Europa Nostra Turkey etkinliği olan “Kültür Mirasının Sesi” toplantılarının ilkinde Aristotle University of Thessaloniki öğretim görevlisi Vilma Hastaoglou-Martinidis, Selanik'teki Osmanlı kültürel mirası üzerine bir konuşma yaptı.
Hastaoglou, Selanik’te Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı olmak üzere önemli katmanların varlığını vurgulayarak, 1430-1912 tarihleri arasındaki Osmanlı egemenliği döneminde yapılan binalar ve çevre düzenlemelerini tartıştı.
II. Murad döneminde Selanik’in fethedilmesiyle nüfusun değişimi, ekonomik gelişme ve dönemdeki etnik ve dini olarak ayrışmış bölgeler üzerine konuşan Hastaoglou, fetihten sonra ilk olarak kentteki kiliselerin camilere dönüştürüldüğünü belirtti.
Hastaoglou konuşmasının devamında Selanik’te günümüze kadar gelebilmiş klasik dönem ve Tanzimat sonrası modernleşme dönemine ait yapıların mimari ve stilistik özelliklerini ve yapılardaki tamirleri anlattı.
Hamza Bey Camisi: Güneydoğu Avrupa’daki en önemli erken dönem Osmanlı yapılarından biri olarak görülmektedir.
Alaca İmaret Camisi: İshak Paşa Camisi olarak da anılmaktadır.
Yeni Cami: 1902 senesinde inşa edilmiş olan yapının mimarı Vitaliano Posselli’dir.
Bey Hamamı: 1444 senesinde II. Murad tarafından yaptırılmıştır. Yunanistan’daki en büyük, ayakta kalabilen hamamdır.
Pazar Hamamı: Yahudi Hamamı olarak da anılan yapı 16. yüzyılın ilk yarısında Halil Ağa tarafından yaptırılmıştır.
Paşa Hamamı: Cezeri Kasım Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Yeni Hamam: Hüsrev Kethüda tarafından yaptırılan hamam geç 16. yüzyıla aittir.
Evliya Çelebi’nin anlatımında daha çok türbenin varlığına rastlanmasına karşın günümüze gelebilen sadece Musa Baba Türbesi olmuştur.
II. Beyazıd döneminde inşa edilen yapı günümüzde hala aynı işlevini sürdürmektedir.
White Tower: 1535 senesinde Kanuni döneminde yaptırılmıştır. Günümüzde şehir müzesi olarak işlev görmektedir.
Tophane Hisarı: Vardar Hisarı olarak da isimlendirilen yapı 1546 senesinde yine Kanuni döneminde yaptırılmıştır.
Zincirli Kule: Trigonio Kulesi olarak da adlandırılan yapı 16. yüzyıl ortasına tarihlendirilmektedir.
Hastaoglou bu klasik dönem yapılarının yanı sıra Tanzimat sonrası kent silüetini değiştiren en önemli faaliyetlerden biri olan “liman” yapımına, 1870’lerde açılan, Batılı anlamdaki ilk meydan olan Özgürlük Meydanı’nın ve bu dönemde gerçekleştirilen hastane, fabrika, okul ve banka yapılarının mimari ve stilistik özelliklerine değindi.