Ertuğrul Günay, "Bizim işimiz, Anadolu toprağında ne varsa sahip çıkmaktır" diye dursun Türkiye'nin dört bir yanındaki tarihi eserler AKP hükümetlerinin sorumsuzlukları nedeniyle her geçen gün yok olmakta.
Çemberlitaş’taki Birlik Vakfı’nda düzenlenen konferansa katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, konuşmasında tarihi eserler konusunda sahip oldukları “duyarlık”tan bahsetti. “Bizim işimiz, Anadolu toprağında ne varsa sahip çıkmaktır” diyen Günay şu şekilde konuştu:
“Bizim medeniyetimiz anıtları yıkmamış, sağlamlaştırıp teminat altına almış. Biz barış içinde yaşamayı başarmışız. Bizim işimiz, Anadolu toprağında ne varsa sahip çıkmaktır. Bir yandan Roma tapınağı, Selçuklu ve Osmanlı eserlerini korumaya çalışıyoruz. Türkiye’nin her metrekaresiyle ilgilenmeye çalışıyorum ama sevincim de hüznüm de bu tarihi yarımadadır. Dünyada, birçok uygarlığın izlerini bulunduran başka bir şehir yok. Kubbeler ve minareler bu şehrin başında bir taç gibidir. Dünyada, İstanbul gibi başında taç taşıyan başka bir şehir yok.”
Tarih yok olurken artan müze gelirleri bakanı mutlu etmiş
Kültür alanları ve sanat mekanlarına çekidüzen verdiklerini iddia eden Günay’ın bu iddiasını 2007 yılında 70 milyon TL olan müze gelirlerini düzenlemeler sonrasında 254 milyon TL’ye çıkartmasına dayandırması dikkatleri çekti. Ülkenin dört bir yanında her geçen yıl onlarca tarihi eser tahrip olmaktayken bu durumun hesabını vermek yerine müze gelirlerinin artışından övünç duyan Günay, kendisinin ve partisinin kültür ve sanat alanındaki bakışını da ortaya koymuş oldu.
Günay, Hasankeyf’in sulara gömülmesi üzerine söylediği “Hasankeyf yok olsun istemiyorum ama hayat acımasız” sözleri ve Topkapı sarayında yaşanan taht skandalını teferruat olarak nitelemesiyle Kültür ve Turizm Bakanı olarak ne işe yaradığını sorgulatmıştı.
Günay’ın dün yapmış olduğu konuşma, son yıllarda tarihi eserler konusunda yaşanan skandal boyutundaki olayları bir kez daha akıllara getirdi.
Erdoğan’a göre kimi tarihi eserler “çanak çömlek” değerinde!
AKP’nin tarihi eserlere bakışını en güzel özetleyen konuşmalardan birisini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yapmıştı. “Çılgın proje”si Kanal İstanbul’u açıkladığı toplantıda Erdoğan, “kültür varlıklarımızı muhafaza etmek adına bu büyük adımlarımızı atıyoruz” sözlerini ettikten sonra Marmaray Projesi’ne karşı çıkanları şu sözlerle eleştirmişti:
“3. köprü dedik. Hemen ‘karşıyız’ dediler. Zaten sizden başka birşey beklenmez ki. Bu zihniyet 1., 2. köprüye ve Marmaray’a da karşıydı. Bize 4 yıl erteletti projeyi tamamlatmayı. Neymiş oradan tarihi çanak çömlek çıkmış.”
Erdoğan’ın tarihi eserler konusundaki seçmece tavrını Milliyet Gazetesi yazarı Can Dündar şöyle değerlendirmişti:
Peki Boğaz’daki kültür varlıkları “ata yadigârı” da, Marmaray’ın altından çıkanlar niye “çanak çömlek”?
Çünkü Başbakan, bu toprakların tarihini Türklük ve Müslümanlıkla başlatıyor.
Öncesini “ata”dan saymıyor.
Hasankeyf tarih oluyor
AKP’nin on bin yılı aşkın tarihe sahip bulunan Hasankeyf’in üzerine baraj yapma ısrarı kamuoyundan gelen tüm tepkilere rağmen devam etmekte. Faaliyete geçirilecek Ilısu barajıyla birlikte küçük bir bölümü taşınacak olan tarihi eserler dışında Hasankeyf sular altında kalacak. AKP’nin şimdiki Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Hasankeyf’in katledilmesine ilişkin olarak “Hasankeyf yok olsun istemiyorum ama hayat acımasız” sözleriyle acizlik bildirirken önceki Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, “Hasankeyf’te kültürel varlığımız yok” şeklindeki sözleriyle AKP’nin tarihe olan bakışını daha net yansıtmıştı.
