Sinop, geleceğine sahip çıkıyor

Sinop, geçmişiyle yeterince uğraştığına kanaat getirmiş olmalı ki gözünü geleceğe dikti.

7 Eylül’de kent buluşmasıyla başlayacak ‘Geleceği Biriktirmek’ isimli proje, seminer ve atölye çalışmalarının yanı sıra sergilerle devam edecek ve geçici bir Kent Müzesi oluşturulacak. Niyet açık: Sinopluların hayallerini ve beklentilerini yansıtmak, Sinop için bir şeyler yapmak…

Sinop, geçtiğimiz yıl bu vakitler 3. Uluslararası Sinop Bienali Sinopale’ye ev sahipliği yapıyordu. 30 sanatçının katıldığı bienalin teması manidardı: ‘Gizli Anılar, Kayıp İzler’. 4000 yıldır adı değişmeyen bir şehir bahsi geçen; hikâyesi bol, belleği taze. Sinopale, bu hikâyeleri sanat yordamıyla devşiriyor elinden geldiğince. Çünkü Calvino’nun dediği gibi; bir kenti kent yapan şey, kapladığı alanın ölçüleriyle geçmişinde olup bitenler arasındaki ilişkide gizli…

Ne var ki geçmiş bitiyor bir yerde. Uzun sürense Althusser’in dediği gibi gelecekte. Anmışken alıntılayalım: “… O günden beri sanırım sevmenin ne olduğunu da öğrendim: atılganca kendi duyguları üstüne ‘abartmalı’ iddialara girmek değil, karşıdakine özenle davranmak, onun arzularına ve ritmine saygı göstermek; hiçbir şey istememek, verileni kabul etmeyi öğrenmek; her armağanı yaşamın bir sürprizi olarak kabul etmek; aynı armağanı ve aynı sürprizi iddiasızca, hiçbir zorlamaya başvurmadan karşıdakine de yapabilmek. Özetle, yalın özgürlük! Cézanne neden Sainte-Victoire dağının her anının ayrı resmini yapmıştı? Her anın ışığı ayrı bir armağandır da ondan. Demek ki yaşam, tüm dramlarına karşın, hâlâ güzel olabilirmiş. Altmış yedi yaşındayım; kendim için sevilmediğimden gençlik tanımamış olan ben, şimdi kendimi hiç olmadığım kadar genç hissediyorum. Bu iş yakında bitecek olsa da. Evet, bazen gelecek uzun sürüyor.”

Bu yüzden Sinopluların gündeminde gelecek var şimdi, ‘Geleceği Biriktirmek’ hatta. Projeyi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Bölüm Başkanı Prof. Melih Görgün’den dinliyoruz. Her şey birtakım sorularla başlamış: Geleceği biriktirmekten ne anlıyorsunuz? Sinop’un geleceği için neyi korumak isterdiniz? ‘Keşke korusaydık, keşke bitmeseydi’ dediğiniz şeyler neler? Bugün Sinop için geleceğe ne taşımak istersiniz?… Cevaplayanlar arasında; arkeolog Volkan Kaya, emekli öğretmenler Payende Görgün ve Nursen Şahin, ev hanımları Nazmiye Onur ve Sevim Yaşar, emekli savcı Şeref Yılmazer, emekli mühendis Vehbi Yılmaz ile yüksek lisans öğrencisi Kerem Yıldırım var. Ve bir de açık çağrı: “Diyelim ki bir müze kuracağız (kurmuyoruz da, öyle varsayalım) hep birlikte. Sinoplular, Sinoplu olmayanlar, Sinop’u sevenler… Sinop’un geleceğini kurgulayacağız ve bu müzede sergileyeceğiz. Herkes değer verdiği, önemli bulduğu bir şeyleri verecek. Bu bir fotoğraf da olabilir, bir tencere, bir şapka, bir anı, bir kitap, bir fikir, bir mektup, bir pul, bir kartpostal, bir çek, bir zarf, bir kutu da… Annenizden, dedenizden kalma da olabilir, sizin yaptığınız bir şey de… Yeter ki sizin için bir anlamı olsun, bir hikâyesi olsun. Sinop’un geleceğinde yer almasını istediğiniz her ne ise o olsun… Sinop’un gençleri; Sinop’un geçmişinde olan, sizin yaşadığınız neyi mutlaka görmeli veya bilmeliyse o olsun.”

Hareket başlamış. Biri, “Dedem Kore’deki Yavuz Zırhlısı’nın çarkçı başıydı, onun apoletlerini bırakmak istiyorum.” diyerek gelmiş, diğeri Sinop’ta eski bir kibrit fabrikasında üretilen kibritlerin ilk versiyonlarıyla… Biri Osmanlı dönemindeki eczanelerden kalmış şişe ve etiketlerle gelmiş, diğeri Sinop’taki eski bir fabrikanın hisse senediyle…

Sanatçılar ile halk el ele
Geleceğe kalacaklar birer ikişer toplanadursun, biz programa bakalım: Öncelikle 7 ve 8 Eylül’de genciyle, yaşlısıyla, işadamıyla, esnafıyla, öğretmeniyle, öğrencisiyle, başkanıyla Sinop’un geleceğinde rol oynamak üzere gönüllü olan, zaman ayıran herkesin katılabileceği bir kent buluşması yapılacak. Ardından 9-12 Eylül tarihleri arasında seminerler ve atölye çalışmaları… Sinoplular yurtiçinden ve Avrupa’dan gelen birçok uzmanla fikir alışverişinde bulunabilecek bu çalışmalarda. Tartışılacak konular arasında; kentsel tasarım, turizm, kentteki tarihî yapılara yeni fonksiyonlar kazandırılması, kültürün kent ekonomisine katkısı, sivil toplumun kentsel kalkınmadaki rolü gibi başlıklar var. Sinop’un geleceği için birlikte düşünülecek, birlikte üretilecek. Son olarak da tüm bu düşünce sürecinde yer alan ve Sinoplularla işbirliği yapan sanatçıların sergisi… Sanatçılar arasında Amie Dicke, Gül Gürses, Johanna Reiner, Mürteza Fidan, Johannes Hoffman, Işın Önol, Mircea Nicolae ve Istvan Szakats gibi isimler bulunuyor. Sergi, 17 Eylül-17 Kasım arasında kentin farklı mekânlarına yerleşecek. Bu mekânlardan biri -muhtemelen- Eski Buzhane binası.

Etiketler

Bir yanıt yazın