Danimarkalı mimarlık ofisi BIG, Givskud kentinde tasarladığı hayvanat bahçesini yayınladı.
Hayvanat bahçelerinin varlığı bile günümüzde çok tartışılırken, BIG “hayvanlar için olabilecek en iyi ve en özgür” yaşam alanını ve ziyaretçiyle ilişki imkanını tasarladıklarını söylüyor.
Ofis, Danimarka basınının “dünyanın en gelişmiş hayvanat bahçesi” olarak duyurduğu “Zootopia” ismi verilen proje için iki yıldır çalışıyor. BIG’in tasarımının en büyük özelliği doğayla son teknoloji mimariyi birleştirme iddiası. Proje, peyzajla binaları birleştirmeyi hatta binaları peyzajın içinde saklamayı hedefliyor.
Ziyaretçiler hayvanat bahçesine büyük bir meydandan ya da tüm parkın genel görüntüsünü veren bir “bina-peyzaj”a tırmanarak girebiliyorlar. Afrika, Amerika ve Asya’yı temsil eden parkın farklı bölümlerini ise 2 km’lik bir yürüyüş yolu bağlıyor.
Zootopia aynı zamanda klasik hayvanat bahçelerinin aksine, hayvanların kafeslerde değil, dışarıda özgürce dolaşmasını hedefliyor.
İnsanlar ise dolaşırken aynalı kapsüller içinde kamufle ediliyorlar. BIG, tasarımlarının Givskud’daki mevcut hayvanat bahçesindeki koşulların hem hayvanlar hem de çalışanlar için koşulları iyileştireceğini söylüyor.
İnsanların birkaç saatlik eğlencesi için doğal ortamlarından koparılıp Afrika, Amerika ve Asya’dan getirilen hayvanlar için BIG’in iddia ettiği gibi “olabilecek” en iyi ve en özgür alan Danimarka’da oluşturulabilir mi? Yoksa tesellimiz “zaten getirilecekler, o zaman en uygun koşullarda yaşasınlar” mı?
Geçen hafta basında yer alan taşınırken talihsiz bir şekilde ölen zürafa haberini de hatırlayalım. Umarım tüm dünya artık gelişmişlik – geri kalmışlık, uygun – uygunsuz koşullar diye kendini kandırmadan hayvanların yaşam alanlarına saygı gösterir.