İspanyol ofis MUKAarquitectura tarafından tasarlanan proje Madrid şehrinin güneyinde, yaklaşık 11.000 nüfuslu küçük bir kasaba olan Griñón’da yer alıyor. Proje, kentle yeni ilişkiler kurma, böylece içine yerleştirildiği kentsel bağlamla yeni karşılaşmalar üretme niyetiyle hayata geçirilmiş.
Doğal ışığın işlenmesi, duvarlarla diyaloğu, yansımaları, filtrelemesi ve odaların içini doldurma yeteneği projenin ana temasını oluşturmuş. Kullanılan delikli kırmızımsı seramikte kilin doğal tonalitesi, hem ışığa şekil vermeyi hem de içeriye daha sıcak bir ton, iç ve dış arasındaki farkı belirleyen daha turuncu bir ton kazandırmayı başarmış.
Yapı, arazinin farklılıklarını gösteren iki seviye ile tasarlanmış.
Zemin kat; ana giriş, giriş holü, mutfak, açık, çapraz ve dış mekan tarafından geçilen bir oturma odası, tuvalet ve merdivenden oluşmuş.
Üst katta özel odalar, çalışma odası, yatak odaları, giyinme odası, banyolar ve teras planlanmış.
Evin dış cephesinde biri kare diğeri dikdörtgen olan iki seramik modülün tekrarlanmasıyla bir kafes oluşturulmuş. Parçalar arasındaki birleşim, insan gözünün algılayamadığı kuru bir derz kullanılarak üretilmiş, böylece iki seramik parça arasındaki birleşime özgü geleneksel yapıştırma harcının görünmesi engellenmiş. Bu şekilde seramik parçalar, Yunan tapınaklarının kütlesindeki antik kesme taşlar gibi harç derzleri olmadan istiflenmiş.
Kafes, bir güneş filtresi görevi görürken aynı zamanda eve ilginç bir mahremiyet hissi katmış. Tavandan tabana geniş sürgülü pencerelerin çözümü, iç ve dış mekanın birbirine bağlanmasına izin vererek sınırlarını bulanıklaşmasını sağlamış.
Yüzme havuzu ve arsadaki diğer aktiviteler günlük yaşamın bir parçası haline gelmiş ve seramik kafes, evi komşuların görüşlerinden koruyan bir kentsel perde görevi görmüş.