Norveç merkezli mimarlık ofisi Snøhetta, Lysefjorden fiyordunda bir uçurumun kenarında dört tane ahşap kulübe tasarladı.
Tom Bjarte Norland tarafından geliştirilen Bolder Star Lodges adlı proje, yürüyüşçüleri fiyordu çevreleyen doğanın içine çeken benzersiz bir inziva yeri olarak hayata geçirilmiş.
Bolder Star Lodges, her biri dağıldıkları doğal ortamla uyum sağlayacak şekilde tasarlanmış Stylten, Myra, Stjerna ve Eldhuseteach adlı dört kulübeden oluşuyor.
Snøhetta, arsa üzerindeki zarar verici etkilerini azaltmak için her bir kulübeyi büyük beton sütunlar üzerinde yükseltmiş ve kesintisiz manzaraya sahip olmaları için büyük cam bölmelerle kaplamış.
Büyüklükleri 38 ila 60 metrekare arasında değişen kulübeler, araziden alınan agrega ile dökülen ahşap ve beton kombinasyonundan inşa edilmiş.
Eşsiz asimetrik formlara sahip kulübelerin her biri benzersiz bir iç mekan ve manzara görünümü sunacak şekilde tasarlanmış.
Snøhetta’nın seçtiği malzeme paleti ile granit kayalar ve çam ağaçlarının hakim olduğu doğal çevreyi yansıtmayı amaçlamış.
Kulübelerin yapısı ve kaplaması için işlenmemiş kırmızı sedir ağacı seçilmiş böylece cephelerin zamanla grileşerek kayalık araziye uyum sağlamaları hedeflenmiş. Prefabrike olarak üretilen kulübeler daha sonra bozulmayı en aza indirmek için helikopterle taşınmış ve beton sütunların üzerine yerleştirilmiş.
Her kabin giriş katında bir yatak odası ve banyo ile üst katta geniş bir mutfak ve yemek alanını içerecek şekilde planlanmış.
Kat planları mümkün olduğu kadar açık tasarlanarak, tavandan tabana panoramik pencerelerden kulübelerin doğal ışıktan faydalanmaları sağlanmış.
Ayrıca her bir kulübenin çatısına eklenmiş pencerelerle ziyaretçilerin geceleri yıldızları izleyebilmeleri amaçlanmış.
Her kulübenin içinde benzersiz bir kimlik sağlamak üzere farklı renkli ahşap döşeme ve paneller kullanılmış.
Peyzaj üzerine yerleştirilmiş hava koşullarına dayanıklı ve ışıklarla çevrelenmiş bir dizi çelik köprü ile ziyaretçilerin gün batımından sonra yollarını kolayca bulmaları hedeflenmiş.
Kulübelerin elektriği şebekeden sağlanırken, otoparkın altındaki arıtma tesisinden su temin edilmesine imkan tanınarak kendi kendine yeten bir proje ortaya çıkarılmış.
Kulübelerin yerleşimi için sökülmesi gereken ağaçlar gelecekteki inşaatlarda kullanılmak üzere bir kenara ayrılırken, inşaat sırasında çıkarılan çakıl ve kumlar agrega olarak yeniden kullanıma alınmış.
Snøhetta’nın tasarladığı dört kabininden üçü misafirlere açılmış, dördüncünün ise ilkbaharda açılması planlanıyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde alana bir oturma alanı ve bir restoran içerecek iki ek yapının daha inşa edilmesi bekleniyor.