AKP'li Isparta İl Genel Meclisi Üyesi Özdemir, ildeki korunan alanların sit statülerinin kaldırılması için önerge verdi.
TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye hazırlanan ‘Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı’na yönelik tartışmalar sürerken Isparta İl Genel Meclisi Üyesi Fevzi Özdemir, hazırladığı önergeyle kentteki korunan alanların hiçbir artı değer sağlamadığını ve baskı yarattığını öne sürerek, aralarında Kovada Gölü, Kızıldağ, Gölcük, Milas ve Yazılıkanyon gibi alanların ‘Doğal SİT Alanı’ statüsünden çıkarılmalarını istedi.
AKP’li Isparta İl Genel Meclisi Üyesi Fevzi Özdemir, il genel meclisine sunduğu önergesinde, sit alanı ve milli park ilan edildikten sonra hiçbir artı sağlamadığını öne sürdüğü Eğirdir Kovada Gölü ile il merkezi yakınlarındaki Gölcük ve Milas’ın yanı sıra Yenişarbademli ilçesindeki Kızıldağ ve Sütçüler ilçesindeki Yazılı Kanyon gibi korunan alanların sit alanı statüsünden çıkarılmalarını istedi. Adı geçen bölgelerdeki sit ve milli park uygulamasının çok fazla baskı yarattığını öne süren Özdemir, bu alanlardaki koruma kullanma dengesinin sağlanarak bilinçli kullanım için çalışma başlatılması amacıyla hazırladığı önergeyi Isparta İl Genel Meclisi Başkanlığı’na sundu.
“Kovada ve Gölcük derhal sit alanından çıkarılmalı”
Önergesine ilişkin sorularımızı yanıtlayan Özdemir, 1. Derece Doğal Sit Alanı ve Milli Park statüsündeki Kovada Gölü ve çevresi için 2008 yılında hazırlanan uzun dönem gelişim planı kapsamında mutlak koruma zonunun yüzde 80 olarak belirlendiğini ancak bu oranın düşürülmesi için yetkililerce çalışma başlatıldığını söyledi. Yazılı Kanyon’daki mutlak koruma zonunun yüzde 95’ten yüzde 25’lere çekildiğini kaydeden Özdemir, benzer bir çalışmanın Kızıldağ Milli Parkı’nda da başlatıldığını anımsatarak, “Bu sistemle devam edilerek Kovada ve Gölcük’te de aynı şekilde koruma zonları düşürülebilecektir. Fakat önemli olan bu tip zenginliklerimizin SİT alanından derhal çıkartılmasıdır. Kovada Milli Parkı ve buna benzer alanlarımızın, kurallardan dolayı getirisi yok götürüsü çoktur” görüşünü savundu.
“Kovada susuz kaldı, iki HES’te elektrik üretimi düştü”
Kovada Gölü’nün su kaynağı olan Eğirdir Gölü ile bağlantısının tamamen kesildiğini söyleyen Özdemir, yalnızca yağmur suyu ile beslenen gölün derinliğinin 7 metreden 1 metre 80 cm’ye düştüğünü dile getirdi. Göldeki su kaybı nedeniyle geçmişte toplam 63 megawatt elektrik üreten Kovada 1 ve 2 hidroelektrik santrallerinin (HES) yılda üç ay kadar çalışabildiğini ve 2 ila 4 megawatt arasında elektrik üretebildiğini söyleyen Özdemir, ayrıca Kovada’yı besleyen kanallara bölgedeki soğuk hava depolarından atılan amonyak gazı ve diğer zirai atıklarla mücadele edilememesi nedeniyle kirliliğin önlenemediğini dile getirdi.
“İki koruma statüsünü hazmedemiyoruz”
Bölgedeki köylerin milli park nedeniyle göç verdiğini öne süren Özdemir, “bu bölgenin milli parktan ziyade sit alanı olması zorlukların aşılamamasının baş aktörü olduğunu düşünüyoruz. Sit alanı ve milli parkın katı kuralları yüzünden meyvecilik, hatta organik meyvecilik dahi yapamadığımız gibi, böyle nitelikli bir turizm alanında 2 koruma statüsü uygulanmasını hazmedemiyoruz. Kısacası Kovada Gölü, Sit alanı ve Milli Park ilan edildikten sonra hiçbir artı sağlamamıştır. 1970 yıllarında ve öncesinde, hem temiz, hem santrallerin çalıştığı, hem balıkçılık ve hem de kıl keçisi yetiştiriciliği ile ilgili hiçbir sorun yaşamayan çevre köy halkı, sadece koruma yapmaya çalışan anlaşılması güç zihniyetlerin kurbanı olmuştur” görüşünü savundu.
Önerge Nisan’da görüşülecek
Önergesinin, il genel meclisinin 3 Nisan’da yapılacak olan oturumunda görüşüleceğini dile getiren Özdemir, konuyla ilgili kurumların yetkilileri ve uzmanların da görüşlerinin alınmasının ardından karara bağlanacağını kaydetti. Özdemir, konuyla ilgili hazırlanan raporu geçtiğimiz günlerde Isparta’yı ziyaret eden Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na da sunduklarını kaydetti.
“Kırsal kalkınma sağlanmadan doğa korumacılığı olmaz”
Isparta sınırlarında yer alan milli park ve doğal sit alanlarında yürütülen revizyon çalışmalarına ilişkin sorularımızı yanıtlayan yetkililer, korunan alanlardaki yetki karmaşasının sorunlara neden olduğunu belirterek bu alanların tek elden yönetilmesi gerektiğine işaret ederek kırsal kalkınma sağlanmadan doğa korumacılığının gerçekleştirilemeyeceğinin altını çiziyor. Kovada ve Gölcük’te gerçekleştirilecek revizyon çalışmalarının ardından mutlak korunan alan sınırlarının büyük oranda düşürülmesi hedeflenirken, her iki bölgede de soft turizm uygulamalarına yönelik projeler geliştirilmesi bekleniyor.
Kovada 1970’de milli park ilan edildi
Sahip olduğu biyolojik çeşitlilik ve coğrafi yapısı nedeniyle 1970 yılında milli park, 1992’de ise I. Derece Doğal Sit Alanı ilan edilen Kovada Gölü ve çevresi önemli bir rekreasyon alanı olarak biliniyor. 6 bin 534 hektarlık alanı kapsayan milli park sınırlarında; kızılçam, karaçam, saçlı meşe, boyacı sumağı, yabani gül gibi bitki türlerinin yanısıra 153 tür su kuşu ile çok sayıda yaban hayvanı yaşıyor.