Yaklaşık 4 yıl önce İstanbul Üniversitesi’nin tarihî duvarlarının restorasyonu ile başlayan ‘tarihe sahip çıkma projesi’, kapının yenilenmesiyle devam edecek.
Aralık ayında bitmesi planlanan restorasyonla tarihî kapının orijinalinde yer alan Sultan Abdülaziz’in tuğrası da gün yüzüne çıkmış olacak.
Türkiye’nin en eski yükseköğrenim kurumu İstanbul Üniversitesi, eski adıyla Darülfünun’dur. Üniversite ile özdeşlesen yer ise Beyazıt kampüsündeki tarihi ana giriş kapısı. Öyle ki pek çok öğrenci üniversite hayalini bu kapı ile kuruyor. Tarihi kapıya olan merakı yüzünden başka üniversitelerden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yapan öğrenciler bile var. Projesi tamamlanan tarihi kapı şimdilerde restorasyona hazırlanıyor. Restorasyon çalışmalarında kapının orijinalinde yer alan Sultan Abdülaziz’in tuğrası gün yüzüne çıkarılacak. Kapıda bulunan ‘T.C.’ ibaresi de tuğranın üzerinde bulunacak. Bakım ve onarım çalışmalarının aralık ayında bitmesi planlanıyor. İstanbul Üniversitesi Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Dr. Cemil Akçay, 1994 depreminden sonra çeşitli onarımdan geçen kapıda ilk defa bu çaplı bir restorasyonun yapılacağını söylüyor.
İstanbul Üniversitesi giriş kapısı olan görkemli yapı, Harbiye Nezareti Kapısı olarak inşa edilir. Ünlü hattat Mehmed Şefik Bey’in üç parçadan oluşan kitabesinin üzerindeki madalyonun içine de dönemin padişahı Abdülaziz’in tuğrası yerleştirilir. 1927 yılında Osmanlı kitabelerinin ve tuğralarının çıkarılmasıyla ilgili kanun çıkarılınca tuğranın ve alttaki üç parçadan oluşan kitabenin üzeri mermerle kapatılır. 1933 yılında Darülfünun’un kapatılıp İstanbul Üniversitesi’nin kurulması ile kitabeye “İstanbul Üniversitesi”, kitabenin üzerinde bulunan mermere de T.C. yazılır.
2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın fonuyla Şirin Akıncı Mimarlık tarafından projesi tamamlanan tarihi kapıya ihtiyacı doğrultusunda korumaya yönelik bir restorasyon yapılacak. Tarihi kapının komple elden geçmediğini vurgulayan Dr. Cemil Akçay, bu sene üniversitenin kendi kaynaklarıyla ihalesinin yapıldığını söylüyor. Sene sonunda tarihi Beyazıt giriş kapısının restorasyonunun tamamlanarak yeni haliyle hizmete açılacağını dile getiren Akçay, “Tarihi yapı çatısından kapısına, dış cephe temizliğinden zemin iyileştirmesine kadar ne ihtiyaç duyuluyorsa elden geçirilecek. Işıklandırması da yeniden yapılacak. İç kısımdaki odalardaki kalem işlemeleri tamir edilecek.” diyor.
Üniversite bünyesinde yapılan diğer çalışmalar hakkında da bilgi veren Dr. Cemil Akçay, 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın fonu vasıtasıyla orijinaline uygun 10 tane yeni ahşap evin yapıldığını anlattı. Projelerin bir kısmının Tarih Çevre Koruma Müdürlüğü tarafından yapıldığını belirten Akçay, şöyle devam etti: “İki yıllık süre içinde Vefa’da sarnıç ve hamam kalıntıları restore edildi. İbrahim Efendi Konağı’nın orijinal halini bulduk, kurula tescil ettirdik, projelerini yaptırdık onun da inşaatı başladı. Tamamen fotoğraflardan ve eski haritalardan yola çıkarak bu bölgeye kazandırılan İbrahim Efendi Konağı’nın da inşaatına devam ediliyor.”