Evet biz. Biz kim miyiz? Bu kez bir değil, birkaç mimarız.
Endişelenmene gerek yok, mahalleden arkadaşları toplayıp çıkışa gelmedim. Amacımız bir araya gelip daha fazla şikâyet etmek değil; ben de dâhil olmak üzere, daha önce pek çok kişi yeterince şikâyet etti. Bağ bizim bağcı bizim; üzümler de sonraki nesillere nasip olur inşallah.
İzleyeceğiniz video serisi, kariyerlerini belirli bir süredir devam ettirmekte olan genç mimarların kendi hikâyelerini ve bu süreçte ürettikleri/üretmekte oldukları çözümleri konu alıyor. Bu hikâyelerde mimarların neden bu mesleği seçtiklerini, kendi pratiklerini nasıl kurduklarını, sonrasında nasıl ayakta tutmayı başardıklarını, mimarlık bir “iş”e dönüştüğünde karşılaştıkları zorlukları nasıl aştıklarını (veya aşamadıklarını), üst ölçekte mimari üretim koşullarımızı nasıl iyileştirebileceğimize dair görüşlerini izleyeceksiniz. Her biri farklı başlayan, farklı ilerleyen hikâyelerin aslında bulundukları yere pek çok benzer sıkıntıyla mücadele etmek zorunda kalarak gelmesi, hatta hala benzer sorunlarla uğraşıyor olması aslında tekil çabalarımızın ortak bir şekilde çözülmeye ne kadar müsait olduğunu, hatta buna ne kadar da çok ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Umuyorum tüm konuşulanlar, tüm ilgililer tarafından devam ettirilecek bir tartışmanın, geliştirme çalışmasının başlangıcı olabilir.
Bölüm I: “Her Ofisin Amerika’yı Yeniden Keşfetmesine Gerek Yok”, yarışmalarda aldıkları dereceler ile isimlerini duyuran Ankaralı genç ofis FREA’nın hikâyesini anlatıyor.
Söyleşinin başlığı, Fatih Yavuz ve Emre Şavural’un konuşmalarının bir noktasında değindiği, pek çok ofisin çeşitli veri tabanlarını, dokümantasyonu, süreçlerin nasıl işleyeceğini kendi başlarına öğrenmek, sıfırdan yaratmak veya RIBA, AIA gibi yabancı kurumların internet sitelerinden temin etmek durumunda kalmasına referans veriyor. Ülke çapında harcanan bireysel çabaların toplamı düşünüldüğünde bu konulara ayrılan vakit, mimari tasarım için ayrılan süreden çalmak demek. Üstelik bu çalışmaları mimarlar için hazırlaması beklenen Oda’nın işi nispeten kolay; zira önünde detaylı, çalışılmış örnekler var. RIBA’nın internet sitesi ile Oda’nınkinin içeriği üzerine bir kıyaslama yaptığımızda, Maslow piramidinin ne kadar alt basamaklarında çabaladığımızı rahatlıkla görebiliyoruz.
Gerçekten, Sevgili Mimarlar Odası, mimarlık yapabilmek için ellerinin altında bu kadar enstrüman olan yabancı meslektaşlarımızı gördükçe kıskanıyoruz. Urfa’da da Oxford olsun, biz de gidelim istiyoruz.
İmaj 1. Mimarlar Odası resmi internet sitesinin site haritası (14.10.2016 tarihinde erişilmiştir.)
İmaj 2. Royal Institute of British Architects resmi internet sitesinin site haritası (14.10.2016 tarihinde erişilmiştir.)
2 yorum
Emre Bey, Mimarlar odası da yurt dışından mezun olanlara aynı uygulamayı yapıyor. Krediyi bahane göstererek denkliklere iptal davası açıyor ve odaya kayıt ettirmiyor. Kredi meselesini mezunların defaatle açıkladıklarını biliyorum ancak kabul görmüyor. ilk buradan başlasak ne dersiniz?
Tolga Bey, Türk’seniz ve lisansınızı yurt dışında tamamladıysanız oda YÖK’ün verdiği denkliğin iptali için dava açıyor. Ben şu anda Belediyeye dahi proje çizemem, birçok yarışmaya katılamam çünkü odaya kayıt olamıyorum. Bu konu sandığınızdan daha çok dallı budaklı.