Sürdürülebilir Canlı Strüktürler

Bitkilerin ve yapısal elemanların bir arada kullanıldığı tasarımlar, sürdürülebilir canlı strüktürler oluşturma fırsatı sağlıyor.

Ahşap yapıların sürdürülebilirliğe etkisi malum fakat bunu bir adım öteye taşımak mümkün mü? International Federation of Landscape Architects tarafından yayımlanan “Baubotanik: Botanically Inspired Biodesign” başlıklı makalede Ansel Oommen, canlı ağaçlar ile oluşturulan yapı sistemi Baubotanik teorisini ve tekniğini keşfediyor.

Mimar, Dr. Ferdinand Ludwig tarafından keşfedilen uygulama, antik ağaç şekillendirme sanatından ilham alarak geliştirilmiş. Budama, bükme, aşılama veya dokuma gibi yöntemlerle ağaçlar istenen forma evrilebiliyor. Bunun erken örnekleri arasında Meghalaya, Hindistandaki canlı kök köprüler ve ortaçağ Avrupa’sında sıkça rastlanan bitkiler ile oluşturulmuş çitler sayılabilir. İnsan eliyle yapılan müdahalelerin yanısıra bu süreç zamanla doğal olarak da şekillenebiliyor. Ludwig:

University of Stuttgart’ta eğitim aldığım dönemlerde “canlı mimarinin” bazı tarihi örnekleriyle karşılaştım ve ilk andan itibaren çok etkilendim. Bu bakış açısı, mimari ve kentsel tasarıma ağaçları entegre etmenin yeni bir yolu.

Ludwig’in Baubotaniği gösteriyor ki metal iskele ve diğer yapı malzemeleri, bitkisel bileşenlerle birleştirilerek yaşayan strüktürler oluşturulabiliyor. Üstelik ağaçlar yaşlandıkça birleşim noktaları güçlendiğinden yük taşıma kapasiteleri de artıyor fakat tüm ağaçlar esneklikleri ve güçleri bakımından bu çeşit işlemler için uygun değil. Ferdinand Ludwig:

Doktoram için yaklaşık 10 farklı türü test ettim. Çınar, gürgen ve kayın, ince kabukları sayesinde çok iyi ve hızlı birleşim sağladı.

Şaşırtıcı şekilde ilk akla gelen seçeneklerden olan söğüt ağacı beklentiyi karşılamamış.

Başlangıçta hızlı büyüdüklerini göz önünde bulundurduğumuzdan çok fazla söğüt kullandık. Ancak, uzun süre dayanamadığından ve mimari elemanlar ile birleşim noktaları çürümeye eğilimli olduğundan artık kullanmıyoruz.

Buna rağmen Ludwig’in ilk işlerinden, bir yaya köprüsü ve kuş gözlem evini içeren üç katlı Willow Tower bazı zorluklar yaşasa da hala ayakta.

Bu tarz yapılarda zamanla, çürüme, donma, doğa koşulları gibi etkenler sebebiyle oluşan zarara karşı bazı çözümler geliştirilmiş. Yapının genel canlılığını etkilemeden sürekliliğini sağlayan bu sistem zarar gören kısımların yeniden yetiştirilip bazı teknik adaptasyonların yapılmasını içeriyor.

Şimdiye kadar tasarlanmış en büyük “Baubotanik” yapı olan The Plane Tree Cube’te çınar ağaçı kullanılmış. Nagold, Almanya’daki bahçecilik etkinliği Landesgartenschau 2012 boyunca kamuya açılan yapının çeşitli ödülleri de bulunuyor.

Akımın öncüsü olarak Ferdinand Ludwig, Deutschland, Land der Ideen, Übermorgenmacher ve Archiprix International gibi ödüllere layık görülmüş. Ludwig şu anda University of Stuttgart’ta öğretim görevlisi. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda İtalya’da bulunan, University of Alghero’da danışman ve proje lideri olarak da çalışmalarına devam etmiş ve süreçsel tasarım düşüncesini öğrencilerle paylaşmaya devam ediyor.

Baubotanik’in potansiyelini kullanarak Stuttgart’taki iklim değişikliğine uyum sağlayacak çözümler geliştirdik. Bu epeyce ilginç ve acil görünüyor, umarım gelecekte bu konuya katkımız dokunur.

Giuliano Mauri tarafından Lodi, İtalya’da tasarlanan La Cattedrale Vegetale, botanik ve mimari birlikteliğinin başka bir örneği. Ahşap sütrüktür 5 adet mezarı oluşturan kolonların içerisine ekilmiş 108 adet meşe ağacından oluşuyor.

La Cattedrale Vegetale, Fotoğraf: Alessandro Cappella

Sanatçı Giuliano Mauri, 29 Mayıs 2009’da, 71 yaşındayken arkasında birkaç bitmemiş proje bırakarak yaşama veda etti. Birkaç yıl önce ailesi, son isteklerinden en azından bir tanesini gerçekleştirmeye karar vermiş.

Fotoğraf: Alessandro Cappella

Ekim 2016’da Cattedrale Vegetale’in ahşap strüktürü tamamlanmış. Kasım 2016’da ise kent yönetimi, 60 cm yükseklikteki 108 adet meşe ağacının kolonların içerisine ekimine başlamış.

Fotoğraf: Alessandro Cappella

Mauri’nin projesi, insanların gökyüzünü seyredebildiği, nihayetinde mekanın bir parçası gibi hissettiren aynı zamanda gücü ve sessizliğiyle sadece doğanın var olduğu bir ibadet ve birliktelik mekanı.

Etiketler

Bir yanıt yazın