Studio Gang, 1910'lu yıllara ait eski bir tütün deposunu, Kentucky Üniversitesi Tasarım Fakültesi için stüdyoya dönüştürdü.
Kentucky Üniversitesi’nin Lexington kampüsünde yer alan eski depo, 1917 yılında inşa edilmiş ve 1959 yılında üniversite tarafından satın alınmış. O dönemde bina, okulun sanat programlarına ev sahipliği yapmış.
Studio Gang tarafından gerçekleştirilen en son tadilatla, 12.210 metrekare alana sahip olan bina, artık Tasarım Fakültesi’nin tamamına, peyzaj mimarlığı programlarına ve bir biyomedikal mühendislik stüdyosuna ev sahipliği yapacak.
Binaya yapılan yeni eklentiler arasında merkezi bir lobideki merdiven, iki kat yüksekliğinde bir konferans salonu, taşınabilir mobilyalar ve pin-up duvarları ile bir taraf boyunca uzanan “yapısal tenteler” yer alıyor.
Mimarlık ofisi, yeni eklemeleri mevcut binanın bazı unsurlarıyla birleştirmeyi amaçlamış. Bu bağlamda binanın mevcut yapısının büyük bir kısmını, temeller, dış duvarlar, ahşap kirişler ve çelik kirişler dahil olmak üzere korumuş.
Studio Gang’ın kurucu ortağı Jeanne Gang, “Mevcut binaların ömrünü uzatmak, çevre üzerindeki etkimizi sınırlamanın ve mimarlığın yaratıcı potansiyelini genişletmenin en önemli yollarından biridir,” diyor.
“Amacımız, binanın belirgin karakterini koruyarak geçmişi ve geleceği birleştirmek, yaratıcılığın iş birliği yoluyla gelişebileceği bir yer olarak yenilemekti. Öğrencilerin ve öğretim üyelerinin bu binayı kullanarak disiplinlerinin sınırlarını zorlamalarını görmek için sabırsızlanıyorum.”
Ziyaretçiler, binaya yüksek tavanlı bir lobiden giriyor ve burada bir metal merdiven, binanın birinci katına çıkıyor. Geniş ve açık zemin stüdyoları, bireysel fakülte ofisleri ve konferans salonları gibi akademik programlar her iki kat boyunca yer alıyor.
Paylaşılan ve “esnek” alanlar giriş merdivenine daha yakın bir şekilde kümelenirken, stüdyolar binanın uzunluğu boyunca yanlara açılarak uzanıyor.
Her iki kat boyunca büyük ölçüde açık bir kat planı uygulanmış ve doğal ışığın içeri girmesi için duvarlar minimuma indirilmiş. Mobil unsurlar ve kolonlar, alanlar arasında belirleyici bir işlev görüyor.
“Üst katlarda açık kat planları, stüdyoların alanını belirlemek için orijinal ahşap kolonlarla birlikte mobil pin-up duvarları ve mobilyalar yer alıyor.”
Bina dışında, “büyük ölçekli” üretim için yeni bir çalışma alanı sağlanmış ve bu alan, bir yükleme rampası girişi aracılığıyla iç stüdyoya bağlanmış.
Binanın kanopisi, gölgelik ve serinlik sağlamak için alanı kaplıyor ve binanın etrafında ağaçlar ile yeşillikler yer alıyor.
Mevcut yapının kullanılması ve jeotermal kuyu sistemi gibi enerji verimli sistemler sayesinde, Studio Gang, binanın enerji tüketiminin “geleneksel bir yüksek öğrenim binası”na göre yüzde 70 ila 80 oranında daha düşük olacağını tahmin ediyor.