Sosyoloji ve Planlamanın Önde Gelen İsimleri Boğaziçi Üniversitesi’nde Buluştu

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü tarafından "Urban Classes and Politics in the Neoliberal Era" başlıklı konferansın ikincisi 13 Mayıs 2011 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi'nde gerçekleşti.

New Perspectives on Turkey Dergisi ve LSE ortaklığı ile Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü tarafından ilki 22 Ekim 2010 tarihinde düzenlenen “Urban Classes and Politics in the Neoliberal Era” başlıklı konferansın ikincisi 13 Mayıs 2011 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşti. Moderatörlüğünü Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Ayfer Bartu Candan’ın yaptığı konferansın konuşmacıları, New York City Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Neil Smith, California Berkeley Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Teresa Calderia ve Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Ayşe Öncü oldu.

London School of Economics Avrupa Enstitüsü Ekonomi ve Ekonomi Tarihi profesörü olan, aynı zamanda Contemporary Turkish Studies başkanı Şevket Pamuk’un açılış konuşması ile başlayan konferansın ilk konuşmacısı Prof.Dr. Neil Smith oldu. Smith, konuşmasına neoliberalizmin tanımını yaparak ve geçmişten bugüne neoliberalizmin gelişim sürecini aktararak başladı. Neoliberalizmi kapitalizmden kesinlikle ayırmak gerektiğini vurgulayan Smith, neoliberalizmin sadece ekonomik süreçlerden ibaret olmadığının, ekonominin yanında sosyal ve kültürel birçok süreci de barındırdığının altını çizdi. En önemli noktanın, neoliberalizmin bir “sınıf projesi” olduğunu söyleyen Smith, neoliberalizmle birlikte olağanüstü sınıfsal sınırların ortaya çıktığını dile getirdi. Tarihsel süreçte dünyada gerçekleşen birçok politik olayın neoliberalizmi oluşturduğunu ve zaman içerisinde güçlendirdiğini söyleyen Smith, tarihte neoliberalizmin etkisi olarak adlandırdığı, 1973 Şili Darbesi gibi birçok politik olaylardan örnekler sıraladı. 1980’lerde küreselleşme dalgasıyla neoliberalizmin güç kazandığını söyleyen Smith, küreselleşmenin, “sınıf” gücünü ortaya koyan bir dinamik olduğunu belirtti. Yeni dönemde çalışan kesimden ziyade işsizliğin yükselişe geçtiğini söyledi ve neoliberalizmin kentleşme üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Küreselleşmenin, ulusalın yıkımı olduğunu söyleyen Smith, yeni dönem kentleşmede en önemli sorunun yasal olmayan yerleşimler olduğunu dile getirdi. Bugün kentlerin rolünün değiştiğini ve politik süreçlerin kentleri biçimlendirdiğini belirten Smith, neoliberal kentleşmenin en önemli yansıması olarak soylulaştırma süreçlerini vurguladı. Soylulaştırmanın, küresel kentsel strateji olduğunu söyleyen Smith, soylulaştırma projelerinin artık her yerde ele alındığını söyledi. Soylulaştırma projelerinde, konut üretiminden ziyade iş alanları, turizm mekanları oluşturma hevesinden bahseden Smith, bu projelerin, soylulaştırma projelerinden çok inşaat projeleri olduğunu söyledi.

Neil Smith’den sonra sözü devralan Prof.Dr. Teresa Calderia, Sao Paulo’da kamusal alanın yeniden biçimlendirilmesi konusundaki deneyimlerini paylaştı. Kentin üretimi, sosyalleşme, demokratikleşme sürecini, Sao Paulo’da binaları biçimlendiren graffiti sanatı üzerinden aktardı. Brezilya’da, “Pixação” adındaki graffiti topluluğunun çizimleri ve yazılarının kentte toplumun kendini ifade etme biçimi olarak tanımlayan Calderia, bunun bir kentsel müdahale aracı olarak kullanıldığından bahsetti. En yüksek binalara tırmanarak duvar yazıları yazan ve graffitiler yapan bu topluluğun kentte kendini ifade etme biçimini demokratikleşmenin bir boyutu olarak değerlendiren Calderia, böylece, kamusal alan kavramının da yeniden tanımlandırıldığını söyledi.

Teresa Calderia’dan sonra Prof.Dr. Ayşe Öncü, tartışma konusunu açmak üzere konuşmasını gerçekleştirdi. Kamusal alan sorununu dile getiren Öncü, insanların toplanma, buluşma mekanları olan kamusal alanların bugün sanal ortama taşındığını vurguladı. Toplumsal grupların, internet ve sosyal medya olmadan örgütlenemediğini söyleyen Öncü, kamusal alan kavramının fiziksel bir kavram olmaktan uzaklaştığını dile getirdi. Kamusal alanların, protestolar ve gösterilerin mekanı olduğunu vurgulayan Öncü, insanlar arasındaki iletişmin de kentlerde kamusal alanların yeniden ele alınması ile gerçekleşeceğini belirtti.

Ayşe Öncü’nün konuşmasından sonra tartışma bölümüne geçilerek dinleyicilerden sorular alındı ve ardından konferansa son verildi.

Etiketler

Bir yanıt yazın