Tarlabaşı'nın göbeğindeki 20 bin metrekarelik alan kentsel dönüşüm projesinin ilk etabı kapsamında boşaltılıyor. 2014'te bitecek proje 278 binayı kapsıyor.
Kentsel dönüşüm projesinin ilk etabı Tarlabaşı’nın göbeğindeki 20 bin metrekarelik alanı kapsıyor.
Tarlabaşı, 1500’lerden beri Pera’da yaşayan üst ve orta sınıfın evleri ve işyerlerinde çalışan, çoğunlukla gayrimüslim ailelerin yaşadığı bir bölgeydi. Mübadele ve 6-7 Eylül olaylarını takiben Beyoğlu’yla beraber boşalan Tarlabaşı, yoğun iç göç aldı. Bedrettin Dalan’ın Belediye Başkanı olduğu 1986’da çok tartışılan Tarlabaşı Bulvarı’nın açılmasıyla mahalle, Beyoğlu’ndan koparak daha da içine kapandı. Kapkaççıları, kavgalarıyla ün saldı.
Bölge, 20 Şubat 2006’da ‘yenileme alanı’ ilan edildi. 2004’te çıkarılan 5366 sayılı, nam-ı diğer ‘Beyoğlu Yasası’ kullanılarak Tarlabaşı’nın göbeğindeki 20 bin metrekarelik alan kamulaştırmaya açıldı. Proje, 210’u tarihi, 278 binayı kapsıyordu.
Proje, GAP İnşaat’ın
2006-2007 arasında bölgedeki 444 tapu sahibine yenileme projesi anlatıldı. Belediye, binalarını yenilemek isteyenlere Dünya Bankası’ndan düşük faizlerle 10-20 yıl vadeli krediler verileceğini anlattı. Mülk sahipleri, teklife olumlu yaklaştılar. Fakat küçük parselli binalar yatırımcıların ilgisini çekmeyince belediye, binaların dış cephelerinin korunarak bloklar halinde birleştirilmesine karar verdi.
İhaleyi 16 Mart 2007’de Çalık Grubu’ndan GAP İnşaat aldı ve mülk sahiplerine teklif götürmeye başladı. Bina altlarına dört-beş katlı otoparklar açılacak, içlerinde alışveriş merkezleri, restoranlar, oteller yapılacaktı. Arka sokaklar da konut alanı olacaktı. Basına, “500 milyon dolarlık dev proje ile Tarlabaşı’nı Paris’teki Şanzelize’ye (Champs-Élysées) dönüştürmeyi hedefliyoruz” dendi.
2008’in şubat ayında mahalle sakinleri, ‘Tarlabaşı Mülk Sahipleri ve Kiracıları Kalkındırma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği’ni kurdular. Derneğin kurucusu Ahmet Gün, belediyenin kendilerine “Mülklerinizi inşaat firmasına satmazsanız kanunun bize verdiği yetkiye dayanarak acele kamulaştırırız ve parasını da 5 yılda taksitle öderiz. Ama inşaat firmasına satarsanız paranızı peşin alırsınız” dediğini, sadece savaş halinde kullanılabilecek ‘Acil Kamulaştırma’ tehdidinden korkanların da binalarını sattığını söylüyor.
Belediye, GAP İnşaat’la anlaşamayanlara kamulaştırma tebligatı gönderdi. Bilirkişilerin belirlediği fiyatları çok düşük bulan mülk sahipleri, projeye ve kamulaştırmaya karşı dava açtılar. 444 tapu sahibinin yaklaşık dörtte birinin davası devam ediyor.
