Beyaz önlükleriyle belediye çalışanları dev ekranlardan oluşan bir duvarın önünde sessizce çalışıyor. Ekranlar Rio'nun metro istasyonlarını ve ana kavşaklarını gerçek zamanlı olarak gösteriyor.
Bir hava tahmin programı şehirdeki yağış durumunu bildiriyor. Trafik kazaları, elektrik kesintileri ve benzeri sorunlar bir haritayla ekranlara yansıtılıyor. Bu düzen ve hassasiyet, Brezilya’nın bu rahat şehrine sanki biraz ters görünüyor. Oysa buradaki gelişmeler, başka şehirlerin de geleceğini biçimlendirebilecek cesur ve belki de kârlı bir deneyin bir parçası. Sözünü ettiğimiz bina, Rio Belediyesi’nin Operasyon Merkezi. Sistemleri de IBM tarafından tasarlandı. Rio, IBM için adeta bir laboratuvar. 2050’de dünya nüfusunun kabaca dörtte üçünün şehirlerde yaşaması bekleniyor. Aslında birçok büyükşehir hâlihazırda sensör, kamera ve GPS cihazları gibi veri toplama sistemlerini zaten kullanıyor. Fakat bilgi işlem ve veri analizindeki gelişmeler sayesinde IBM gibi şirketler artık bu verilerin hepsini organize edip karşılaştırabiliyor. Bilgisayar algoritmaları sayesinde kalıplar ve eğilimler belirleniyor. Pazar araştırma firması IDC Government Insights’a göre, şehirleri “akıllı” sistemlerle donatmanın piyasası 2014’te 57 milyar doları bulabilir. Ve IBM bundan pay kapmak istiyor. IBM’in Akıllı Kentler biriminin 2010 sonunda kurduğu Rio’daki operasyon merkezi, bu pazara tutunma çabasının bir sonucu. Akıllı Kentler başlangıcından beri birkaç bin projede yer aldı. Dağlarla Atlantik Okyanusu arasında uzanan Rio hem hızla gelişen bir şehir hem de bir plaj; hem cennet gibi güzel hem de göze batacak kadar çirkin; hem bir araştırma merkezi hem de bir inşaat alanı. Halliburton ve Schlumberger gibi petrol endüstrisinin büyükleri, denizdeki dev petrol ve doğalgaz yataklarını değerlendirmek için birbiriyle yarışarak araştırma merkezleri kuruyor. özel polis timleri suçla mücadele ve asayiş için 20 kadar varoşa (“favela”) girdi. 2014 Dünya Futbol Şampiyonası ve 2016 Yaz Olimpiyatları yaklaşırken şehirde büyük statlar inşa ediliyor ve bir hızlı otobüs sistemi kuruluyor. Burası bazı zenginlerin korunaklı sitelerde yaşadığı, favela’lardaki bazı yoksulların da kaçak elektrik kullandığı, doğal ve doğal olmayan afetlerin zaman zaman vurduğu bir şehir. Burada yağmurlar heyelana, heyelanlar can kaybına yol açabiliyor. Geçen yıl tarihi bir tramvay raydan çıkınca beş kişi hayatını yitirdi. Bu yılın başlarında şehir merkezinde üç bina çöktü ve en az 17 kişi öldü. IBM yerel yönetim işini büyütmek için bu karmaşık şartlarda elverişli bir ortam gördü. Rio’yu akıllı bir şehir haline getirebilirse, dünyanın diğer büyükşehirleri de getirilebilir. Şirketin 45 yaşındaki dünya kamu sektörü baş teknoloji yöneticisi Guru Banavar, “Bu tamamen bilgiyle ilgili. Bilgiye sahip olduğunuz, anladığınız ve ne yapacağınızı bildiğiniz zaman sorunun yarısını çözdünüz demektir” diyor. Operasyon merkezinin hareket noktası aslında iki yıl önceki feci bir yaz yağmuruydu. Belediye başkanına o gün sabah 4’te korkutucu haberler gelir. Bazı favela’larda heyelanlar olur ve birçok semt tehlike altındadır. Su baskınları olur. Araba ve kamyonlar yükselen sularda mahsur kalır. Fakat belediye başkanının durumu izleyip tedbir alabileceği hazır bir birim yoktur. Paes, “Ne kadar zayıf olduğumuzu o zaman anladım” diye hatırlıyor. Onlu yaşlarında Connecticut’ta yaşamış olan Paes, bazı Amerikan şehirlerinde sokaklar açılana kadar kar tatili ilan edildiğini hatırlıyordu. Böylece sabah erken saat televizyon ve radyoları, gazeteleri arayıp acil durum ilan etti ve insanların evden çıkmamasını istedi. “Bir planımız yoktu ama işe yaradı” diyor Paes. O afette 68 insan hayatını kaybetse de fatura daha ağır olabilirdi. Fakat Rio için daha iyisinin yapılması gerektiğine inanan Paes IBM’le görüştü. IBM Madrid ve New York için suç kontrol merkezleri, Stockholm için de bir trafik sıkışıklığı ücretlendirme sistemi geliştirmişti. Fakat Rio çapında, belediyenin farklı birimlerini kapsayan bir sistem kurmak çok daha büyük bir işti. Sonuçta inşaat ve telekomünikasyonu yerel şirketler üstlendi. Şebeke altyapısı ve operasyon merkezini belediye başkanının evine bağlayan video konferans sistemi Cisco’dan geldi. Dijital ekranlar Samsung’undu. İşin donanım, yazılım, matematiksel analiz ve araştırma yanı da IBM’e verildi. Telefon, radyo, e-posta