Emek Sineması’nın da içinde bulunduğu tartışmalı yapı adasının restorasyon projesine tepkiler devam ediyor. Ön cephedeki bitki motifi bezemeli rozet kırılarak yerine konulan yağmur gideri borusu özensiz bir restorasyon olarak nitelendi.
Emek Sineması’nın da içinde bulunduğu tartışmalı yapı adasının restorasyon projesine tepkiler devam ediyor.
Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki tarihi Cercle d’Orient yapısının ön cephesindeki bitki motifli bezemeli rozet kırılarak yerine konulan yağmur gideri su borusu özensiz bir restorasyon olarak nitelendi.
Geçen mayıs ayında yapının İstiklal Caddesi’ne bakan cephesinin sağ ve sol üst köşelerinde bulunan bitki motifli bezemeli rozetlerin boru yerleştirilmek üzere delinerek yok edildiği fark edildi. Sonraki süreçte de parçalanarak yok edilen rozetlerden çıkarılan boruların çatı yağmur suyu gideri olarak ön cephede kullanılması tepki çekti.
“Aynı anlayış”
Mimar Doğan Hasol, uygulamanın özensiz bir uygulama olduğunu belirtti. Hasol, öncelikle, “koruma” konusundaki anlayışımız üzerinde durmak gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Son zamanlarda kentsel değerlerin paraya dönüştürülmesi furyası içinde, tescilli, korunması gerekli kültür varlıkları da birer birer yok ediliyor. İstanbul’un birçok bölgesi gibi Beyoğlu da bundan nasibini alıyor. Bunun örnekleri giderek artıyor. Yaşanan süreçte benimsenen öncelikli hedef, ne yazık ki yapının korunması değil, en yüksek oranda paraya dönüştürülmesi. Hedef yalnızca bu olunca korunması gerekli binaya yalnızca bir araç olarak bakılıyor. Örneğin, Cercle d’Orient’ın komşusu tarihi Saray Sineması artık yok. Yerine, komşu binaların yasal gabarileri de aşılarak kocaman bir AVM yapıldı. O yapının, yüksekliğiyle Cercle d’Orient’a örnek oluşturmayacağını umalım.”
Hasol, Emek Sineması ve Majik Sineması’nın başına gelenlerin de hep aynı anlayışın sonucu olduğunu söyledi. Eski Rus Büyükelçiliği, sanatçıların yaşadığı Narmanlı Yurdu ya da Narmanlı Han’ın da topun ağzında olduğunu, bunların özel kesimin para hırsına ilişkin örnekler olduğunu vurguladı. Hasol, “Bakış yalnızca paraya dönük olunca, araç konumuna düşen bina girişimci için önemsizleşiyor; böyle olunca da ‘restorasyon’ önemini kaybediyor ve gerekli bilimsel ilkelerin uzağında kalabiliyor” dedi.
“Yazık oluyor”
Hasol, özel kesimin yanı sıra, koruma konusunda kamu kesiminin de duyarsızlığı söz konusu olduğunu, Taksim Cumhuriyet Meydanı’nın ve AKM’nin durumunun da buna bir örnek oluşturduğunu belirtti. Hasol, “Tescilli bir bina olan AKM 2008’den beri kapalı; ölüme terk edilmiş gibi; şimdi de reklam panosu olarak kullanılıyor. Taksim Meydanı ise perişan. Sözde düzenleniyor. İstanbul’un en önemli meydanı böyle mi ele alınıp düzenlenir?” diye soruyor. Hasol, Cercle d’Orient binasına da bu kapsamda bakmak gerektiğini vurgulayarak, “Cercle d’Orient binasında dışarıdan yalnızca cephede yapılan özensizliği görüyoruz. O tutarsızlık bize içte yapılanlar konusundaki olası duyarsızlık hakkında fikir verebilir. Kısacası, bu anlayışla İstanbul’a ve mimari değerlerimize yazık oluyor” dedi.
“Tutarsızlık”
Restoratörler Derneği Başkanı Nazım Can Cihan ise bu uygulamayı “tutarsızlık” olarak niteledi: “Eski fotoğraflarında benzer bir gider sisteminin olmaması, yapıda buna dair herhangi bir izin olmaması ve korunması gerekli süslemelerin yok edilerek böyle bir çözüm üretilmesi kabul edilemez. Restorasyon çalışmalarında ‘aslına uygun koruma’ lafını ağızlarından düşürmeyenlerin, bunun neyi kapsadığını da iyi bilmesi gerekir, sadece şeklen uygunluğun yanı sıra yapım tekniği konusunda da mümkün olduğu kadar aslına uygun çözümler üretilmelidir. Yerinde korunması gereken Emek Sineması’nı süslemelerden ibaret kabul edip, obje muamelesi yapanların Cercle d’Orient’in süslemelerine reva gördüğü bu uygulama özensizliğin yanı sıra tutarsızlığın da bir ispatıdır.”