UNESCO da endişeli
Derneğin avukatlığını üstlenen Barış Kaşka, şu anda Danıştay’da görülen davalardan umutlu. Kaşka, ” Türkiye’de ilk kez ihale yöntemi ile vatandaşın tapulu mülkü üzerinden bir ticari şirket lehine kamulaştırma yapılıyor” diyor. “Kamulaştırma bedelleri vatandaşın vergilerinden ödeniyor ama tapular ticari şirkete geçiriliyor. İdarenin yaptığı işlemler sadece iç hukuka değil, Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelere ve evrensel hukuka da aykırı. “
Uluslararası Af Örgütü, temmuz ayında Tarlabaşı tahliyeleri için “acil eylem” çağrısı yaptı. UNESCO da geçen yıl 5366 sayılı yasanın “tarihi mirası olumsuz etkileyeceğinden” endişelendiğini belirtti. Projenin iptalini İstanbul Mimarlar Odası da istiyor. Avukat Barış Kaşka, eğer Danıştay’dan da bir sonuç alınamazsa, projenin iptali için AİHM’ye bireysel başvuru yoluna gideceklerini söylüyor.
Beyoğlu Belediyesi: Zaten binaların çoğu boştu
Belediye, gelişmelerle ilgili sorularımızı cevapladı: “Söz konusu proje, Tarlabaşı’nın en köhne, en yıpranmış bölgesinden seçildi. Anadolu’dan göç etmiş karışık grupların daha iyi olanakları sağlayıncaya dek kira, elektrik, su ücreti ödemeden barındıkları bölgede yaşayanların çoğu son 1-5 yıl içinde bu alana yerleşmiştir. Bu bölgeye dair bir aidiyetleri bulunmamaktadır. Zaten 278 binanın büyük bir bölümü boştu.
Bina parsellerinin küçüklüğü yatırım cazibesini çekmediği için mülk sahiplerinin kendi renovasyonlarını üzerlerine almaları yoluna gidilmedi. Büyük binalar yatırım için daha cazip göründü.
Uzlaşma sağlanan mülk sahiplerinin yüzde 30’u mülklerini satarak, kalan yüzde 70’lik kesim yeni projede de mülk sahibi olacak şekilde sözleşme yapmıştır.
Proje alanındaki kiracıların mağduriyetlerini gidermek için çeşitli modeller oluşturulmuştur. Tahliye taahhütnamesi veren kiracılardan, tahliye tarihlerine dek 1-2 yıl süreyle hiçbir şekilde kira bedeli tahsil edilmemiştir. Taşınma sırasında belediyenin işçi ve araçları ile nakliye sağlanmıştır. Kiracılar ve mağduriyetleri bilinen işgalcilere taşınma yardımları nakit olarak yapılmış, kiracı ve işgalcilerin TOKİ sosyal konutlarından düşük peşinatlarla ve kurasız faydalanmaları sağlanmıştır. TOKİ’den konut alan 47 mülk sahibi; 40 kiracı ve 10 işgalci vardır.
Tüm bu desteklere rağmen taşınma konusunda istekli olmayan kiracılara tahliye davaları açılmıştır. Davaların sonuçlanmasını ve kiracılara tebliğini takiben tahliyeler icra yoluyla yapılmaktadır. Şu ana kadar tescil kaydı olmayan dört bina yıkıldı. Kimi binalar restore edilecek, kimilerinin cepheleri askıya alınacak, kimileri özgün parçaları sökülerek saklanacak ve aslına uygun olarak inşa edilecektir. Projenin 2014’te tamamlanması hedeflenmektedir.
İddialar soyut
Tarlabaşı Derneği’nin avukatı Barış Kaşka, idarenin açıklamalarını ‘gerçek dışı ve soyut’ buluyor: “Kentsel dönüşümde halkın sürece katılımı, bilgilendirilmesi ve şeffaflık esastır. Projenin açıklanmasının üzerinden üç yıl geçmesine karşın hâlâ Beyoğlu Belediyesi ile GAP İnşaat arasında nasıl bir sözleşme imzalandığını, hak sahiplerinin kaçının şirkete ne bedel üzerinden mülklerini devrettiğini bilmiyoruz.”