ve SMS’le gelen bilginin entegre edildiği web tabanlı bir merkez şu an sanal bir operasyon platformu olarak iş görüyor. Belediye çalışanları oturum açtığında, bir kaza yerinden bilgiyi girebiliyor veya kaç cankurtaranın yola çıkarıldığını görebiliyor. Ayrıca, örneğin, trafik kazalarının nerelerde yoğunlaştığını belirleyebilmek için geçmişe ait bilgileri de analiz edebiliyorlar. Bunun dışında IBM, Rio’ya özel bir sel tahmin sistemi de geliştirdi. Paes, proje’nin 14 milyon dolara mal olduğunu söylüyor. Her şey umulduğu gibi giderse Rio, veri güdümlü belediye işletmeciliğine bir örnek olabilir. “Günlük yaşamla ilgili operasyonlar ve acil müdahale anlamında Rio’yu dünya şehirlerinin önüne geçirmek istiyoruz” diyen belediye başkanına göre asıl zorluk, Rio’yu Rio yapan renkliliği sulandırmadan şehri daha etkin yönetebilmek. “Yoksa bir Lozan veya Zürih olmak istemiyoruz” diyor.
Gerçek Bir Deney
Ocak sonunda bir akşam şehir merkezinde, belediye tiyatrosunun yanındaki 20 katlı bir ofis binası çöktü ve yanındaki iki binanın da çökmesine neden oldu. Ve operasyon merkezi anında harekete geçti. O sırada olay yerine yakın bir noktada bira içen bir belediye çalışanı, imar ve koruma dairesi sekreteri Carlos Roberto Osório’yu aradı. Osório, “Şansımıza bir dakika kazandık. Ama sistem de çok iyi işledi” diyor. Operasyon merkezindeki çalışanlar itfaiye ve sivil savunmayı teyakkuza geçirdi, ardından doğalgaz ve elektrik şirketlerini arayıp bölgedeki şebekenin devre dışı bırakılmasını istedi. Olay yerinin altındaki metro istasyonu geçici olarak kapatıldı, yol kapatıldı, cankurtaranlar yola çıkarıldı, hastanelere haber verildi, yıkıntıyı temizlemek için iş makineleri gönderildi, yakın binaların boşaltılıp bölgenin emniyete alınması için güvenlik görevlileri harekete geçirildi. Bu arada operasyon merkezi Twitter takipçilerini kapalı cadde ve alternatif rotalar hakkında bilgilendiriyordu. Osório bizzat olay yerine gelerek Twitter ve Facebook hesaplarına resim yükledi. Olayda en az 17 kişi hayatını yitirdi. Ona rağmen belediyenin eşgüdümlü müdahalesi, operasyon merkezi için bir zaferdi. Osório, “Daha önceleri böyle hızlı hareket edemezdik” diyor.
Pazarlama Noktası
Osório Şubat başındaki öğle sıcağında, Sambadrome stadyumun ortasında dikiliyor, iki hafta sonraki karnaval için samba okullarının geçit yapacağı alanın yeniden inşasını teftiş ediyordu. Belediye stadı genişletmeye ve Olimpiyatlar için binlerce koltuk eklemeye söz vermişti. Osório işin vaktinde tamamlanmasını istiyordu. Şehirde halen birçok inşaat sürüyor. Sebebiyse onlarca yıllık ihmalkârlığın ardından yönetim ve özel şirketlerin altyapı yenilemesi ve ulaşım gibi hizmetlere yoğun yatırım yapmaları. Projelerden biri de 4.5 milyar dolara kıyı şeridini canlandırmayı, liman bölgesini kombine bir konut, iş ve turizm alanı haline getirmeyi hedefliyor. Osório, “Dağ gibi sorun ve ihtiyaç var. Aynı anda çok fazla şey yapıyoruz ama bunların hepsi de gerekli” diyor. Onca değişimin içinde operasyon merkezi yetkililer için bir istikrar odağı ve pazarlama noktası. Osório, yetkililerin bu merkezi hem rahatsızlıkları en aza indirmek, hem de yatırımcıyı çekmek için kullandıklarını aktarıyor. Örneğin karnaval. Osório’nun belirttiğine göre şehir için en büyük güçlüklerden biri, 425 samba grubunun dört hafta sonu üst üste 350 ayrı yerde dans etmesini kapsayan sokak gösterileri. Bunlara milyonlarca insan katılıyor. Fakat artık operasyon merkezi devrede ve belediye, 18 ayrı birime ait planlamaları koordine edebiliyor. Bu birimler hem sokak gruplarına zaman aralıkları tahsis edip rota belirliyor, hem de güvenliği, sokakların temizliğini, kalabalıkların denetimini ve başka ihtiyaçları planlıyor. Osório, “Eskiden her daire kendi planlamasını ayrı yapar, hiçbiri diğeriyle konuşmazdı” diyor. Operasyon merkezi gerek yurt içinde, gerek yurt dışında epey ses getiriyor. Bununla birlikte birçok şehir sakini adını ya hiç duymamış, ya da duysa bile ne yaptığından pek emin değil. Bazıları bunun Olimpiyat yetkililerine ve yabancı yatırımcılara güven vermek için bir göz boyama olduğunu düşünüyor. Bazıları kapsamlı gözetimin özgürlükleri engelleyebileceği ve özel hayata müdahale edebileceğini düşünüyor. Bazıları da operasyon merkezini, altyapı sorunlarını çözmekle ilgisi olmayan geçici bir çözüm olarak görüyor.
