SİT’imizi Vermeyiz…

Bekir Coşkun'un 14 Mart 2013 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan yazısı.

Gözlerini bu kez SİT’lerimize diktiler…
Vermeyiz…

SİT alanları, doğayı korumak için, çağdaş ülkeler örnek alınarak, özenle bezenle oluşturuldu ve koruma altına alındı…
Buralarda otel, villa, fabrika, site yapılmasın da doğa bozulmasın diye…
Kimse gelip de milletin SİT’ine yerleşmesin…

Ama olmadı işte…
Önce her iktidar bir yolunu bulup gözüne kestirdiği koruma altındaki yerleri kapsamdan çıkartıp çıkartıp yapılaşmaya açtı…
Gelen çaldı, giden çaldı…
Bir de baktık ki bir açıkgöz hırsız gitmiş milletin SİT’ine oturmuş…

Bu kez “Çevreyi en iyi biz koruruz, doğayı elletmeyiz” diye geldiler…
Yer gök yağmalandı…
Koylar, kumsallar, cennet kıyılar gitti…
Kuşcennetleri bile apartmanlara açıldı…
Oysa oralar bizim SİT’imiz…
Ne hakla el atarsınız?..

Yetmedi…
Bugünlerde çevre ile ilgili kapsamlı bir yasa geçiriyorlar parlamentodan…
Aynı günlerde iktidarın bir il genel meclisi üyesi, SİT alanlarının tümden tarihe karışmasını, SİT alanlarının kullanma yetkisinin siyasilere verilmesini istiyor…
Kafasını SİT’e takmış…
İlla el koyacak…
Halkın SİT’i ile oynamaktır bu…
Kaldırıp da ne yapacaksınız?…

Benim sözüm tüm bu cennet vatanın sahibi insanlara…
O alanlar gelecek kuşakların, çocuklarınızın, torunlarınızın dünyasıdır…
Bizler sadece emanetçi gibiyiz, iyi koruyup gelecek kuşaklara bırakmalıyız…
O orman, o koy, o yeşil dağ, o dere, o çam, o çınar, o kuş, o sincap, o kır çiçeklerinin açtığı yaylalar, o bereketli ova, o cennet köşesi sulak…
Tümü emanettir…

Böyle pısırık, böyle sessiz, böyle umursamaz, böyle korkmuş, sinmiş bir toplum, çocuklarına ihanet eder sadece…
Günahtır…

Adam illa SİT diye tutturmuş olabilir…
Sahip çıkın…
Bir de SİT’inizi almasınlar…

Etiketler

Bir yanıt yazın