Tapınaktan Doğan Otel

Beşiktaş'taki Tütün Deposu'nun yerine yapılan Shangri-La Bosphorus oteli geçen hafta açıldı. Shangri-La adı, James Hilton'un bir kitabından geliyormuş.

Beşiktaş’ta uzun yıllar virane duran Tütün Deposu’nun yerine yapılan Shangri-La Bosphorus oteli geçen hafta açıldı. Dışarıdan bakınca otelin, bölgenin tarihi dokusunu bozan bir görüntüsü yok. Ama içine girince bambaşka bir dünyayla karşılaşıyorsunuz. Hong Kong kökenli otel zincirinin tüm otellerinde olduğu gibi, geleneksel Uzakdoğu kıyafetleriyle hostesler karşılıyor sizi. Mermer ağırlıklı döşemesiyle dekorasyon hemen dikkati çekiyor. Ortada, Çek Cumhuriyeti’nde, el işçiliğiyle yapılmış dev bir kristal avize; etrafta Çin porselenleri, çiniler, duvarlardaki tablolar ve antikalar göze çarpıyor. Öğleden akşama kadar ise lobide canlı klasik müzik konserleri var. Otelin Genel Müdürü Sinan Yılmaz, zincirin Uzakdoğu’nun meşhur ‘misafirperverlik’ anlayışıyla fark yaratmayı hedeflediğini; bunu, İstanbul şubesinde Türk misafirperverliğiyle birleştirmeyi hedeflediklerini anlatıyor. Daha lise yıllarında ailesinin Side’deki otelinde otelciliği öğrenmeye başlayan ve Almanya’da bu işin eğitimini alan Yılmaz, uzun süre Hyatt grubunda çalıştıktan sonra 2001’de Shangri-La’ya transfer olmuş. Cakarta, Amman, Penang gibi şehirlerde çalıştıktan sonra İstanbul Shangri-La’yı açmak üzere buraya gelmiş. Otelin 17 süitle birlikte toplam 186 odası bulunuyor; odaların yüzde 60’ı Boğaz manzaralı. Oda fiyatları sezona ve odanın tipine göre değişiyor, ancak 370 avrodan başlıyor diyebiliriz. 

Çin yemeklerinde iddialı

Otelin biri Çin mutfağı, diğeri dünya mutfağı sunan iki restoranı var. Dekorasyonları Hong Konglu bir tasarımcıya yaptırılmış, Çin’den şefler getirtilmiş. İstanbul’da başka yerde yiyemeyeceğiniz Çin yemekleri yapılıyor. Otelin spa’sı da Uzakdoğu’daki spa’ları aratmıyor… İlk oteli 43 yıl önce Singapur’da açılan Shangri-La’nın isminin hikayesi ise ilginç. Otelin kurucusu, Malezyalı işadamı Robert Kuok, James Hilton’un Yitik Ufuklar/ Lost Horizon kitabını okur. Kitapta bir uçak kaçırılır ve Everest civarında bir yere düşer. Uçaktakiler orada Shangri-La diye bir tapınak bulur… Kuok bu hikayeden etkilenerek kurduğu otelin adını Shangri- La koyar. Şimdi otelin tüm konuklarına, kitabın Türkçesini ve İngilizcesini hediye ediyorlar.