Taş ve Çelikten Sydney’de Bir Ev

Jemima Retallack ve Mitchell Thompson, Sydney’de bulunan eski bir yapıyla saygılı bir biçimde birleşen çağdaş bir ek bina tasarladı.

Bir mimar aynı zamanda kendi kendinin müşterisi olduğunda, kişinin kendine ait evinin olmasından dolayı yaratıcı süreci besleyen ihtiyaçların, anıların ve alışkanlıkların kişisel yapısıyla karşılaşan maliyet yönetiminden zaman yönetimine kadar olan net süreçlerin daha dikkatle yapılması kaçınılmaz oluyor.

Proje topoğrafik, fonksiyonel, düzenleyici bakış açılarından oluşan oldukça kısıtlı bir bağlama yerleştirildiğinde, karmaşıklık güçlendirilmiş ve iş daha zorlayıcı bir karaktere bürünmüş. Bu zorlama, arazinin olanaklarını, kısıtlamalardan daha çok görerek kendilerine stüdyo evleri için Darlinghurst bölgesinin canlı banliyölerinde dar, dik bir arsa tanımlayan mimar ikilisi Jemima Retallack ve Mitchell Thompson tarafından alınmış.

Arazi, mimarların kurtardığı ve başka bir amaca uygun hale getirdikleri Taş Ev adını verdikleri kendi stüdyosu ve iki yatak odası içeren yapı, aslen 1830’lardan kalma, eski kumtaşı evleri içeriyor.

Masif taş mimarisine bir zıtlık olarak stüdyo, mevcut taş olan yapının malzemesine zarif ve hafif silüetiyle açık bir şekilde kontrast oluşturarak 20. yy’ın başlarında yanmış olan küçük evin bulunduğu arsanın arkasında ikinci bir bina (Çelik Ev) olarak algılanıyor.

Yeni yapı, mutfak, oturma odası, zemin kattaki garaj ve ilk kattaki iki yatak odası gibi mekanlarla yaşam alanlarının miktarını artırmış. Cepheler, ince metal profillerle çerçevelenmiş pencereler ile diyalog kuran ve gökyüzünü yansıtan kumlanmış alüminyum paneller şeklindeki zarif kaplamalar tarafından karakterize edilmişler.

Büyük şehrin yoğunluğundan koruyan açık bir mekan önerirken yerleşkenin bağımsızlığını ve yakınlığını destekleyen farklı seviyelerde konumlanmış iki bina, zengin bitki çeşitlerine sahip olan küçük bir bahçe tarafından ayrılıyor.

İç mekanlarda detayların özenli bir çalışması, anlatımın olabilecek en açık ve gerekli yollarıyla basit ama stüdyonun mobilyalardaki ahşaptan yerdeki pürüzsüz betona kadar olan malzeme olanaklarını keşfettiği son derece belirlenmiş mekanları karakterize ediyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın