmet, Gebze’de vefat etmiş. Ordular sefere çıkarken Gebze’de konaklamış, bu sebeple askere yönelik birçok tesis kurulmuş: han, aşevi, sağlık ocağı. Gebze’yi askeri üs gibi kullanmışlar. Bundan dolayı Gebze’de beklenmedik tarihi eserler var. Mesela kervansaray var, bunu ortaya çıkarmak istedik. Çevresi binalarla çevriliydi hatta kervansaray da özel şahsa ait mülk olmuştu, nalbur olarak kullanılıyordu. Çevresindeki binaların yarısı kamulaştırılarak boşaltıldı. Hamam, türbe gibi tarihi yapılar var. Gebze’nin, halkın zorla yaşadığı bir yer değil de keyif alarak yaşadığı bir bölge olmasını istiyoruz.
Gebze öyle bir yer ki, gece nüfusu 300-400 bin civarında, gündüz ise bu rakam 600 bin oluyor. Çayırova, Dilovası, Darıca, gündüz Gebze’ye geliyor. Bir de İstanbul’dan her gün 150-200 bin kişi çalışmaya geliyor. Bu aynı zamanda trafik yükü, altyapı ihtiyacı getiriyor. Bizdeki mevcut altyapı yetersiz kalıyor. Biz işe buradan başladık. İnsanlar Gebze’de vakit geçirmeye başladı. Gebze’de yaşayanlar psikolojik olarak burada yaşadıkları için eziliyorlardı, “Gebze’de yaşıyorum” demekten çekiniyorlardı. Biz bunu kıralım istedik, onun için mücadele ettik. Bu yüzden buradan başladık. Fonksiyonel, her santimetrekaresi işe yarayan bir proje oldu. Keşke yapmasaydık dediğimiz hiçbir şey olmadı.
İnsanları sıkışık bir mekandan rahat bir mekana kavuşturmak istedik. Bu süreçte alışkanlıkları değiştirmek de kolay olmadı. Mesela araç sahipleri “5 dakikalık yolu 20 dakikaya çıkardınız” diye serzenişte bulunuyorlar. Ama kent merkezinde önceliğimiz araçlar değil, yaya erişimi, yaya güvenliğidir. Biz de araçların girişini sınırlamak için otoparklar yaptık. Diğer taraftan da bu alanın yaşayan bir mekan olması için insanların meydana gelmesi gerekiyordu. Bunun için birçok aktivitenin gerçekleştirileceği mekanlar ürettik. Konferans salonları, sinema salonları, nikah salonu, belediye meclisi. Belki okullara kampanya yapacağız, ücretsiz sinema gösterimleri için. Mesela valilik, belediye meclisimiz burada. İnsanlar burada başkana, valiliğe sorunlarını iletiyorlar. Meydan aynı zamanda bir yerel yönetim merkezi oldu. Meydandaki belediye binamız halkla ilişkiler servisi olarak çalışacak.
Gebze’yi geliştirmemiz için teşvik çok önemliydi. Bu sebeple ArkiPARC Belediye Ödülü’ne başvurduk. Ödül alınması kamuoyuna karşı bu işin otoriteleri tarafından takdir edildiğmiz, desteklendiğimizin bir kanıtı olacaktı. Biz de bu işi sürdürmek için daha da isteklenecektik.
3 yorum
Engelli yürüyüş yolunun yapıştırma linolyum malzeme ile yapılması tarihi mekana uymayan palmiyeli ağaçlandırma ve tanımsız meydan, dingin durgun tarihi eserin yakınında hareketli fışkırmaya hazır havuz, tanımsız ögelerin yerleştirilmesinden oluşmuş kocaman bir alan, adet olduğu üzere amfi tiyatro.
Gebze gibi göç alan her geçen gün ekonomi ve eğitim seviyesi grafiği düşen bir sanayi şehrini tarih veya bu sebepten beklenen turizm kurtaramaz.
Buranın eski halini çok iyi biliyorum. Fotoğraflardan iyi görünüyor ama yine de gidip yerinde görmeden iyi ya da kötü demek doğru değil.
Not: Palmiye eleştirisine katılıyorum ama linolyum konusu neden sorun olsun ki?
Meydan yapılırken engelli karosu döşenebilirdi, linolyum sonradan yapıştırılmış proje hatası, bunlar yapışmıyor yakında dağılıp gidecek sorun burası.
Yapılan bir şey elbette eskiyi yenier ama yeninin de kullanılır ve uzun ömürlü ve böyle bir mekanın kamusal alan olarak kullanılması uygun olabilir inşallah olur, benim tenkidim bunadır.