Cengiz Bektaş'ın 27 Ağustos 2012 tarihinde Evrensel Gazetesi'nde yayınlanan yazısı.
Güre, İda’nın (Kaz Dağı’nın) eteklerinde…
Yaz Okulumu orada kurdum.
Biliyor musunuz neden?
Çünkü uzmanların söylediklerine göre su, en son orada bitecekmiş Anadolu’da…
İlk yıllarda, Güre’nin ünlü Sarı Kız Şenliklerinde benden de bir konuşma istediler.
Dedim ki köylülerime:
“Ben Denizli’liyim. Kentimin adında bile su var. Öyle kötü davrandık ki suya… Şimdi dışarıdan su getirmek zorundayız. Siz de suyun hep böyle akacağını sanmayın.”
Besbelli bir kulaklarından girdi öteki kulaklarından çıktı söylediklerim.
Güre’de neredeyse her sokakta çeşme vardı. Bu çeşmelere musluk takamazlardı… Su basıncı boruları patlatırdı çünkü…
Bu gün de her yerden su akıyor. Ne güzel bilseniz…
Ama gelin görün ki altıncılar geldi… 405 arama izni almışlar… 285 yerde çalışmalara başlamışlar…
Zeytin alanları peşkeş çekilmiş onlara… Zeytin denizi yok olacak… Arsenikle ayrıştırarak altın çıkaracaklar. Bunun nasıl sonuçlanacağı Bergama’da, Kıbrıs’ın Lefke’sinde görülebilir. Ben gittim gördüm…
Bin pınarlı İda’nın sularına arsenik karışacak.
İçecek su bulamayacağız.
Kim verdi bu izinleri mi diyorsunuz?
Biliyorsunuzdur elbette…
Gerçi bilseniz de değiştirebilecek misiniz ki?
Benim durumumu da bir düşünün…
Bilmem anımsar mısınız?
Bir İngiliz karı-koca Avrupa’nın savaşlarından kurtulmak için gidip Güney Amerika’daki Folkland adasına yerleşmişlerdi. Olacağa bakın, orada da savaş çıkmaz mı? Hem de İngiliz donanması orayı bombalamaz mı?
Benimki de ona benzedi.
Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak derler ya hani…
Suyun en son biteceği yer derken, o bitmeyecek sulara arsenik karıştıracaklar.
Anamalcı bu…
Para için yapmayacağı şey var mı?
Bu bana bir daha şu gerçeği öğretti:
“Hatt-ı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır.”
Size, iletiyle gelen bir bilgiyi de aktarmak istiyorum:
(Jeofizikçi grup: Böyle giderse Anadolu’ da maydanoz bile yetişmeyecek!
Prof: Dr. Kenan Demirkol: “Türkiye 40 yıl sonra bir çöle dönecek ve tarım yapmak imkansız hale gelecek.. Yunanistan, Türkiye sınırına neden 4 milyar lira harcayıp duvar örüyor? Çünkü 40 yıl sonra yaşanacak kıtlığı görüyorlar. Avrupa Birliği, Türkiye’nin yoğun göçe karşı bir tampon bölge olmasını istiyor. Tarım yapamayan Türkiye bu göçle nasıl başa çıkacak?”)
Güre’de de para ödüyoruz artık suya…
Çeşmelerimize musluklar takılmağa başladı.
Hiçbir şeyi kendi başımıza gelmeden öğrenemeyecek miyiz?
Boşuna bizim için “gözden akıllılar” denmiyor…