Selin nedenlerinin önceden tespit edilmesi mimarlar için önemli çünkü birçok faktör bu felakete neden olabiliyor. Örneğin, yoğun yağış, su üzerinde şiddetli rüzgarlar, tsunamiler, barajların veya setlerin yıkılması daha fazla sele yol açabiliyor. Mimarlar, tüm bu nedenlerin olumsuz etkilerini azaltmak için makro ölçekte esnek kentsel plan çözümleri ve mikro ölçekte yapısal çözümleri gibi bazı sel kontrol yöntemlerini uyguluyor.
Bir araziyi sular altında bırakan bir su taşması olarak özetlenen sel baskınları, orman yangınlarından sonra tüm dünyada binalar için en yaygın ikinci doğal afet olarak gösteriliyor. Genel olarak, çevrede insan kaynaklı değişiklikler ve iklim değişikliği sellerin yoğunluğunu ve sıklığını artırıyor, bu durum da çevre için endişe yaratıyor. Ancak mimarlar, inşaat mühendisleri ve şehir plancıların çalışmalarıyla tüm bu kaygıları azaltan ve kontrol altına alan çeşitli önlemler almak mümkün olabiliyor. Özellikle mimarlar bu önlemlerde konusunda öncü bir rol üstleniyor ve sel baskınlarının olumsuz etkilerini azaltmak için coğrafya ve şehir planlamayı birleştirerek stratejik adımlarla bu sorunu esnek bir şekilde çözmeye çalışıyor.
Esnek kent planı çözümleri, kentsel yaşam standartlarını yükselten, sorunları avantaja çeviren bir kent vizyonu sunuyor. Bu nedenle mimarlar, su baskınına yatkın alanlar için imar planları hazırlıyor. Yapısal çözümler arasında ise kalıcı sel bentleri kurmak, sele dayanıklı malzeme kullanmak, sele dayanıklı ekipman kullanmak, yağmur suyunu kanalizasyon sisteminden ayırmak, su infiltrasyon ve sönümleme sistemleri kurmak, sürdürülebilir drenaj sistemleri kullanmak gibi birçok çözüm bulunuyor.
Mimarlar, tüm bu çözümleri kullanarak sele eğilimli alanlar için yenilikçi tasarım fikirleri oluşturmaya devam ediyor. Aşağıda, esnek kentsel plan çözümleri ve yapısal çözümler olarak sele eğilimli alanlar için bazı yenilikçi tasarım fikirleri sıralanıyor.
CF Møller Architects’in tasarladığı Storkeengen (Stork Meadow) projesi, selleri önlemek için Randers kasabasını Gudenå Nehri’ne yaklaştıran bir peyzaj çözümü sunuyor. Kentte artan yağmur suyu seviyesiyle mücadele eden projede, öncelikle çatılardan, otoparklardan ve yollardan toplanan sular kanalları yardımıyla Storkeengen’e dağıtılıyor, ardından burada toplanan su arıtma havuzlarında depolanıyor.
Mimarlık ofisi bu şekilde Storkeengen ve Gudenå Nehri arasında yeni bir bent kurmayı planlıyor. Storkeengen tabiat koruma alanı rekreasyonel aktivite alanları ve yeni rotaları ile vatandaşlara nehir boyunca eşsiz flora ve fauna ile erişilebilir doğa deneyimleri sunuyor. Storkeengen’in halka açık bir doğa parkına dönüştürülmesi, Storkeengen’in gelişimine katkıda bulunmanın yanı sıra, kentin mevcut ve gelecekteki su sorunlarını çözmesi planlanıyor.
Dubai merkezli ofis Baharash Architecture, Londra’da tasarladığı Water Boulevards ile yeşil altyapıyı ve sürdürülebilir yaşamı teşvik ediyor ve sel riskini azaltmak için hibrit bir çözüm sunuyor. Bu hibrit çözüm, projeyi sele eğilimli bir yeşil koridor ağı olarak tasarlamak olarak ortaya çıkıyor.
