Estetik seçimler, mevzuat değişikliği gibi pek çok farklı sebepten haberlere konu olan bazı mimari hatalar, kamuoyunun da ilgisini çekiyor. Mimarlık dünyasına pahalıya mal olan 5 hataya bir göz atalım.
Londra, 20 Fenchurch Street, Fryscraper
2014 yılında inşa edilen ve mimar Rafael Viñoly tarafından tasarlanan 20 Fenchurch Caddesi özel şekli nedeniyle Walkie Talkie olarak da bilinen yapı, Londra’da gökdelen inşa etme projesinin bir parçası olarak hayata geçirilmiş. Başlangıçta maksimum 200 metrelik bir yükseklik için planlanan yapı, Londra Kulesi ve Saint Paul Katedrali ile görsel olarak çelişmeyecek şekilde aşağı doğru revize edilerek kulenin boyutunu 160 metreye indirilmiş ve başlangıçta cephede planlanan balkonları kaldırılmış. Bu değişiklik başta önemli gibi gözükmese de sonuçta etraftaki tüm sakinlerin yaşamlarını etkilemiş. Nitekim kulenin içbükey ve pürüzsüz şekli, onu kaplayan camla birleştiğinde, aşağıda günün belirli saatlerinde güneş ışınlarının güçlü bir şekilde yoğunlaşmasına neden olmuş.
Sıcak noktaların 117°C’ye kadar çıkması diğer şeylerin yanı sıra Jaguar marka bir aracın gövdesinin erimesine, vitrinlerde yangın çıkmasına ve komşu dükkanlardan birkaç kiremitin sökülmesine neden olmuş. Bu talihsiz olaylar yapıya dünya çapında ün kazandırmış. Yapıya hatta kalıcı bir çözüm üretmek yerine kocaman bir güneşlik eklenmesi durumu daha da kötüleştirmiş. Yapının yüksekliği ve doğrudan güneybatı rüzgarına bakması, binanın her yerinin etkilenmesine neden olmuş. Cepheye güneşi kesmek için güneşlik yerleştirildikten sonra, rüzgarı engellemek için bir de rüzgar türbinleri eklenmiş.
Şanghay, Lotus Riverside Complex
Lotus Riverside Kompleksi Şangay’da, Lianhua Nehri yakınında bulunan 13 katlı aynı model üzerinde 11 konut ve ticari binadan oluşan bir gayrimenkul projesi olarak hayata geçirilmiş.
2009 yılında yapılması planlanan açılış için çalışmalara 2007 yılında başlanmış. Konutun bitirilmesi için binanın güneyinde yer altı otoparkı kazılmış ve yer kazanmak için binanın kuzeyinde toplanan toprak yerleştirilmiş. Ancak şiddetli yağışlar çalışmaları aksatarak zemini yoğun bir şekilde nemlendirmiş.
Kısa sürede 10 metre yüksekliğe ulaşan toprak yığını, binanın yakınındaki zemine önemli bir kuvvet uygulamış ve binanın takviye direklerini geçerek güneydeki hendeğe doğru yavaşça kaymasına neden olmuş. Bu güçlü kayma sırasında binanın sütunları paramparça olmuş ve tüm bina aşağı doğru sürüklenmiş.
Halka açılmadan kısa bir süre önce çöken kompleks, ülkede geniş yankı uyandırmış.
Pensilvanya, Fallingwater House
Dünyanın en önde gelen mimarları arasında sayılan Frank Lloyd Wright tarafından 1939 yılında tasarlanan yapı büyük mağaza zincirinin adını taşıyan sahibi Edgard J. Kaufmann için inşa edilmiş. Estetiği tekniğe tercih eden bir mimar olarak bilinen Wright, teknik ihtiyaç konularını içgüdüsel bir şekilde ele almış ve her şeyden önce projenin görsel sunumuna odaklanmış. Evi inşa etmekten sorumlu müteahhit, mimarın bilgisi olmadan 1. katın kirişlerine planlanan çelik miktarının iki katını yerleştirince büyük çatışmalar yaşanmış hatta Wright projeyi yarım bırakmakla tehdit etmiş. İlerleyen dönemde müteahhitin yaptığı bu ekleme olmasaydı evin hızla çökebileceği ortaya çıkmış.
