Kalebodur sponsorluğunda 31. kez düzenlenen ARKİV Buluşması için 23 Ekim'de Serhat Akbay'ın tasarladığı Bağ Evi Butik Otel'deydik.
Bağ Evi Butik Otel’in sahibi ve mimarı Serhat Akbay’ın önderliğinde gerçekleştirilen buluşmaya Demirce Mimarlık’tan Alpay Demirci, Burçin Demirci ve Anıl Binay, Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Deniz Güner, Ulema ve Ulema Mimarlık’tan Necdet Ulema, Dİ Studio Mimarlık’tan İlker Özdel, Kalebodur’dan Ayşe Çamcı, XXI Mimarlık Tasarım ve Mekan Dergisi’nden Tuğba Demirci ve son olarak Arkitera Mimarlık Merkezi’nden Ömer Yılmaz ve Özüm İtez katıldı.
İzmir Urla’da Yağcılar Köyü’ne vardığınızda hemen gözümüze çarpan Serhat Akbay’ın yalnızca otel ile değil, bir bütün olarak 23 yıldır yaşadığı bu köye bıraktığı izler oldu. Köye girdiğinizde sizi otele doğru yönlendirecek keçi stensilleri ve Serhat Akbay’ın otelin öncülü olarak tanımladığı,restore ettiği eski köy evini gözden kaçırmak mümkün değil! Otel’in avlusundaki sıcak karşılama, kahve ve üzüm ile başlayan sohbet de zaten bu köye evinde devam ediyor bu nedenle.
Cephede ancak küçük yarıklar ile, doğal taş işçiliği ve yerel yapı ustalığını ön plana çıkarılmış. Köydeki geleneksel mimarinin nasıl yeniden üretilebileceği üzerine bir deneme sayılabilecek bu proje daha sonra tasarlanacak olan Bağ Evi Butik Otel için de bir örnek olmuş Serhat Akbay için. Köy evindeki ince işçilik, her köşesi özenle tasarlanmış gibi hissettiren Bağ Evi Butik Otel’de de gözlemlenebiliyor. Serhat Akbay için “ellerini kirletmek” önemli, kendisinin de bizzat üretim/inşa sürecince yeralmaktan hoşlandığını belirtiyor. Bu anlamda, otelin girişinde inşaat esnasında çıkan fosil taşların sergilendiği ve mimarın inşaat sürecini belgelediği fotoğraflar ile karşılandığınız bir mekan düşünün… Bir anda, kendisinin de deyimiyle, “yemek ve içmek” için büyük bi keyif ile tasarlanmış bahçeler, odalar, avlular arasında buluyoruz kendimizi. Serhat Akbay’ın lezzetli ikramları, kendi ürettiği şarapları ve muhabbeti ile dolu uzunca bir öğle yemeğine geçmeden önce hemen yakındaki bağların ve çevrelerdeki ormanların arasında bulunan, kendi tasarladığı evini ve ofisini de geziyoruz.
‘Sürdürülebilir Tasarım’a değil ‘Sürdürülebilir Yaşam’a inanan Serhat Akbay’ın adeta parmaklarının ucunda toprağa basan, 2003 Ağa Han Ödülü adayı evi ve bağının kenarında bulunan ofisi de bu ifadesinin vücut bulmuş hali gibiydiler. 23 yıl önce gelip yerleştiği köyün yanlızca mimarisini değil, yerlilerin mimariye yaklaşımını da yavaş yavaş değiştirdiğini söyleyen Akbay’a göre köylüler de artık köye yapılan her türlü mimari müdehale konusunda daha bilinçli hale gelmişler.
Urla’nın muhteşem peyzajının içerisine sakince yerleşmiş Serhat Akbay’a ve bizimle bu buluşmayı paylaşan diğer tüm katılımcılara teşekkür ederiz!
Kapalı oturumlar halinde belli periyodlarda düzenlenen buluşmalarda her oturumda farklı bir proje geziliyor ve tartışılıyor. Buluşmaların kaydedildiği videolar, ARKİV’de ilgili projelerin başlıkları altında yayınlanıyor.
#arkivbulusmalari hashtagiyle instagram ve twitter üzerinden paylaşılan fotoğraflarımızı takip edebilirsiniz.