Atelier Jørgensen’den, Napa Vadisi'ndeki bir şaraphaneye, strüktürü ile öne çıkan yeni bir ek tasarladı.
Tasarım, bölgedeki yaygın şarap imalathanelerini karakterize eden “sahte ahır”ın bir soyutlaması.
Ahırın yanı sıra, vadideki ikinci standart bina tipi olarak görülen, ince dokuma kumaş veya bir kaba kumaş muşamba ile kaplanmış bir prefabrik çelik kulübe inşa edilmiş.
Atelier Jørgensen, Trailside Winery’nin formu ve programı arasındaki uyumsuzluğun altını çiziyor. Öneri, özünde, bir şaraphanenin nasıl görünmesi gerektiğine dair tanıdık tipolojinin bir eleştirisi. Ekip şunu soruyor: “Bu bir ikon mu, yoksa manzarada geçici bir ‘hayalet’ mi olmalı?”
Ortaya çıkan tasarım, doğal çevresinden tanıdık ahırın çarpık, bulanık ve parıldayan bir temsili olarak ortaya çıkıyor. İkonik form soyutlanmış olsa da bağlamıyla uyum içinde kalması amaçlanmış.
“Bir şaraphane yapısının fikri yıkıldı ve yeniden inşa edildi. Form, yalnızca ince ayarlı görünümüne hizmet etmekle kalmaz, aynı zamanda bu sayede daha güçlü görünür. Form bu ince ayar tarafından üretilir. Hangisinin önce geldiği, biçim mi yoksa çarpıklık mı belirsiz hale gelir. Bozulmayı ortadan kaldırmak, formu öldürmek olacaktır. Yol boyunca uzanan şaraphane fikri hem geometrik bir nesne hem de yapı ve biçim fikrini parçalayan ve manipüle eden bir fikir.”