Beyazıt’ta altgeçidi yenileme çalışmalarında Bizans’tan kalma bir yapı ortaya çıktı. İnşaat firması tarafından girişi betonla kapatılan sarnıç benzeri tarihi yapı, tamamıyla betona gömülecekken duyarlı bir kişinin ihbarıyla şimdilik kurtarıldı.
Büyükşehir Belediyesi’nin ağustosta Beyazıt’ta başlattığı Darülfünun Altgeçidi yenilenmesi inşaatı ihalesini Işıldak İnşaat ve Mak.İş İnşaat ortaklığı kazandı. Proje İstanbul 4 numaralı Koruma Kurulu tarafından onaylandı ve çalışmalara başlandı. Alt yüklenici Vizyon İnşaat’ın çalışmaları sırasında ağustosta aynı bölgede iki tane lahit kapağı bulundu. Asfalt sökümü sırasında bulunan, Hıristiyanlık öncesi döneme ait olduğu tahmin edilen lahit kapakları kepçelerle yapılan çalışmalar sırasında büyük hasar gördü. Kapaklar Arkeloloji Müzesi’ne kaldırılırken bölgedeki çalışmaların müzeye bildirilmediği ortaya çıktı. Kısa süre sonra çalışmalar tekrar başladı. Önceki gün bir kişi müzeye ihbarda bulundu. İhbarda bulunan kişi, altgeçit çalışmalarında Bizans döneminden kalma yüzlerce metrelik sarnıcın girişinin ortaya çıktığını ve inşaatı yapan şirketin burayı kapatmaya çalıştığını bildirdi. Yola dökülen betonun sarnıcın girişinin bir kısmını kapattığını iletti.
İhbar üzerine İstanbul Arkeoloji Müzesi yetkilileri inşaat alanına iki arkeolog gönderdi. Arkeologlar kapatılan bölümü sarnıç girişinde incelemelerde bulundu. İnşaat firmasının çalışmaları durdurulurken hazırlanacak rapor İstanbul 4 numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na gönderilecek. İnşaatla ilgili kararı kurul verecek.
Sarnıç girişinin bulunduğu alana giriş önceki gün arkeologlar geldikten sonra inşaat görevlileri tarafından metal perdelerle kapatıldı.
Kalıntıyla ilgili belediyeden bir bilginin gelmediğini söyleyen Arkeoloji Müzesi yetkilileri olayı ‘duyarlı bir vatandaşın’ ihbarıyla öğrendiklerini söyledi. Yetkili, bulunan kalıntıyla ilgili şunları aktardı: “Bizans’ın en büyük caddesi olan ve Ayasofya’nın önünden başladığı, Eminönü ve Topkapı’ya doğru iki ayrı kolda uzandığı bilinmektedir. O bölgede Bizans dönemi dükkânlarından oluşan Teodosyus forumu vardır. Beyazıt’ta bulunan kalıntının foruma ait bir dükkân mı yoksa sarnıç mı olduğu incelemeler sonucu ortaya çıkacaktır.”
Alt yüklenici müteahhit firma Vizyon İnşaat sahibi İnşaat Yüksek Mühendisi A. Kadir Güder, sarnıçın kapatılacağı iddialarının doğru olmadığını öne sürdü.
Güder şunları söyledi:
“İBB tarafından taahhütünü almış olduğumuz Darülfunun Alt Geçidi yenilenmesi projesine uygun olarak inşaat tamamlandı. Proje kapsamında yıkılması öngörülen ve dayanımını kaybeden eski işyerleri yıkılmış, molozlar kaldırılmış ve yerine saha betonu dökülerek mevcut Beyazıt meydanıyla bu alan birleştirilmiştir. Önündeki dükkanlar yıkılınca orası ortaya çıktı. Arkeoloji Müzesi Müdürlüğüyle irtibatlı olarak koruma altına alındı. Belediye, iş güvenliği açısından geçici emniyet şeritleriyle önünün kapatılmasını istedi. Örttük. Hiçbir şekilde orayı kapatma, beton dökme, duvar örme düşüncemiz olmadı. Oranın kapatılması bizim için ayrıca bir maliyettir. Bizim görevimiz üst yapılardı. Biz bir kazı yapıp da orayı ortaya çıkarmadık. Nitekim, 11 Ağustos 2014 tarihinde saat 02.00 sıralarında eski asfalt tabakasının kaldırılması çalışmalarında, asfaltın hemen altında 2 adet lahit kapağı buldum. Çalışmaları hemen durdurduk. Hemen akabinde bunu Büyükşehir Belediyesine bildirdim. Belediye de 12 Ağustos 2014 tarihinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’ne durumu bildirdi. Ancak yoğun ısrarlarımıza rağmen müzeler müdürlüğü tüm maliyetlerini firmamıza karşılatmak suretiyle 18 ağustos 2014 tarihinde yani tam 6 gün sonra teslim aldı. Bu süre zarfından ilgili lahit kapakları firmamız tarafından koruma altına alındı, çünkü çalmaya gelen çok insan oldu. Tehdit edenler oldu. 24 saat başında bekçi durdu. Biz sürekli müzeye gelin alın dedik. Onlar siz getirin dediler. En son anlaştığımız gün haftasonu biz çalışmıyoruz dediler. Yani yalvar yakar bir şekilde biz onların kontorülünde lahit kapatlarını gönderdik. Biz her hamlemizi İBB ile ve Arkeoloji Müzesi Müdürlüğüyle koordineli olarak yapmaktayız.”
Sarnıç ve Lahitlerin asfalta yakın bir yerden çıkmış olması ve bölgenin kaynaklarda Roma Nekropol alanı (mezarlık) olarak geçmesi, tünelin ilk yapıldığı yıllardaki inşaatlarda da benzer başka bulgulara ulaşılmış olma ihtimalini güçlendiriyor. Arkeologlar Derneği yetkilileri “Konstantin, İstanbul’u başkenti olarak düzenlerken kenti batıya doğru genişletti. Bu genişleme esnasında kentin eski nekropolü kente dahil edildi ve sonrasında bir forum/meydan olarak düzenlendi. Tünel kazısında açığa çıkan lahit kapakları da buradaki nekropolden geriye kalanlar olmalı. Zaten daha önce 40’larda, 50’lerde yapılan hafriyatlarda da benzer bulgular çıkmıştı ki bu buluntular bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ndedir. Dolayısıyla, hakkında bu kadar bilgi olan, arkeolojik dolgular içerdiği bilinen bir alanda yapılacak kazılarda ‘müze denetimi’ en baştan sağlanmalıdır ki, arkeolojik bulguları tahrip edilmeden tespit edebilelim. Kaldı ki müze denetiminde kazı tarihi yarımadanın her yeri için zorunluluktur.” dedi.