Beyoğlu'nda değişmeyen tek şey, Taksim Meydanı'na cami tartışması.
16 yılda çıkarılabilen Beyoğlu’nu koruma amaçlı imar planında tarihi Su Maksemi binasının arkasındaki alanın ‘dini tesis alanı’ olarak ayrıldığı ortaya çıktı.
Beyoğlu, koruma altına alınmasına karar verilmesinden tam 16 yıl sonra ‘koruma amaçlı imar planı’na kavuştu. Ancak 16 yılda tamamlanabilen ‘koruma planı’nda, Taksim Meydanı’nda, tarihi Su Maksemi’nin yanı başında ‘dini tesis’ diye bir alanın yer alması şaşkınlık yarattı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden dün yapılan açıklamada “Taksim’de dini tesis için yeni yer tahsisi söz konusu değil. Orada zaten bir mescit var. Mescidin yerine cami yapılabileceğine dair kararsa 32 yıl öncesine ait” denildi.
‘Dini tesis’ ibaresi konulan alanın üzerinde ve çevresinde halen küçük bir mescit, Kasımpaşa Spor Kulübü tarafından işletilen otopark, umumi tuvalet, çiçekçiler, bazı ticari işletmeler ve artık müze olarak kullanılan tarihi Su Maksemi binası bulunuyor.
Yeni planda mescit yerine ‘dini tesis’ işaretinin yer alması, buraya küçücük bir mescit yerine ‘orta, büyük ya da çok büyük bir cami’ kondurulabileceği tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Planı incelediğini söyleyen Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Başkanı Eyüp Muhçu endişeli:
“Tarihi Su Maksemi’ne birleşik ve orada bulunan mevcut mescidi kapsayan alan’ cami alanı olarak gösteriliyor. Bu alan cami yapılması için boyutları itibarıyla uygun değil. Eğer cami yapılırsa diğer binalara da müdahale edilmesi gerekir. Bu alan halihazır haritada açık otopark olarak görünüyor.”
Büyükşehir’e göre Taksim’de dini tesis için yeni alan tahsisi söz konusu değil, çünkü o bölge, 32 yıldan beri zaten ‘dini tesis’ yani cami yapılabilir bir alan:
“Arazi 1977 onaylı 1/1000’lik planda da ‘cami, çarşı ve otopark’ olarak yer aldı. Aynı yıl Anıtlar Kurulu bu alanda Maksem’e zarar vermemek ve civarındaki mezbeleliği kaldırmak şartı ile cami yapılmasında sakınca olmadığı kararı aldı. (…) Bahsi geçen yer, halihazırda mevcut olan, 32 yıl önce de plandaki fonksiyona uygun olarak yapılmış mescidir. 1977’deki Anıtlar Kurulu kararı ile 2009 tarihli plan kurul onayı mevcuttur. Yeni bir dini tesis alanı kararı mevzubahis değildir. Kamuoyunca bilinen Taksim Camisi ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.”
Plan, İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın imzasını bekliyor. Bu da, plan eğer Topbaş’ın onayından geçerse ve bir aylık askı süresinde de herhangi bir itiraz gelmediği takdirde söz konusu alana cami yapılabileceği anlamına geliyor.
Peki ‘olası’ caminin büyüklüğü, kaplayacağı alan ne olacak? Bunun ayrıntıları ancak daha sonra yapılması beklenen 1/1000’lik planla ortaya çıkacak. Ayrıca cami planının Anıtlar Kurulu onayından da geçmesi gerekecek.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar ve Bayındırlık Komisyonu Başkanı Sefer Kocabaş ise Radikal’in sorularını şöyle yanıtladı:
“Mevcutta orada mescit var, büyük bir cami değil. Bu bir bölge planı. Nasıl bir cami yapılacağının kararını (belediye) meclis değil, kurul verecek. Henüz detay belli değil. Eski tarihlerde Gezi Parkı’nda yapılması planlanan camiyle alakası yok. Planda söz edilen dini tesisle cami aynı anlama geliyor. Kurul ortayı kabul ederse (orta büyüklükte cami) orta, büyük kabul ederse büyük ya da hiç kabul etmiyorum bu haliyle kalsın derse öyle kalır. Bunun kararını kurul verecek.”