Günay’a göre Allianoi’nin su altında kalmasını istemeyenler abartıyor
Hasankeyf’in yanı sıra barajla sular altında kalacak bir diğer tarihi bölge de İzmir’in Bergama ilçesi sınırları içindeki Allianoi. Barajın faaliyete geçmesiyle tamamen sular altında kalacak Allianoi’de de tarihi eserlerin bir bölümünü taşıyarak kurtarma çabası mevcut. Allianoi Girişimi’nin kurtarmak için yürütmeyi durdurma davası açtığı tarihi bölge için Kültür ve Turizm Bakanı Günay şunları sözlemişti: “Anladığım kadarıyla Allianoi konusunda abartılı bir kamuoyu duyarlılığı geliştirildi. Atılan her adıma çevreden, yargıdan müdahale isteniyor”
AKP’nin ısrarla savunduğu Marmaray projesinin Erdoğan’ın ifadesiyle “çanak çömlek” tahrip etmenin ötesine gittiği görülmekte. 2010 yılı sonlarında yapılan Marmaray kazıları sırasında Topkapı Sarayı’nın surlarında çatlaklar oluşmuştu.
Topkapı Sarayı Günay için teferruat
Müzelerin ve tarihi eserlerin ilgisizlik nedeniyle tahribata uğradıkları görülmekte. 2008 yılında Kültür Bakanlığı Teftiş Kurulu’nun yaptığı inceleme sonucunda, Topkapı Sarayı’nda yeniçeri kalkanlarından padişahların kullandıkları savaş malzemelerine kadar birçok eserin, “çürüdüğü için tarihi eser niteliğini kaybettiği” ortaya çıkmıştı. Ülkenin en göz önündeki tarihi eserlerinden birisi olan Topkapı Sarayı’nın içler acısı durumu diğer eserlerin durumu üzerine fikir vermekte.
Kültür ve Turizm Bakanı Günay’ın, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Yusuf Benli’nin 3. Selim’in tahtını lojmanına taşıtması ve 14. Louis masasında kahvaltı yapmasıyla ilgili basında çıkan haberleri “teferruat” olarak niteleyerek tarihi eserlere karşı ilgi düzeyini ortaya koymuştu.
Tarihi duvar yıkıldı, yerine otel yapıldı
AKP döneminde tarihi eserlerin çeşitli hilelerle yıkılıp arsasının ticari amaçla değerlendirilmesi de söz konusu oldu. Sultanahmet’te 1. Derece Koruma Bölgesi içinde yer alan, kentsel ve arkeolojik sit alanı içindeki Bizans Büyük Saray’a ait olduğu düşünülen duvar kalıntıları ve tarihi yapı Fatih Belediyesi’nin “güçlendirme izniyle” yıkılıp, yerine 5 katlı otel dikilmişti. İstanbul 4 Numaralı Koruma Kurulu ise dalga geçercesine duvarın yıkılıp, otel inşaatı bitme noktasına geldiği zaman “durdurma kararı” çıkartmıştı!
Tarihi mezar taşları moloz oldu
Eserler konusundaki denetimsizlik en sıradan madencilik faaliyetlerinin bile tarihi eser katliamına dönüşmesine neden olmakta. Çok sayıda antik yerleşimin bulunduğu Antalya Çığlıkara’da taş ocağına ait iş makinelerinin Likya dönemine ait mezar taşlarını parçalanmış olarak ormana attığı ortaya çıkmıştı. Molozların döküldüğü alanda bulunan mezar taşlarının Milattan Sonra ikinci yüzyıla ait olduğu tahmin edilmekte.
Tarihi eser kaçakçıları işlerini rahat yapıyor!
Tarihi eserlerin devlet eliyle tahrip edildiği ülkemizde tarihi eser kaçakçılarının işlerini yaparken rahat çalıştıkları görülüyor! Burdur’un Gölhisar İlçesi’nde tarihi eser kaçakçılarının Kibyra Antik Kenti’ndeki toplu yeraltı oda mezarlarını dinamitle patlatarak mezarların içerisindeki tarihi eserleri çaldıkları ortaya çıkmıştı.