İki ay boyunca dosya konusu olan kente dair güncel ve kapsamlı içerik üretmeyi amaçladığımız "Süper Kent" dosyamızda Temmuz ve Ağustos aylarında Diyarbakır’a odaklanacağız.
Diyarbakır dosyasında, gündem dolayısıyla, çoğunlukla Suriçi ve genel olarak Diyarbakır’daki soylulaştırma, mülksüzleştirme konularına ve kenti yeniden kurma çabalarına odaklanmayı planlıyoruz.
Suriçi’ndeki sokağa çıkma yasaklarının ardından, Diyarbakır Şehir Plancıları Odası’nın tespitine göre, Sur’da toplamda 1312 bina tamamen yıkılmış. Yıkılan yapılardan 125’i de tarihi yapılar. Yıkım tehlikesiyle karşı karşıya olan yapı sayısı ise 3187.
Sur İlçesi – Yıkım öncesi hava görüntüleri
Sur İlçesi – Yıkım sonrası hava görüntüleri
Ancak soylulaştırma riski kentin belli bölgelerinde, özellikle Suriçi’nde günümüzdeki savaş öncesinde de vardı. Kentsel dönüşüm ve ülke genelindeki TOKİ konutlarıyla tek-tipleşme, elbette Suriçi’nin yıkılmasından, günümüzde yeniden başlatılan savaştan çok daha geriye gidiyor.
Diyarbakır’ın mekansal değişimini anlamak için, Türkiye’deki kentsel gelişme dinamiklerine bağlı olarak 50’lerdeki göç hareketlerinin ve 90’lardaki yıkımdan sonra gelen köyden kente göçlerin mekandaki yansımalarına ve Dicle-kent gibi lüks-müstakil sitelerin yapıldığı dönemlere bakmak gerek. Mehmet Atlı, kentin mekansal yayılmasının 1950’lerden sonra nasıl olduğunu, “Hepsi Diyarbakır – Herkesin Bildiği Kimsenin Bilmediği” kitabında şöyle anlatıyor:
1960’lara gelindiğinde, Suriçi zaten dolmuş ve surdışındaki Yenişehir, kamu yapılarını da içeren, belli bir kentsel-mimari karakterle tanımlanmış durumdaydı. Türkiye’deki genel kentleşme dinamiklerine paralel bir biçimde, 50’li ve 60’lı yılların göçleri Diyarbakır’ı da etkilemiş ve zaten sıkışık durumdaki kentsel mekan stoğu yetmemeye başlamıştı.
Bu göç dalgasıyla, 1960 ve 70’lerde, çekirdekteki tarihi merkezin (Sur’un) dışındaki Bağlar ilçesi şekilleniyor.
70’lerin sonlarından başlayıp, 80’ler boyunca sürecek ve 90’larda ‘bölge’de yaşanan savaşın büyüttüğü göçlerin ardından zirve yapacak olan yap-sat trendinde, Bağlar’da gecekonduların, kaçak yapıların çoğu, aynı altlık üzerinde çok katlı olarak yükseldiler.
1950 sonrası ve 1990’larda farklı dinamiklerle yaşanan bu iki göçün ve mekansal değişimlerin ardından 2000’li yıllarda Dicle-kent gibi lüks-müstakil sitelerin yapıldığı Kayapınar İlçesi de çoğunlukla, eski kent merkezlerinden bu bölgeye göçlerle şekilleniyor.
Mehmet Atlı’nın “Hepsi Hepsi Diyarbakır” kitabından
Mehmet Atlı’nın “Hepsi Hepsi Diyarbakır” kitabından
Kaynaklar
http://xxi.com.tr/yazilar/sur-notlari-yikim-kusatma-yeniden-insa
http://www.imctv.com.tr/surda-toplam-1312-yapi-tamamen-yikildi/
http://www.diyarinsesi.org/haber/diyarbakir-surici-koruma-paneli-18-haziranda-85006.htm
“Hepsi Diyarbakır – Herkesin Bildiği, Kimsenin Bilmediği”, Mehmet Atlı
http://aljazeera.com.tr/interaktif/uzaydan-sur-oncesi-ve-sonrasi