Bununla birlikte, mimarın daha önceki projesi Cascade House’da da kullandığı çıkma terasların birçok sorunun nedeni olduğu belirlenmiş. Terasların altına yeni donatılar yerleştirilse de konutun sağlamlığı için gerekli teknolojinin devreye girebilmesi için 2002 yılına kadar beklenmesi gerekmiş.
Şikago, Aon Center
1974 yılında inşa edilen Aon Center (eski adıyla Amoco Building) binası Standard Oil Company of Indiana’nın genel merkezi olarak hayata geçirilmiş. Tamamen Carrara mermeriyle kaplanan bu 83 katlı gökdelen, Şikago’daki en yüksek binalardan biri.
Beyazlığı ile oldukça gözde bir malzeme olan Carrara mermeri, genellikle binalarda kullanılsa da ilk kez bu kadar yüksek bir projede öne çıkarılmış. Yapı halen dünyanın en yüksek mermer binası olma özelliğini korumakta.
Bu başarıya ulaşmak için, taşıyıcı sütun sıralarını binanın uçlarına taşıyan ve sütunların diğer kısımlarını devasa bir merkezi silindirde toplayan yepyeni bir yapısal model uygulanmış. Bu model kapsamında dış üçgen sütunlara mermer bir kaplama dahil edilmesine karar verilmiş.
43.000 mermer bloktan oluşan bu kaplama, her zamankinden daha ince bloklara imkan veren yepyeni bir mermer kesme tekniğiyle şekillendirilmiş. Ne yazık ki, Şikago iklimine ve çok yüksek sıcaklık değişimlerine maruz kalan mermer, birçok çatlamaya neden olacak şekilde eğilmeye başlamış ve zamanla 150 kg’lık her bloğun düşme tehlikesi ortaya çıkmış. Hatta bu bloklardan biri çökerek komşu ofisin çatısını delip geçmiş.
Son olarak 1990 yılında kaplamanın her bir parçasının beyaz granit ile değiştirilmesine karar verilmiş. Bu çalışma tam iki yıl sürmüş ve yaklaşık 80 milyon dolardan fazla inşaat maliyeti ortaya çıkmış.
Roma, Fidenae Stadium
En büyük mimari hatalar arasında gösterilen bu tarihi proje derslere konu olabilecek nitelikte. Roma İmparatorluğu döneminde amfitiyatrolar belli başlı şehirlerin itibarını sağlamış ve oyunlar siyasetin merkezinde yer almış.
Doğuştan azat edilmiş bir köle olan ve paranın cazibesine kapılan Atilius, Roma halkının bahis merakından faydalanmak için büyük bir amfitiyatro inşa etmeyi planlamış. Atilius inşaatın bir an önce bitirilmesinde ısrar edince sağlamlıktan yoksun bir zeminde çalışmaya başlanmış ve tamamen ahşap olan yapı tehlikeli bir şekilde inşa edilmiş. Orijinal plana sürekli eklemeler yapılması sonucunda bu büyüklükte bir yer için inşaat gereğinden fazla zayıflatmış.
Stadyumun açılışında, on binlerce seyirci en ünlü gladyatörlerin rekabetini izlemek için akın etmiş. Gösteri devam ederken, devasa bina seyirci kalabalığını nedeniyle çökmüş. Ünlü tarihçi Tacitus amfitiyatroda yaklaşık 50.000 kişinin öldüğünü belgelemiş.
Bu olay tüm İmparatorluğu sarsmış. Senato daha sonra hayatta kalan Atilius’u yakalamış ve onu sürgüne göndermiş. Bu kaza sonrasında Roma İmparatorluğu’nda belirsiz bir zeminde herhangi bir inşaat yapılmasını ve 400.000’den az Antik Roma parası olan Sestertius’a sahip olan herhangi birinin oyun düzenlemesini yasaklayan bir yasa çıkarılmış.
Tarihçi Tacitus’un bildirdiği şekliyle ilk gerçek inşaat düzenlemeleri ve standartlarının ortaya çıkması da bu sayede olmuş.