Water Boulevards ekonomik sürdürülebilirlik, çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal sürdürülebilirlik olmak üzere temelde üç konuya odaklanıyor. Ekonomik Sürdürülebilirlik ile suyun geri dönüştürmesi, Çevresel Sürdürülebilirlik ile suyun iyileştirilip depolanması ve Sosyal Sürdürülebilirlik ile de toplumun su yönetiminin iteşvik edilmesi hedefleniyor. Projede sel riskini pasif olarak azaltan göletler, insanlara hizmet veren aktivite alanları, oyun alanları ve sakin çayırları ile eşsiz ve sağlıklı bir orman ortamı oluşturuluyor.
Kopenhag merkezli ofis Tredje Natur, Climate Tile ile sürdürülebilir şehirlerde su yönetimi ve kentsel gelişim için hibrit bir çözüm sunuyor. Tredje Natur’a göre kaldırımların tüm şehirlerde olması ve çok fazla yer kaplaması, Climate Tile’ın potansiyel proje alanını oluşturuyor.
Kaldırımlara Climate Tile’ın uygulanması ile hem Kopenhag kaldırımlarının genişletilmesi hem de su yönetimi mümkün olabiliyor. Climate Tile, yağmur sularını çatılardan ve kaldırımlardan toplayarak bir kaynağa dönüştürüyor ve su hasarı riskini en aza indiriyor, bu şekilde şehrin drenaj sistemine de olumlu katkı sağlanıyor. Climate Tile ayrıca mevcut su seviyesini saptama, kent mobilyalarının kurulumunu kolaylaştırma ve iklim verileri sağlama gibi düşük ve yüksek teknolojili eklentilere sahip akıllı bir malzeme olarak üretiliyor.
Bangkok merkezli ofis Landprocess, Centenary Park ile kentsel yeşil alana sahip iklime duyarlı bir şehir tasarlayarak şehirde yaşanan sel felaketlerine karşı bir önlem sunuyor . Bangkok’taki diğer halka açık parklardan farklı olarak Centenary Park, masif yeşil çatısıyla kentsel yeşil alan ihtiyacını karşılıyor ve Bangkok’u su yönetimine davet ediyor.
Yağmur suyu, Centenary Park’ın topografyasında aşağı doğru hareket ederek, parkta bir su sirkülasyon sistemi oluşturuyor. Çeşitli ekolojik tasarım bileşenlerini bünyesinde barındıran Centenary Park, sahip olduğu filtrasyon sistemi ile suyu arıtıyor. 3 derecelik kademeli bir eğim üzerine oturan Centenary Park’ın tasarımı ve çevresel etkisi Tayland ile sınırlı değil. Kullanıcılar, Centenary Park’ın en yüksek noktası olan yeşil çatıdan Bangkok’un manzarasını görebiliyor.. Doğal çim ve yabani otlarla kaplı yeşil çatının altında müze ve otopark bulunuyor.
Tredje Natur’un bir diğer projesi olan Pop-Up Klimatilpasningsløsning, şehirlerdeki üç farklı konu olan su yönetimi, park sorunları ve kentsel yeşil alan tasarımını aynı anda ele alıyor: Tredje Natur, 21. yüzyılda kentsel yoğunlaşma ve iklim değişikliği sorunları nedeniyle artan otopark sorununa ve kentsel yeşil alan eksikliğine bu projeyle çözüm buluyor.
Mimarlık ofisi, kentte talep edilen bu üç bağımsız işlevi tek bir kütlede toplayarak inşaat maliyetini en aza indiriyor. Günlük kullanımda su deposu boşken proje sadece otopark olarak hizmet veriyor. Ancak şiddetli yağmur durumunda otopark kütlesi, altındaki suyun kaldırma kuvveti ile yukarı doğru hareket ediyor. Otoparkın iki alt katı da stabiliteyi sağlamak için kapalı tutuluyor. Sonuç olarak Tredje Natur’un su sorununa çözüm bulmanın yanı sıra insanlara yeni bir deneyim yaşatmayı amaçladığını söylemek mümkün.