Yangın ve Kargaşa
Şubat ayında bir akşam Visconde de Pirajá’da (Ipanema bölgesinde lüks bir alışveriş caddesi) bir yangın çıktı. Bazı Carioca’lar (Rio’nun yerlileri) akı ll ı cep telefonlarıyla resim çekiyordu. Yakınlarda yaşayan aktris Pitty Webo da akşam saat 7’den hemen önce Twitter’daki takipçilerini uyarmaya başladı. Birkaç dakika sonra operasyon merkezi trafiğin başka tarafa yönlendirildiğini Twitter’dan haber verdi. Bitişikteki meydandan alevleri izleyen kalabalığın arasında organizatör Luiza Amoedo da vardı. Cam vitrinler patlayıp sokağa saçıldı. İtfaiye arabaları olay yerine gelirken kırmızı bir helikopter çatılardan birine itfaiyecileri bıraktı. Aşağıdaki durum ise tam bir kargaşaydı. Kimse ne meydanı kordona almış, ne de çevredekileri cam sağanağından uzaklaştırmıştı. Yolun bir ucu trafiğe kapatılmıştı ama diğer uçtaki trafik polisi, arabaları kalabalığın çevresinden dolaştırıyordu. Geçen yıl da tarihi Santa Teresa semtinde bir tramvay raydan çıkmış, beş kişiyi canından etmişti. Araçların bakımı belediyeye değil, Rio de Janeiro eyaletine bağlıydı ve olayın ardından seferler durduruldu. Sağlık sigortası risk analisti Alexandre Hartz, “Belediye başkanının kurduğu sistem bir sorunu olduktan sonra ele alıyor, ama altyapı sıkıntılarına çare olmuyor. Rio’nun hizmet kültürü tepkiseldir, önleyici değil” diyor. Fa kat belediyenin siv i l savunma sekreteri Márcio Motta öyle düşünmüyor. İki yıl önceki heyelanlardan beri Rio’daki 66 favela’ya sirenler yerleştirildi ve bunlar kablosuz bir sistemle operasyon merkezine bağlandı. Ayrıca mahallelilerin gönüllülerce tahliye edildiği birkaç tatbikat gerçekleştirildi. Gerçek sel şartlarında sirenlerin ne zaman çalacağına operasyon merkezi karar veriyor. Ve bu karar, belli bir noktada kilometrekareye ne kadar yağış düşeceğini tahmin eden bilgisayar algoritmalarıyla IBM’in sistemlerine dayanıyor. Krizlerin ne zaman savuşturulduğunu kamuoyunun bilmesinin zor olduğunu belirten Paes, “Bunlar her gün olan şeyler değil” diye ekliyor.
Rio’ya Özenmek
IBM dünyanın başka yerlerindeki belediyelerin de Rio’ya özenmesini umuyor. Şirket yakın zamanda IBM Akıllı Operasyon Merkezi adıyla bir ürün piyasaya sürdü. Bu ürün Rio için tasarlanan birkaç sistemi tek bir paket halinde sunuyor. Yani bu bir akıllı kent paketi olarak düşünülebilir. IBM’in aktardığına göre, doğu Çin’de üç milyonluk bir şehir olan Zhenjiang, toplu taşımacılığın yönetimi için bu yeni sistemi satın almış. Şirket, Akıllı Kentler paketini de içeren Akıllı Gezegen ürününden 2015’e kadar 10 milyar dolar gelir elde etmeyi bekliyor. Banavar’a göre sorun ne kadar karmaşık olursa çözüm de o kadar değerli olur. “Büyük ve karmaşık sistemler bana cazip geliyor. Bir şehirden daha karmaşık bir sistem düşünebiliyor musunuz?” diye soruyor.